Türkiye’nin en hızlı akan çayının üzerinde yapılması planlanan HES’e yöre sakinleri karşı çıkıyor
TÜRKİYE’NİN EN HIZLI AKAN ÇAYI OLAN VE GÜMÜŞHANE’YE HAYAT VEREN ‘HARŞİT ÇAYI’ ÜZERİNDE YAPIMINA BAŞLANAN DERYA 2 HİDRO ELEKTRİK SANTRALİ VE REGÜLATÖRÜ İÇİN BÖLGE SAKİNLERİ EYLEM YAPTI.
Türkiye’nin en hızlı akan çayı olan ve Gümüşhane’ye hayat veren ‘Harşit Çayı’ üzerinde yapımına başlanan Derya 2 Hidro Elektrik Santrali ve regülatörü için bölge sakinleri eylem yaptı.
HES’in etkilediği Övündü, Harmancık ve Altınpınar köyleri ile Torul ilçesine bağlı Kaledibi mahallesi sakinlerinin katıldığı, çevre dernekleri ile siyasi parti temsilcilerinin de desteklediği eylemde protestocular ellerinde taşıdıkları pankartlarla HES yapımının biran önce durdurulmasını talep etti.
Torul Merkez mahallesinde toplanan protestocular tarihi Torul köprüsü üzerinden geçerek Atatürk Caddesi üzerinden HES santralinin yapılacağı Çit deresi birleşme noktasına kadar “HES’lere hayır”, “Harşit özgürdür, özgür akacak”, “Harşit’e uzanan elleri kırarız”, “Torul burada HES’çiler nerede” sloganlarını atarak yürüdü.
Burada grup adına açıklama yapan emekli Ziraat Mühendisi İsmail Aydın, Harşit Çayının suyunun İkisu mevkiinden alınarak güney yamaçtan tünel vasıtası ile Çit deresinin Harşit Çayına kavuştuğu bu yerde kurulacak santrala akıtılacağını söyledi.
“Duyarlılığa davet ediyoruz”
Bu durumda İkisu’dan Torul’a kadar evi, bahçesi, tarlası, işyeri, su kuyusu olan herkesin menfi yönde etkileneceğini dile getiren Aydın, “Tünel güzergahı boyunca doğaya, yeraltı su kaynaklarına, Harşit çayındaki canlı popülasyonuna, orman varlığına ve burada sayamayacağım birçok yönden zararlar verecektir. Yaşam alanlarımızı, tarım arazilerimizi, sulama ve kaynak sularımızı korumak için, bu vadide biriktirdiğimiz anılarımızı muhafaza etmek için, çocuklarımızın geleceğini teminat altına almak için, Harşit Çayını HES’lerle yok etmeye yönelik tüm çalışmalara dur demek için, birlikte hareket etme iradesini ortaya koyarak toplanmış bulunuyoruz. Harşit Özgür Aksın Çevre Platformu adına hepinize duyarlılığınız için teşekkür ediyorum” dedi.
Güzergah boyunca tarım arazilerinin susuzluğa mahkum edileceğini ve tünel inşaatları sırasında kırılacak olan su faylarının yaşam kaynağı olan kaynak sularını yok edeceğini savunan Aydın, “Zaten zor koşullarda adeta dişini tırnağına takarak ayakta kalma mücadelesi veren yöre halkı baskı ve yıldırma taktikleri ile bir oldu bittiye getirilmek istenmektedir. Yöre sakinleri olarak bizlerin tercih ve iradeleri yok sayılarak kadim su haklarımızın gasp edilmesine asla müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.
Bu bölge üzerindeki her türlü tasarrufun bu bölgenin gerçek sahiplerine ait olduğunu dile getiren Aydın, “Hiçbir gücün bu gerçeği değiştirmesine müsaade etmeyeceğiz. Türlü yalanlarla bölge halkı yanıltılmaktadır. 8 kilometrelik dere yatağı boyunca yaklaşık 700 dönüm tarım arazisinde kanalla su dağıtımı ve paylaşımı çok adil bir şekilde yapılsa ve öngörülen sulama sırasına uyulsa bile her bir kişiye yeterli sulama sırası haftalar sonra ancak gelebilecektir. Bu durum çok iyi biliyoruz ki komşuluk ilişkilerimizi yok edecektir. Ayrıca yapılacak tünellerden boşaltılacak binlerce metreküp hafriyatın yöremize dökülmesi halinde ortaya büyük ve geri dönüşü olmayacak bir kirlilik getirecektir” şeklinde konuştu.
“Bizler enerji karşıtı değiliz”
“Bizler enerji karşıtı değiliz” diyen Aydın, “Anayasa ve yasalara sadakatle bağlıyız. Lakin bölge insanının katılımı ve oluru alınmaksızın, nerde, ne zaman ve kimlerle yapıldığı bilinmeyen toplantıların ardından verilen ÇED olumlu kararını şiddetle reddediyoruz. Bunun için hukuki süreci başlatacağız. Sonraki hareket tarzımızı da bu Hukuki sürecin nasıl sonuçlanacağı belirleyecektir. Bu HES yapılmaz ise Torul kaybeder ifadesi koca bir yalandır. HES yapılırsa Torul’a bedava enerji verilmeyecektir. Sermaye grupları burada ürettiği enerjiyi devletimize satacak, susuzluğun ceremelerini de yöre halkı çekecektir. Bu projeden ilgili holding ve bunun Torul’daki birkaç işbirlikçisinin dışında hiç kimsenin hiçbir kazancı olmayacaktır” ifadelerini kullandı.
Açıklamanın sonunda “Sular özgürdür, özgür akacak” sloganı atan grup bundan sonra daha geniş katılımlarla farklı protestolar yapacaklarını belirterek “Bu bizim hayat meselemiz” diyerek olaysız şekilde dağıldı.