Reklam
tvTürk

Türkiye’de ilk defa uygulanan kalp ameliyatı tekniğiyle hayata tutundu

LİV HOSPİTAL ANKARA HASTANESİ KALP VE DAMAR CERRAHI UZMANI PROF. DR. KERİM ÇAĞLI, “BU UYGULANAN TEKNİK İTİBARİYLE VE AYNI SEANSTA KOMBİNE PROSEDÜRLER İTİBARİYLE BU HASTAMIZ LİTERATÜRDEKİ TEK VAKAYDI VE DOLAYISIYLA DÜNYADA BU TEKNİĞİN İLK KULLANILDIĞI BİR VAKA” DEDİ.

  • Diğer
  • 12 Haziran 2019
  • 160 KEZ OKUNDU
Reklam

Liv Hospital Ankara Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Kerim Çağlı, İPAH hastasına uyguladığı ameliyat tekniğinin, dünyada ilk kullanıldığı vaka olduğunu belirtti.

Hastalıkla ilgili bilgi veren Liv Hospital Ankara Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Kerim Çağlı, hastanın 10 yıldır İdiyopatik Pulmoner Arteriyel Hipertansiyon (İPAH) tanısı konmuş bir hasta olduğunu belirterek, “Nadir görülen bir hastalıktı. Hastalık akciğer ana atar damarında nedeni bilinmeyen bir mekanizmayla tansiyon yükselmesiyle karakterize bir hastalıktır. Hastamız bu altta yatan hastalığa bağlı olarak akciğer ana atar damarında 8 santimi bulan bir balonlaşma beraberinde, bu damarla ilişkili kapak yapısında ciddi yetersizlik ve balonlaşan damarın komşu sol ana korner artere bağlı olarak ciddi bir kardiyak beslenme bozukluğuyla merkezime acil cerrahide bulunmak üzere gönderilmişti” diye konuştu.

Bu hastalığın oluşabilecek komplikasyonlar nedeniyle de çok riskli olduğunun altını çizen Çağlı, bu hastalık için kardiyologlardan, kalp damar cerrahlarından ve anestezistlerden oluşan bir ekip oluşturduklarını söyleyerek, bu ekiple ameliyat planlamasını yaptıklarını ve bu planlama neticesinde ameliyata başladıklarını kaydetti.

Hastaya ameliyatında hem koroner arter bypass cerrahisi yaptıklarını hem de balonlaşan ana ve yan dal pulmoner atar damarları suni damarlar ile değiştirdiklerini söyleyen Çağlı, hastaya uygulanan tekniğin dünyada bir ilk olduğunu vurgulayarak, “Bu damarla ilişkili olan pulmoner kapak dediğimiz kapağı da protez kapak kullanmadan özel bir tamir tekniğiyle tamirini yaptık ki bu tamir tekniği tüm köke yönelik kapağın yaprakçıkları, menteşe kısmı, o yaprakçık kısmının oturduğu çerçeve kısmı ve onu çevreleyen damar kısmını içerecek şekilde kompleks bir tamir oldu. Tamir edildikten sonra bu yapıyı suni damarın içine adapte ettik. Dolayısıyla bu uygulanan teknik itibariyle ve aynı seansta kombine prosedürler itibariyle bu hastamız literatürdeki tek vakaydı dolayısıyla Dünyada bu tekniğin ilk kullanıldığı bir vaka” şeklinde konuştu.

Ameliyat sonrası süreçle ilgili bilgi veren Çağlı, tedbir amaçlı hastayı, yaşam desteği olan ECMO cihazına takarak yoğun bakıma çıkardıklarını belirterek, “3 günlük bir uyutmayı planladık ve 3 günün sonunda hastamız hem başarılı bir şekilde ECMO cihazından hem de solunum makinesinden ayrıldı. 5’inci gün de yoğun bakımdan servise çıkarıldı. 10’uncu gün de servisten hem mutlu hem de sağlıklı bir şekilde taburcu edildi” ifadelerini kullandı.

Bu hastalığın çok riskli olduğunu bir kez daha hatırlatan Çağlı, “Nadir cerrahi teknikler uygulanan bir hastalıktır. Dolayısıyla bu hastamızın tüm tıp camiasında ilham verici bir vaka olduğunu düşünmekteyiz. Bu durumda olan vakalarımızın özellikle büyük damar cerrahisi uygulanan merkezlere, beraberinde kapak cerrahisi uygulanan merkezlere yönlendirilmesi hasta için hayatiyet arz etmektedir. Burada tamir cerrahisi çok önemlidir. Tamirde temel şartımız doğru hastaya uygun zamanda doğru tekniğin uygulanmasıdır” ifadelerini kaydetti.

Hastalığında yaşadığı süreçleri anlatan hasta Demet Telliler de bu süreçte sürekli bayıldığını ve nefes alıp vermekte zorluk yaşadığını söyleyerek, “Sürekli acile gidiyordum. Çocukluğumdan beri olan bir şeydi. Biraz fazla hareket edince, yürüyünce, koşunca, olduğum yere bayılıp düşüyordum. Hastalığım hakkında farklı farklı şeyler söylendi. 10 yıl önce adını bile duymadığım bu hastalık teşhisi konuldu” diye konuştu.

Telliler sonraki süreçte, hastalığının seyrinin ilerlemeye başladığını ama ameliyat olmanın çok riskli olduğunu ve ölümle sonuçlanabileceği için kendisine tavsiye etmediklerini söyleyerek, “Mecbur kalındığı için bana stent atıldı ve sonrasında tekrar şikayetlerim fazlalaştı. Yürümem kısıtlanmaya başladı, yemek yerken daralmalarım başladı, göğüs ağrılarım, bayılmalarım başladı. Beni Kerim Bey’e sevk ettiler ve başka kimseye de güvenemeyeceğimi söylediler” şeklinde konuştu.

Ameliyat sonrası üzerinden bir yük kalktığını vurgulayan Tellier, şu an yeniden doğmuş gibi hissettiğini belirterek, “Bu, bana verilen ikinci bir şans. İlk uyandığımda hayatta olduğumu fark ettim. Çok güzel bir duyguydu. Hocalar başımdaydı. Benimle çok ilgilendiler. Bu hastalığı çoğu insan bilmiyor ve anlaşılması çok zor. Bu hastalık anlaşıldıktan sonra en iyi yerde tedavi olmalarını, gerçekten ameliyat olmaları gerekiyorsa çok iyi araştırmaları gerektiğini söylemek istiyorum. Ben Kerim Hocamdan çok memnunum” dedi.

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ