YÖK Başkanı Saraç: “Uluslararası öğrenci sayımız 172 bine ulaştı”
YÖK BAŞKANI M. A. YEKTA SARAÇ, “2014 SENESİNDE ULUSLARARASI ÖĞRENCİ SAYIMIZ 48 BİNLERDE İKEN BU SAYIYI İLK DEFA AÇIKLIYORUZ, 172 BİNE ULAŞTI. BU SAYIDA BİR SIÇRAMA YAŞADIK. ULUSLARARASI ÖĞRENCİ SAYIMIZDAKİ ARTIŞ SON YILLARDAKİ AVRUPA’DAKİ ULUSLARARASI ÖĞRENCİ SAYISI ARTIŞ ORANLARININ EN İYİSİ VE BİZİM İÇİN GURUR VERİCİDİR. BU SONUÇ ÜLKEMİZİN ULUSLARARASI ALANDAKİ GÖRÜNÜRLÜĞÜNE DE KATKI SAĞLAMAKTADIR” DEDİ.
YÖK Başkanı M. A. Yekta Saraç, “2014 senesinde uluslararası öğrenci sayımız 48 binlerde iken bu sayıyı ilk defa açıklıyoruz, 172 bine ulaştı. Bu sayıda bir sıçrama yaşadık. Uluslararası öğrenci sayımızdaki artış son yıllardaki Avrupa’daki uluslararası öğrenci sayısı artış oranlarının en iyisi ve bizim için gurur vericidir. Bu sonuç ülkemizin uluslararası alandaki görünürlüğüne de katkı sağlamaktadır” dedi.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) konferans salonunda, Yükseköğretimin uluslararasılaşması bağlamında fırsatların ve tehditlerin kapsamlı ve geniş katılımlı bir platformda ele alınması amacıyla “Türk Yükseköğretiminin Uluslararasılaşması: Fırsatlar ve Tehditler Çalıştayı” düzenlendi.
YÖK Başkanı M. A. Yekta Saraç’ın açılış konuşmasıyla başlayan çalıştayda; yükseköğretim sisteminin, yurt dışında tanıtılmasına ve üniversitelere erişimin kolaylaştırmasına yönelik Türkçe, İngilizce ve Arapça dillerinde yeniden hazırlanan ve hayata geçirilen “Study in Turkey” internet sayfasının da tanıtımı yapıldı.
YÖK Başkanı Saraç, Türkiye’nin öğrenci sayısı bakımından Avrupa’da yüksek öğretim alanında önde gelen ülkelerden olduğunu belirterek, “Ülkemizde yükseköğretime erişim ve yükseköğretim alanındaki okullaşma oranının artırılması 2000’li yıllar öncesinde çözümlenmesi gereken en öncelikli konu iken son yıllarda yaşanan niceliksel büyüme ile başta yükseköğretime erişim olmak üzere birçok alanda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Bugün itibari ile 8 milyona yakın öğrenci, 82 bini öğretim üyesi olmak üzere 168 bini aşkın öğretim elemanı, 129’u devlet, 73’ü vakıf üniversitesi ve 5’i vakıf meslek yüksekokulu olmak üzere toplam 207 yükseköğretim kurumu Türkiye yükseköğretim alanını oluşturmaktadır. Türkiye, öğrenci sayısı bakımından Avrupa Yükseköğretim Alanının önde gelen ülkesi durumundadır” ifadelerini kullandı.
“Ana gayemiz geleceğe güçlü nesiller yetiştirmek”
Saraç, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu alanlarda gelişimini sağlamak için her yıl Türkiye’nin bilim hayatındaki 100 öncelikli alan belirlendiğini söyledi. Belirlenen alanlarda çalışmak üzere yaklaşık 4 bin doktora öğrencisinin burslandırıldığını da sözlerine ekleyen Saraç, “Akademide ve endüstride ülkemizin geleceğinin değeri olan nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesine, büyük önem atfetmekteyiz. Bu kapsamda ustun arastırma kabiliyetine sahip doktoralı insan kaynagını arttırmak ve aynı zamanda disiplinler arası işbirliklerini güçlendirmek amacıyla, yükseköğretim sistemimizdeki yapısal değişime önemli katkılar sunacak YÖK 100/2000 Doktora Bursu projesini hayata geçirdik. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu alanlarda, her yıl Türkiye’nin bilim hayatının 100 öncelikli alanı belirlenmekte ve her çağrıda bu liste güncellenmektedir. Yaklaşık 4 bin doktora öğrencisi bu program dahilinde burslandırıldı. Bu proje gurur duyduğumuz bir Türkiye projesidir. Ana gayemiz geleceğe güçlü nesiller yetiştirmektir. Başarıyı önceleyen ve destekleyen çok sayıda başkaca YÖK burslarımız da devam ediyor” şeklinde konuştu.
“Uluslararası öğrenci sayımız 172 bine ulaştı”
Çalıştay kapsamında; Hedef Odaklı Uluslararasılaşma bağlamında Türk Yükseköğretiminin uluslararasılaşmasında karşı karşıya olduğu fırsatların ve tehditlerin kapsamlı ve geniş katılımlı bir platformda ele alınmasından duyduğu mutluluğu dile getiren Saraç, uluslararası öğrenci sayısının son güncel rakamlara göre 172 bine ulaştığını belirtti. Saraç, “2014 senesinde uluslararası öğrenci sayımız 48 binlerde iken bu sayıyı ilk defa açıklıyoruz, 172 bine ulaştı. Bu sayıda bir sıçrama yaşadık. Uluslararası öğrenci sayımızdaki artış son yıllardaki Avrupa’daki uluslararası öğrenci sayısı artış oranlarının en iyisi ve bizim için gurur vericidir. Bu sonuç ülkemizin uluslararası alandaki görünürlüğüne de katkı sağlamaktadır. Uluslararası öğrencilere yönelik yükseköğretim politikaları geliştirilirken insani boyutta da politikalar geliştirmekteyiz. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı olarak mülteci akademisyen ve öğrencilerin bizim eğitim ve öğretim sistemimize entegre olabilmeleri için çalışmalar başlattık. Başlattığımız bu çalışmalar kapsamında şimdiye kadar 500 civarında göçmen bilim insanına yükseköğretim sistemimizde çalışma alanı açılmış ve bu bilim insanları üniversitelerimize yerleştirildi. Onların varlığı üniversitelerimize, yükseköğretimin uluslararasılaşmasına ve uluslararası öğrenci akışına katkı sağladı” diye konuştu.
“Son 5 yılda imzalanan mutabakat sayısı 32 yılda imzalananın iki katını aştı”
Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarının yurt dışından öğrenci kabul kısıtının kaldırıldığını söyleyen Saraç, “Nitelikli yabancı uyruklu öğretim elemanlarını ülkemize çekebilmek için yeni politika belgesini de önümüzdeki günlerde açıklayacağız. YÖK’ün kuruluşu olan 1982 yılından 2014 yılına kadar geçen 32 yılda 15 ülke ile yükseköğretim alanında işbirliğine yönelik mutabakat zaptı imzalanmışken, son beş yılda bu yönde imzalamış olduğumuz mutabakat zaptı sayısı 35’e ulaşmıştır. Bir başka ifade ile son beş yılda imzalanan mutabakat sayısı 32 yılda imzalananın iki katını aşmıştır. Bu mutabakat zabıtları sembolik faaliyetler değildir; ülkemize gelen öğrencilerin ve tanınan üniversitelerimizin sayısının artmasında en önemli faktördür. Komşu ülkelerde az sayıda tanınan üniversitelerimizin tanınırlığını girişimlerimizle sürekli artırıyoruz. Afrika ve Balkan açılımlarımız da önemli sonuçlar doğuruyor. Diğer taraftan ortak programların sayısında da önemli artışlar yaşandı” dedi.
“5 üzerinden 5 tam puan”
Mayıs 2018 tarihlerinde Fransa’da düzenlenen Avrupa Yükseköğretim Alanı Bakanlar Zirvesinde Türkiye, derece sistemlerinin geliştirilmesi ana başlığı altında yer alan “Yeterlilikler Çerçevesi”, “Avrupa Kredi Transfer Sistemi” ve “Diploma Eki” konularında 5 üzerinden 5 tam puan aldığını söyleyen Saraç, Avrupa Yükseköğretim Alanı (AYA) 2018 yılı ülke karnemizde ciddi bir iyileşme sağlandığının da altını çizdi. Saraç, “Türkiye, Bologna sürecinin belirlediği kazanımlar anlamında pek çok Avrupa ülkesinin önünde olduğunu bir kez daha göstermiştir. Türkiye’nin Bologna Süreci’ne dahil olmasıyla birlikte uluslararasılaşmanın bir diğer önemli unsuru olan akademik tanınma, Türk yükseköğretiminde öncelikli bir sıraya oturtulmuştur. Erasmus ve Erasmus plus programı aracılığıyla 2004 yılından bu yana 55 bini aşkın öğrenci eğitim için ülkemize gelmiş, 160 bini aşkın öğrencimiz ise ülkemizden Avrupa Birliği’ne üye farklı ülkelere giderek eğitimlerine bir veya iki dönem yurt dışında devam etmişlerdir. Mevlana Değişim Programımız vasıtasıyla Türk yükseköğretim kurumları ile Avrupa Yükseköğretim Alanı dışındaki ülkelerin yükseköğretim kurumları arasında öğrenci ve öğretim elemanı değişimi gerçekleştirilmektedir. Toplamda 3 bin 313’ü gelen olmak üzere 5 bin 884 öğrenci ve 1 bin 540’ı gelen olmak üzere toplam 2 bin 637 öğretim elemanı olmak üzere toplamda 8 bin 521 öğrenci ve öğretim elemanı değişimi gerçekleştirilmiştir. Mevlana Değişim Programında yeni bir format geliştirerek, üniversitelerimizin yabancı üniversitelerle proje odaklı işbirliklerini destekleme yoluna gittik. Proje tabanlı Uluslararası Değişim Programı ile ilk defa öncelikli alanlarda üniversitelerimizin yurt dışındaki üniversitelerle proje odaklı işbirlikleri desteklenmeye başladı. 36 ülkenin üniversiteleri ile üniversitelerimiz arasında yürütülen 94 ortak bilimsel projeye, bu program kapsamında öğrenci ve akademik personel değişimi için destek sağlanmıştır” ifadelerini kullandı.
“Ülkemize gelen uluslararası öğrencilere ilgili ülkenin ihtiyaç duyulan alanlarında eğitim veriyoruz”
Özgün burs projeleri ile; Ruanda, Pakistan, Kosova, Makedonya, Arnavutluk, Bangladeş, Filipinler, Ukrayna, Gambiya, Filistin, Etiyopya, Sudan, Uganda gibi hedef ülkelerin bakanlıkları ile koordineli çalışıldığını vurgulayan Saraç, “Ülkemize gelen uluslararası öğrencilere ilgili ülkenin ihtiyaç duyulan alanlarında eğitim veriyoruz. Bu öğrenciler eğitimlerini tamamladıktan sonra kendi ülkelerine dönmekte ve devlette görev yapmaktadırlar. Pakistan Türkiye Çağrılı Proje Tabanlı Uluslararası Değişim Programı: Bu burs programında 2017 yılında başlattık. Bu burs programı yükseköğretimin uluslararasılaşmasına katkıda bulunan bir Türk ve Pakistan işbirliği girişimidir. Şimdiye kadar 15 Türk devlet üniversitesinden toplam 24 proje onaylanmıştır. Toplamda 139 öğrenci ve öğretim elemanı burslandırılmış, öğretim elemanı ve öğrenci değişimi gerçekleşmiştir. Bir diğer burs programımız da YÖK-Türkoloji Bursudur. Yurt dışındaki üniversitelerin Türkoloji bölümlerini güçlendirmesi ve bu bölümlere ilgiyi artırması ve Türkiye’nin uluslararası alanda görünürlüğüne katkı sağlaması maksadıyla başlatılmıştır. Bir diğer projemiz Study in Turkey projesi. Bu proje ile üniversitelerimizin yurt dışında tanıtımında farklı bir yöntem izliyoruz; dijital bir platformda üniversitelerimiz kapılarını dünyadaki paydaşlarına açmış bulunmaktadır. Bu proje Türkiye’de öğrenim görmeyi düşünen uluslararası öğrencilerin doğru bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesi hususunda önem arz etmektedir” şeklinde konuştu.
Düzenlenen ‘Türk Yükseköğretiminin Uluslararasılaşması: Fırsatlar ve Tehditler Çalıştayı’na YÖK Başkanı M. A. Yekta Saraç’ın yanı sıra; Göç İdaresi Genel Müdürü Abdullah Ayaz, Türkiye Ulusal Ajans Başkanı İlker Astarcı, Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Şeref Ateş, Yükseköğretim Kurulu Başkan Vekili Rahmi Er, İstanbul Aydın Üniversitesi Rektörü Yadigar İzmirli, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Rektörü M. Verşan Kök, Marmara Üniversitesi Rektörü Erol Özvar, Karabük Üniversitesi Rektörü Refik Polat, Ankara Üniversitesi Rektörü Erkan İbiş, İstanbul Üniversitesi Rektörü Mahmut Ak, Bilkent Üniversitesi Rektörü Abdullah Atalar, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Sait Bilgiç, Selçuk Üniversitesi Rektörü Mustafa Şahin katıldı. Yurt dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren, Amerika Birleşik Devletleri’nde olduğu için programa katılamadı.