Türkiye’nin ilk karabuğday un ve bulgur tesisi Gümüşhane’de üretime başladı
GÜMÜŞHANE’DE GEÇTİĞİMİZ TEMMUZ AYINDA TEMELİ ATILAN VE KARABUĞDAY BİTKİSİ İÇİN TÜRKİYE’DE İLK OLAN UN VE BULGUR TESİSİNDE ÜRETİM BAŞLADI. GÜNLÜK 35 TON HAMMADDE ÜRETİM KAPASİTESİNE SAHİP TESİS 20 TON GLÜTENSİZ UN ÜRETECEK.
Gümüşhane’de geçtiğimiz Temmuz ayında temeli atılan ve Karabuğday bitkisi için Türkiye’de ilk olan un ve bulgur tesisinde üretim başladı. Günlük 35 ton hammadde üretim kapasitesine sahip tesis 20 ton glütensiz un üretecek.
Son dönemde glütensiz besin kaynaklarına artan rağbet ve çölyak hastalarının aradığı ürün olmasının yanında ballı bir bitki olması nedeniyle arıcılığa da katkı sağlayan ‘Karabuğday’ bitkisi Gümüşhane’de deneme üretiminde başarılı olunca Kelkit ilçesine bağlı Öbektaş Beldesinde Tam Tarım A.Ş tarafından karabuğday un ve bulgur tesisi kuruldu.
Türkiye’de ‘zengin’ hastalığı olarak adlandırılan çölyak hastalarının glütensiz un ihtiyacını gidermek için kurulan tesiste karabuğday unu, karabuğday bulguru, karabuğday yastığı ve karabuğdaydan makarna ve bisküvi üretilecek.
İçeriğinde B vitamini, magnezyum ve lif bulunmasının yanında yüksek düzeyde protein, antioksidan bulunan ve glüten içermediğinden çölyak hastaları ve glütensiz beslenenler için en iyi alternatiflerden olan ‘karabuğday’ doymuş yağ, kolesterol ve sodyum konusunda endişe duyan herkes için mükemmel bir alternatif olarak nitelendirilmesine rağmen Türkiye’de üretimi yeni yeni başladı.
Türkiye’de bir ilk olarak karabuğdayı direk çiftçiden alıp işleyip, paketlenmiş haliyle pazara sunacak olan girişimciler, Türkiye’de yaşayan çölyak hastalarının dertlerine bir nebze olsun yardımcı olmak için yola çıktı.
Öbektaş Beldesi, Esentepe Mahallesinde tesisi kurmak için yaşadığı İstanbul’dan memleketi Gümüşhane’ye dönen Tam Tarım A.Ş. yönetim kurulu üyesi Abdurrahim Coşkun, kız kardeşinin çölyak hastalığının ardından bu konuda Türk insanına faydalı olabilmek için 8 yıl önce Ukrayna’dan tohumunu getirerek yetiştirdiğini ve o dönemden bugüne bu tesisi açmayı hayal ettiklerini söyledi.
“Şuanda Türkiye’de karabuğday öğüten böyle bir tesis yok”
Yıllarca bu tür tesisler kurduğunu anlatan Coşkun, “Bu tesisin makine olarak un fabrikaları makineleriyle aynı. Biz tecrübeme dayanarak özel bir diyagram sistemiyle bu fabrikayı buraya kurduk. Şuanda Türkiye’de karabuğday öğüten böyle bir tesis yok. Bunun diyagramını, sistemini komple kendim bilgi ve birikimimle kurdum. Elenen buğday tahta ambarlarda saklandıktan sonra kabuklarından ayrılıyor ve ardından sonra un ve kepek birbirinden ayrılıyor” dedi.
“8 yıl önce Ukrayna’dan tohumunu getirip denedim”
Türkiye’de 700 binden fazla çölyak hastasından birisinin de kız kardeşi olduğunu kaydeden Coşkun, “Türk insanına faydalı olabilmek için 8 yıl önce Ukrayna’dan bunun tohumunu getirdim bu yörede insanımıza faydalı olabilmek için ektim ve burada yetiştiğini gördüm. Ondan sonra arkadaşlarımla bu işe başladık” diye konuştu.
Tam Tarım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Tayyar Gürsoy ise Türkiye’de bir ilk olarak karabuğdayı direk çiftçiden alıp işleyip, paketlenmiş haliyle pazara sunacaklarını söyledi.
“Çölyak hastaları bu ürünü yurtdışından geldiği için pahalı alıyor”
Türkiye’de yaşayan çölyak hastalarının dertlerine bir nebze olsun yardımcı olmak istediklerini kaydeden Gürsoy, “Çünkü onlar bu ürünü yurtdışından geldiği için pahalı alıyor. Bu hastalığa zaten zengin hastalığı da deniliyor. Biz burada önümüzdeki 2 yıl içerisinde 860 metrekare kapalı alan, 200 metrekare ofisleriyle karabuğday unu, karabuğday bulguru, karabuğday yastığı ve karabuğdaydan makarna ve bisküvi üretimi amaçlıyoruz. Sözleşmeli üreticilerimize tarlalarını hazırlattırıyoruz. Nisan ayı sonlarında tohum desteği vererek ektiriyoruz. Alım garantisiyle birlikte ağustos sonundan itibaren yapılan hasattan sonra ürünü bize teslim ediyorlar. Ekonomik olarak iyi fiyatı var. Bu yıl kilogramını 3,20 TL’den aldık çiftçilerimizden” ifadelerini kullandı.
“Bal üretimine çok ciddi katkı sağlıyor”
Karabuğday’ın “Greçka” olarak da adlandırıldığını ve ismine rağmen buğday cinsi olmadığını dile getiren Gürsoy, “Kuzukulağıgiller ailesinden bir bitki. İçerisinde gluten yoktur. Türkiye’de karabuğday, yurtdışında greçka olarak adlandırılıyor. Çiçekli bir bitki olması nedeniyle arı için de çok faydalıdır. Karabuğday tarlalarının yanında arı kovanları vardır yurtdışında. Bu bölgede ilk yıl deneme ekimi yaptığımızda yanında arıcı vardı. Bal hasadı sırasında balın çok farklı ve kaliteli olduğunu da söyledi” dedi.
“Sözleşmeli çiftçilerimizle 500-600 kişiye istihdam sağlayacağız”
Yaklaşık 10 gün sürecek deneme üretiminin ardından tam kapasite çalışacaklarını ifade eden Gürsoy, “Önümüzdeki günlerde bu süreci tamamlayıp ana üretime geçeceğiz. Tesisimizin günde 35 ton hammadde işleyebiliyor. Bundan yaklaşık 20 ton un çıkarabiliriz günlük. Burada bu tesis bittiğinde bu bölgede en az 30 kişiye istihdam sağlayacağız. Sözleşmeli çiftçilerimizle 500-600’ü buluruz. Şuanda ikinci yılda olmamız nedeniyle 17 sözleşmeli çiftçimiz var. 700 dönüm arazi ekildi bu yıl. Geçtiğimiz yıl sadece Öbektaş’ta ekim yapmıştık bu yıl Kelkit’te 250 dönüm arazide 12 üreticimiz var. Köse ilçemizden de ekmek isteyenler oldu” diye konuştu.
Gürsoy, karabuğday kabuğundan yapılan yastıkların boyun fıtığı, migren, sırt ve baş ağrısı gibi hastalıklarda kullanılması nedeniyle bu ürünü de üreteceklerini, bu konuda patent aldıklarını da sözlerine ekledi.