YTB Başkanı Eren: “Her bir vatandaşımız ayrı bir başarı hikayesi”
ALMANYA’YA GÖÇÜN 58’İNCİ YIL DÖNÜMÜNE İLİŞKİN AÇIKLAMALARDA BULUNAN YURTDIŞI TÜRKLER VE AKRABA TOPLULUKLAR (YTB) BAŞKANI ABDULLAH EREN, “GEÇEN ZAMAN SADECE ALMANYA’NIN İŞ GÜCÜNE DEĞİL EKONOMİK, SİYASAL, SOSYAL VE KÜLTÜREL YAPISINA DA AKTİF KATKILAR SUNDUKLARI BİR SÜRECİ DOĞURDU. BU SÜREÇTE BİRÇOĞU DİLİNİ DAHİ BİLMEDİKLERİ BU ÜLKEDE BİRER BAŞARI HİKAYESİNİN KAHRAMANI OLAN İLK NESİL BUGÜN 4. NESLE ULAŞMIŞ DURUMDA” DEDİ.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanı Abdullah Eren, Almanya’ya göçün 58’inci yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, “Geçen zaman sadece Almanya’nın iş gücüne değil ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel yapısına da aktif katkılar sundukları bir süreci doğurdu. Bu süreçte birçoğu dilini dahi bilmedikleri bu ülkede birer başarı hikayesinin kahramanı olan ilk nesil, bugün dördüncü nesle ulaşmış durumda” dedi.
58 yıl önce 30 Ekim 1961 tarihinde Almanya’nın Bonn kentinde imzalanan “İşgücü Alımı Anlaşması” ile ilk etapta 2 bin 500 Türk vatandaşı memleketlerini bırakıp Almanya’ya göç etti. Aradan geçen sürede Almanya’da siyasetten ekonomiye, kültürden spora toplumun her alanında varlıklarını sürdüren Türk vatandaşları 3 buçuk milyonu aşkın nüfusu ile bugün dördüncü nesle ulaşmış durumda. Asli faaliyet alanlarından biri yurt dışında yaşayan vatandaşlar olan ve yurt dışındaki vatandaşlar için önemli çalışmalara imza atan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) da Almanya’daki vatandaşlar için eğitim, kültür, hukuk gibi pek çok alanda projelerini sürdürüyor.
“Avrupa’daki Türk varlığını Avrupa ülkeleri kazanım olarak görmeli”
Almanya’ya göçün 58’inci yıl dönümüne ilişkin açıklamalarda bulunan YTB Başkanı Abdullah Eren, başkanlık tarafından gerçekleştirilen eğitim, kültür ve kapasite geliştirme çalışmaları başta olmak üzere vatandaşlara yönelik projelere devam edileceğinin altını çizdi. Avrupa’daki Türk varlığının Avrupa ülkelerince de bir kazanım olarak görülmesi gerektiğini vurgulayan Eren şunları kaydetti:
“Geçen zaman sadece Almanya’nın iş gücüne değil ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel yapısına da aktif katkılar sundukları bir süreci doğurdu. Bu süreçte birçoğu dilini dahi bilmedikleri bu ülkede birer başarı hikayesinin kahramanı olan ilk nesil, bugün dördüncü nesle ulaşmış durumda. İnanıyorum ki bu genç ve dinamik neslimiz her geçen gün daha da donanımlı bir şekilde bulunduğu topluma ve buradaki varlığımıza nitelikli katkılar sunarken ana vatan ve ana diliyle de bağını koparmadan iki ülke ilişkilerinde de önemli pay sahibi olacak.”