Yaz tatili, çocuk-anne-baba ilişkisini geliştirmede iyi bir fırsat

Yaklaşık 18 milyon öğrenci hem karnelerini almanın hem de yaz tatiline girmenin heyecanını yaşıyor. Elektronik veli bilgilendirme sistemini kullanan ebeveynler için eve gelecek karnenin çok da sürpriz olmayacağına dikkat çeken Psikoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Ilgın Başaran, “Karne, yalnızca sayısal değerlerden oluşmaz. Karnenin görüş kısmı da dikkate alınmalı. Kötü veya yetersiz notlara sahip bir öğrencinin gerekçeleri iyi dinlenmeli ve iyi anlaşılmalı” dedi.

Yaz tatili öncesi velilere önemli tavsiyelerde bulunan Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Ilgın Başaran, dikkat çeken uyarılar yaptı. “Karneyi yalnızca sayısal değerler olarak görmemek lazım” diyen Başaran, “Bu nedenle karnede notlar ne kadar kötü olursa olsun öncelikle öğrenciden bunun nedenlerini anlatmasını beklemek daha doğru olacaktır; çünkü mutlaka bir gerekçesi olacaktır. Bırakın öncelikle durumu kendisi yorumlasın. Öte yandan veliler de, öğretmen tarafından doldurulan görüşler kısmına dikkat etmeli; ancak bunlar da standart ve hemen hemen aynı olan görüşlerden oluşmamalı. Görüşler, başarı veya başarısızlıktan öte öğrencinin kişisel gelişimi hakkında bilgi vermeli. Kısacası görüşler notlar dizisinden daha yoğun ve açıklayıcı olmalı” bilgisini verdi.

Her çocuğun başarısını kendi içinde değerlendirmek gerektiğinin altını çizen Başaran, öğrenci başarılarının birbirleriyle kıyaslanmasının yanlış olduğunu söyledi. Yaz tatilinde yapılabilecek aktivitelere de değinen Ilgın Başaran, şöyle devam etti:

“Çocuğun zamanını iyi değerlendirebilmesi için aileler tatili nasıl geçireceklerini önceden planlamalı. Çocuğun dönem boyunca özlediği ve yapmak istediği aktiviteler neler ise bunları gerçekleştirmesi için fırsatlar sunulmalı. Yaz döneminde tatile gitmek, yeni yerler, tarihi ve doğal güzellikleri gezmek hem çocuk-anne-baba ilişkisini yakınlaştıran bir deneyim olacak hem de çocuğun ufkunu genişletecektir. Bunun için aileler deniz kenarı, yayla gibi havanın daha uygun olduğu alanlara gidilebilir; ayrıca belediyelerin ücretsiz olarak açtığı kurslar da önceden takip edilip, çocuğa uygun olanı seçilebilir. Bütün elektronik cihazlardan uzak durup elektronik ortamsız bir gün geçirilebilir. Kitap okumak isteyen çocuklar için de evde gürültüsüz ve sakin bir ortam oluşturulabilir.”