Vücudunuzdaki 5 santimetreden büyük şişliği önemseyin
TOTBİD OMURGA ÇALIŞMA GRUBU BAŞKANI PROF. DR ALİ ŞEHİRLİOĞLU, TÜRKİYE’DE OMURGA CERRAHİSİNİN BİRÇOK MESLEKTAŞI TARAFINDAN ÇOK ZOR OLARAK GÖRÜLDÜĞÜNÜ VE GENÇ MESLEKTAŞLARIN YETİŞMESİNDE SIKINTILAR YAŞANDIĞINI BİLDİRDİ.
Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği (TOTBİD) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yusuf Yıldız, ağrısız olan yumuşak doku sarkomlarının(kötü huylu yumuşak doku tümörleri) vücudun en çok bacak, kol ve karın bölgesinde görüldüğünün altını çizerek, “Genel olarak 5 santimetreden büyük ve derin yerleşimli kitlelerin kötü olma ihtimali yüksek kabul edilir. Bu nedenle büyüyen veya ağrılı hale gelen, derin yerleşimli bir şişlik varsa mutlaka doktora başvurulmalıdır” dedi.
Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği (TOTBİD) tarafından düzenlenen, Ulusal Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi’nin 29’uncusu Antalya’da bir otelde gerçekleştirildi. Kongrenin içeriği hakkında bilgiler veren Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği (TOTBİD) Başkanı Prof. Dr. İrfan Öztürk, kongrede ulusal ve uluslararası düzeyde saygın bilim insanlarının ortopedi ve travmatoloji alanındaki son gelişmeleri katılımcılarla paylaştığını bildirdi.
Olgular eşliğinde sık karşılaşılan problemler ve kronik hastalıklara yaklaşım ile birlikte tıptaki yeni gelişmelerinde kongrede gözden geçirildiğini aktaran Prof. Dr. Öztürk, “Bilimsel programda, “Ortopedide hayat kurtarıcı girişimler, protez çevresi kalça kırıkları, eklem içi kök hücre uygulamaları, gerçek Mi? efsane Mi?, sporcularda diz yaralanmaları, yaşlılarda kalça kırıkları, el bileği sorunları, yürüyüş bozuklukları ve analizi” gibi birçok önemli başlık ele alındı” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Öztürk, bilimsel programda toplam 152 oturum yapıldığını dile getirerek, “Oturumların 113’i panel, 17’si video konferans oturumu, 3 tanesi de uydu sempozyum olarak gerçekleşiyor. Kongreye 310’u sözlü bildiri, 304 poster bildiri kabul edildi. Katılımcılar en son ve bilimsel çalışmaları yoğun geçen bilimsel programda izleme imkanı buldu” ifadelerine yer verdi.
“Omurga cerrahisi gelişti”
TOTBİD Omurga Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr Ali Şehirlioğlu, Türkiye’de omurga cerrahisinin birçok meslektaşı tarafından çok zor olarak görüldüğünü ve genç meslektaşların yetişmesinde sıkıntılar yaşandığını bildirdi.
Prof. Dr. Şehirlioğlu, Türkiye’deki omurga cerrahisinin dünyada oldukça önemli bir yerde olduğunu aktararak, son 20 senede büyük ilerleme kaydedildiğini belirti. Hedeflerinin Türk Omurga Derneği üyeleri veya üye olmayıp omurga cerrahisi ile ilgilenen ortopedi hekimlerinin eğitim seviyelerini güncel bilgiler ve birikimler eşliğinde en iyi seviyeye taşımak olduğunun altını çizen Prof.Dr. Ali Şehirlioğlu, “Amaç bizim aldığımız bayrağı daha yukarıya taşımak ve kalitesini yükseltmektir. Ne kadar geniş bir grup olursak o kadar güçlü oluruz. Bu anlamda TOTBİD Omurga Çalışma Grubu ve TOD elinden geleni yapmaya hazırdır. 29.Ulusal Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi çok iyi bir şekilde ilerliyor ve yıllarca görüşmediğimiz meslektaşlarımız, arkadaşlarımızla görüşmek ve bilgi birikimlerimizi paylaşma imkanı sağlıyor” diye konuştu.
“Kanserden korkma,geç kalkmaktan kork”
Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği (TOTBİD) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yusuf Yıldız, kanserin herkesin korktuğu bir hastalık türü olduğunu işaret ederek, bu noktada erken tanı ve tedavinin önemli olduğunu vurguladı. Bu nedenle ‘kanserden korkma, geç kalmaktan kork’ söyleminin çok doğru bir tespit olduğuna değinen Prof. Dr. Yıldız, “Vücudumuzu, organlarımızı bir arada tutan, onları saran, destekleyen ve birbirine bağlayan, bağ dokusunun kötü huylu tümörlerine ‘sarkom’ denir. Kemiklerin ve yumuşak dokuların yani kaslar, yağ, kan damarları, sinirler, kirişler ve eklemleri döşeyen zarların kötü huylu tümörleri bu adla anılır” dedi.
“Kol ve bacaklarda sık görülüyor”
Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımladığı 50’den fazla yumuşak doku sarkomu olduğunu kaydeden Prof. Dr. Yıldız, “Bunların bazıları çocukluk çağında, bazıları ise daha ileri yaşlarda görülürler. Yumuşak dokunun sarkomları vücudun her yerinde gelişebilir ama en çok bacaklar, kollar ve karın bölgesinde görülürler. Esas tedavi yöntemi cerrahi olan bu tümörlerin tipine, yerine, büyüklüğüne ve saldırganlığına bağlı olarak radyoterapi ve kemoterapi de tedaviye eklenebilir” ifadelerine yer verdi.
“5 santimetreden büyük şişkinliğe dikkat”
Yumuşak doku sarkomlarının normalde ağrısız olduğunu belirten Prof. Dr. Yusuf Yıldız, “Bu yüzden erken dönemde hiç bir belirti vermeyebilirler. Yeterince büyüyüp bir kitle olarak hissedilinceye, sinir veya kaslara basarak ağrı oluşturuncaya dek fark edilmeyebilirler. Sarkomların bazıları çok yavaş büyüme gösterebilir, hele ağrı da olmayınca hastalar kitlelerini önemsemeyip, ancak ileri evrelere gelinceye kadar doktorlara başvurmayabilirler. Genel olarak 5 santimetreden büyük ve derin yerleşimli kitlelerin kötü olma ihtimali yüksek kabul edilir. Bu nedenle büyüyen veya ağrılı hale gelen, derin yerleşimli (cilt altı yağ dokusundan daha derinde, kas içinde) olan, daha önceden çıkartılıp tekrar eden bir şişlik varsa mutlaka doktora gösterilmesi önerilir” diye konuştu.
Prof. Dr. Yıldız, tüm kötü huylu tümörlerin tedavisinde başarısızlığın en büyük nedeninin geç başvuru olduğunu sözlerine ekledi.
“Kapasiteye göre spor”
Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği (TOTBİD) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Cem Nuri Aktekin, spor yaralanmaları günlük hayatta sportif aktiviteler sırasında oluşan tüm doku hasarlarının ortak adı olduğunu bildirdi.
Spor yaralanmalarının genel olarak kondisyon eksikliği, aşırı zorlama, anatomik sorunlar gibi kişiye ait faktörlere bağlı olabilirken yetersiz ve kötü antrenman, kötü malzeme kullanımı, kötü zemin ve hava koşulları gibi çevresel faktörlere de bağlı olarak görülebildiğini işaret eden Prof. Dr. Aktekin, “Kas ve tendonların dayanabilme kapasitelerinin üzerinde veya hareket yönünün tersi yönde zorlanması sonucunda uygulanan kuvvetin büyüklüğüne bağlı olarak kas, bağ veya menisküs gibi yumuşak dokularda gerilme, kısmi veya tam yırtılma, kıkırdak hasarı ve hatta kemiklerde kırıklar oluşabilmektedir. Bu yaralanmalarda hasarın şiddetine göre hasarlı bölgede ağrı, hassasiyet, kızarıklık, şişlik, morluk, şekil bozukluğu ve hareket kısıtlılığı gelişebilmektedir” dedi.
“Yaralanma varsa spor faaliyeti durdurulmalı”
Prof. Dr. Aktekin, spor yaralanmalarında öncelikli amacın oluşan hasarın büyümesini önlemek olduğunu belirterek, “Daha sonra ilk yapılması gereken aktivitenin durdurulmasıdır. Soğuk uygulama ile hasarlı bölgeye kan akımı azalmakta, ağrı ve hassasiyeti arttıracak vücudun ürettiği maddelerin yaralanmış bölgeye göçünü azaltmaktadır. Soğuk uygulama saatte bir 15-20 dakika süreyle ve doğrudan cilde temas etmeyecek şekilde uygulanmalı ve bu tedaviye 48-72 saat boyunca devam edilmelidir. Yaralanan uzvun harekete zorlanmaması ve kalp seviyesinin üzerinde olacak şekilde istirahat ettirilmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.
“Isınmanın önemi”
Prof. Dr. Aktekin, spor yaralanmalarını önlemek için sporcunun aktivite öncesinde ısınma egzersizleri yaparak kaslarını ve bağlarını spor için hazırlaması gerektiğini önerdi. Sporcunun fiziksel kondisyonunu tanıyarak seviyesine göre spor yapmasının önemli olduğuna değinen Prof. Dr. Aktekin, önlemler alınıp kurallara uyulduğu takdirde yaranma olasılığının azalacağını bildirdi.