“Yaz tatili doğayla iç içe geçirilmeli”
İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DEKAN YARDIMCISI DR. ÖĞR. ÜYESİ AYLİN SÖZER ÇAPAN
İstanbul Aydın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Aylin Sözer Çapan, yaz tatiline giren öğrencilerin tatili doğayla iç içe aktivitelerle geçirmesinin çok daha faydalı olacağını söyledi.
Yaklaşık 18 milyon öğrenci, bugün karnelerini alarak yaz tatiline girdi. Bu da velileri ve öğrencileri “yaz tatilini nasıl değerlendirmeli” düşüncesine sevk etti. İstanbul Aydın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Aylin Sözer Çapan konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, karne alan öğrencilerin tatili ağırlıklı olarak doğayla iç içe, açık alanlarda gerçekleştirilen aktivitelerle değerlendirmesinin çok daha faydalı olacağını belirtti.
Başarı mı, mutluluk mu?
“Okullar kapanırken çocuklarımızı saran karne heyecanı, artık velilerimizi daha da ilgilendirir oldu. Anne ve babalar çocuğunun başarısını kendileriyle özdeşleştirir oldular” diyen Çapan, “Çocuk akademik anlamda başarılı ise anne-baba kendini iyi, ilgili ve doğru çocuk yetiştiren bir ebeveyn olarak tanımlarken, akademik başarısı düşükse kendini yetersiz, ilgisiz ve yanlış çocuk yetiştiren bir ebeveyn olarak tanımlamaktadır. Elbette çocuklarımızın okul başarısı pek çoğumuzu mutlu ederken, karne sonuçları beklentinin altında gelen çocukların aileleri ise mutsuz olacaktır. Ancak ‘başarı’ denen kavram okuldaki akademik başarı ile sınırlandırılamayacak çok geniş kapsamlı bir kavramdır” şeklinde konuştu.
Karneye “Z Raporu” benzetmesi
Karnenin bir çeşit dönem sonu raporu olduğuna dikkat çeken ve karneyi iş yerlerindeki kasalardan alınan “Z Raporu”na benzeten Çapan, “Bu rapor o zaman dilimi içerisinde ne gibi ölçülebilen değerler olduğunu gösteren bir belgedir. Ama bizler o raporlardaki yüksek notların bir başarı göstergesi olmadığını biliyoruz. Çünkü çocuklarımız başarılarından değil daha çok başarısızlıklarından öğrenirler. Bir şeyi başaramadıklarında aslında tekrar deneme istekleri hep vardır. Fakat yeterince başarılı olamadıklarına bazen o kadar odaklanır ki çevreleri, bu süreçte başarsa da başaramasa da aslında neyi öğrendiklerine odaklanmazlar. Diğer taraftan karne sonuç odaklı bir göstergedir. Süreci ölçemez. Arkadaşlarıyla okulda deneyimledikleri tüm etkinlikler, kütüphane çalışmaları, geziler sırasında edinilen deneyimlerin sonuçları karnelerde yer almaz. Bu yüzden ailelere karne başarısına odaklanmamalarını öneriyoruz” diye konuştu. Başarılı aileler ve çocukların, birbirlerine güvenen, daima dürüst olan, hata yapmaktan korkmayan ve vazgeçmeyen bireyler olduğunu ifade eden Çapan, “İşte tam da bu yüzden önemli olan karnesi iyi olan değil, mutlu olan ve öğrenmekten vazgeçmeyen çocuğa sahip olmak asıl hediyedir” dedi.
“Yaz tatili kâbusa dönmesin”
Yaz tatilinde öğrencilerin mümkün olduğunca doğayla iç içe gerçekleştirilen aktivitelere iştirak etmesini tavsiye eden Çapan, zaman zaman gündeme gelen “yaz okulu” kavramına ise şu ifadelerle değindi:
“Bazı okulların beton binalarda, bahçe etkinliklerine yer vermeyen, sınıf içinde kış okulu uygulamalarından çok da farklı olmayan programları olduğunu biliyoruz. Bu okullar sadece bilgi ile ilgili fırsatlar sunacaktır ancak çocuk tatil yapmış sayılmayacaktır. Bu nedenle daha çok doğada, açık alanlarda, kamplar veya günlük etkinlikler olarak tasarlanmış programlara çocukların katılmalarını sağlamak çok daha faydalı olacaktır. Spor ve sanat faaliyetleri çocuğun tercihi ve yetenekleri doğrultusunda bir programa bağlanmalı ve her gün yerine belli periyotları olmasına dikkat edilmelidir. Aksi takdirde her sabah erken uyanan, yine kışın olduğu gibi belli mecburiyetler içinde yazı o etkinlikten bu etkinliğe zamanı yakalamak için koşturulan çocuklar için yaz tatili yaz kâbusuna dönüşür.”
Çapan, “ideal yaz tatili”ni ise şöyle tanımladı:
“İdeal yaz tatili çocuğun ailesiyle birlikte zaman geçirme fırsatı bulduğu, kışın yapamadığı faaliyetlerin yer aldığı bir tatildir. Aksi takdirde tatilde bilgisayar ya da tablet kullanma özgürlüğüne sahip olup anne-babasıyla vakit geçiremeyen çocukların da tatilden zevk almadıkları görülmektedir. Asıl olan tatil, bütün aile bir arada oyun ve doğa temelli, özgür fikirlerin uçuştuğu ve huzurun hâkim olduğu bir ortamı paylaşmaktır.”