Uzmanlardan Ramazan ayında su tüketimi uyarısı
BESLENME VE DİYET UZMANI DİYETİSYEN ELANUR YILMAZ, “SU TÜKETİMİ ARALIKLI OLMALIDIR. ÖRNEĞİN ORUCU AÇTIKTAN SONRA HER YARIM SAATTE BİR BARDAK SU İÇEREK SU İHTİYACINIZI DOĞRU BİR ŞEKİLDE KARŞILAYABİLİRSİNİZ” DEDİ.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Elanur Yılmaz, “Su tüketimi aralıklı olmalıdır. Örneğin orucu açtıktan sonra her yarım saatte bir bardak su içerek su ihtiyacınızı doğru bir şekilde karşılayabilirsiniz” dedi.
Büyük Anadolu Hastaneleri Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Elanur Yılmaz, Ramazan ayında birçok insanın sıkça doğru olarak uyguladığı hatalar hakkında bilgi verdi. Özellikle kulaktan duyma bilgilerle, sağlıklı olduğu düşünülen bazı uygulamaların oldukça yanlış olduğunu belirten Yılmaz, “Ramazan ayında uzun süre besin alınmamasına bağlı olarak metabolizma hızında azalma görülür. Sahura kalkmamak metabolizma hızında azalmanın yanı sıra iftarda aşırı miktarda besin tüketilmesine yol açabilir. Bunun sonucunda da kan şekerinde dengesizlikler ve gastrointestinal sistemde rahatsızlıklar ortaya çıkabilmektedir. Bu yüzden Ramazan’da sağlıklı beslenmeyi sürdürmenin ilk koşulu sahura mutlaka kalkmaktır. Meyveler ve meşrubatlar yüksek oranda su içerirler ancak vücudun kaybettiği suyu meyvelerle ve meşrubatlarla karşılamaya çalıştığımızda vücudumuza fazladan kimyasallar ve şeker almış oluruz. Bilinenin aksine, çay ve kahve su atımını arttırdığı için daha çok susamaya neden olmaktadır. Bu yüzden tüketimi sınırlandırılmalıdır. Bol su tüketimine özen gösterilmelidir” dedi.
“Haşlanmış yumurta, peynir, süt, yoğurt tok kalmayı sağlar”
İftarda yenilen yemeklerin sahur için yağlı ve tuzlu olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Bu yüzden de vücudun dinleneme geçtiği gece vakitlerinde bünyeyi fazla yormaktadır. Bunun yerine kahvaltı yapılması daha doğru olacaktır. Kahvaltıda tüketilebilecek olan haşlanmış yumurta, peynir, süt, yoğurt tok kalmayı sağlarken, domates, salatalık ve mevsim yeşillikleri vücudun su ihtiyacının karşılanmasına katkıda bulunacaktır. Uzun süren açlıktan sonra dolaptan çıkan bir karpuzun hayır denilemeyecek kadar masum ve güzel durduğunu biliyoruz ancak her güzel şeyin olduğu gibi karpuzun da bir ölçüsü vardır ve şeker oranı yüksek meyveler sınıfında olduğu için porsiyon miktarına dikkat edilerek tüketilmelidir. Bunun yanı sıra karpuzun yanında tüketilebilecek olan peynir hem besleyiciliğini arttıracak hem de kan şekerinin aniden yükselmesini engelleyerek dengede durmasını sağlayacaktır” diye konuştu.
“Meyve tüketimiyle şeker ihtiyacı önemli ölçüde karşılanmış olur”
Her iftarda tatlı tüketilmesinin uzun süren açlığın üzerine adeta kişilerde koşullanmış bir durum haline geldiğini kaydeden Yılmaz, “Oysaki meyve tüketimiyle şeker ihtiyacı önemli ölçüde karşılanmış olur. Yani her iftarda tatlı tüketmek vücuda fazladan şeker alınması anlamına gelmektedir. Yine de biz biliyoruz ki diyetlerde yasaklar olmamalı, yeterli ve dengeli beslenme için kısıtlamalar yapılmalıdır. Bu yüzden haftada bir kez bir küçük kâse sütlü tatlı tüketilmesi hem kan şekerinde dengesizliğe yol açmayacak, hem de kişinin motivasyonunu sağlayacaktır. Uzun süren açlık nedeniyle hızlı yemek tüketilmesi geçişler arasında mola verilmemesi kişinin hem doygunluk hissinin oluşmasını engeller hem de sindirim sisteminde rahatsızlıklara yol açar. Beyine tokluk sinyalleri geç ulaştığından orucu çorbayla açtıktan sonra 10–15 dakika mola verilmesi metabolizmanın uyanmasını sağlayacaktır” şeklinde konuştu.
“Su tüketimi ani ve hızlı bir şekilde olmamalı”
Su tüketiminin ani ve hızlı bir şekilde olmaması gerektiğine vurgu yapan Yılmaz, “Bu şekilde su tüketimi mide bulantısına, mide-barsak sisteminde aşırı genişlemeye bağlı olarak kan basıncında ani düşüklüğe, baş dönmesine neden olabilir. Su tüketimi aralıklı olmalıdır. Örneğin orucu açtıktan sonra her yarım saatte bir bardak su içerek su ihtiyacınızı doğru bir şekilde karşılayabilirsiniz. Makarna, pilav ve ekmeğin ise ortak özelliği tahıl grubu besinlerdir ve karbonhidrattan zenginlerdir. Bu besinler kolayca sindirilip emilerek kan şekerinin yükselmesine yol açarlar. Bu yüzden değişim oranları dikkate alınarak aynı öğünde kullanılmak yerine farklı öğünlerde birbirlerinin yerine kullanılmalıdır” ifadelerini kullandı.