Türk üniversitesi akademik başarıda ilk 5’e girdi
TÜRKİYE VE KIBRIS ÜNİVERSİTELERİ ARASINDA ÖĞRETİM ELEMANI BAŞINA DÜŞEN BİLİMSEL YAYINDA İLK 5’E GİREN YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ, 2018’DE BİN 200 ULUSLARARASI YAYIN VE 3 PATENT İLE EĞİTİMDE REKOR BAŞARI ELDE ETTİ. KONUYLA İLGİLİ AÇIKLAMALARDA BULUNAN YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ REKTÖR YARDIMCISI PROF. DR. TAMER ŞANLIDAĞ, KIBRIS’TA İLK ‘BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJELERİ KOORDİNASYON BİRİMİ’Nİ KURDUKLARINI İFADE EDEREK, “HEDEFİMİZ DÜNYADA İLK 500’E GİRMEK” DEDİ.
Türkiye ve Kıbrıs üniversiteleri arasında öğretim elemanı başına düşen bilimsel yayında ilk 5’e giren Yakın Doğu Üniversitesi, 2018’de bin 200 uluslararası yayın ve 3 patent ile eğitimde rekor başarı elde etti. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, Kıbrıs’ta ilk ‘Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi’ni kurduklarını ifade ederek, “Hedefimiz dünyada ilk 500’e girmek” dedi.
Yakın Doğu Üniversitesi öğretim üyeleri, 2018 yılında tüm dünyada bilimsel anlamda kabul gören ve araştırmacılara on binlerce makale sunan Web of Science ve Scopus’ta uluslararası indekslerde taranan dergilerde bin 200’ün üzerinde bilimsel yayın yaptı. Yakın Doğu Üniversitesi bu rakamlarla Türkiye’deki üniversiteler arasında ilk 10, öğretim elemanı başına düşen bilimsel yayında ise ilk 5 arasında yer aldı. İhlas Haber Ajansı’na konuşan Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Deneysel Sağlık Bilimleri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “Öğretim üyelerimiz tarafından üretilen bilimsel yayınlarımızın yüzde 86,5’i orijinal araştırma niteliği taşıyor” dedi.
“Hedefimiz dünyada ilk 500’e girmek”
Yürütülen projeler hakkında bilgi veren Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “Üniversite olarak kendimize çok önemli bir hedef koyduk. Bu hedef dünya üniversiteleri arasında ilk 500’e girmek ve kalıcı olarak bu başarıyı sürdürebilmektir. Tüm akademik çalışmalarımızı, projelerimizi, akademik faaliyetlerimizi ve yayınlarımızı bu bilinç doğrultusunda yürütmekteyiz. Yaklaşık 3 yıldır büyük bir özveri ve gayret doğrultusunda tüm akademisyenlerimiz içtenlikle çalışmakta ve günbegün bu akademik beklentilerimizi gerçeğe dönüştürme noktasında faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz” dedi.
“Kıbrıs’ta ilk kez ‘Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi’ni kurduk”
Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu hedef doğrultusunda üniversitemizde 32 araştırma ve uygulama merkezi ve 104 tane de araştırma ve uygulama laboratuvarı bulunuyor. Tüm akademisyenlerimiz üniversitemizin tüm imkanlarını kullanabilecek durumdalar. İnterdisipliner araştırmalara ve çalışmalara çok önem veriyoruz, yapımız da buna uygun. Örneğin, hemen yanımızda yer alan Mühendislik Fakültesi ve Eczacılık Fakültesi ile rahatlıkla bir iş birliği yapıp araştırma yürütebiliyoruz. Özel bir üniversite olmamıza rağmen Kıbrıs’ta ilk kez ‘Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi’ni kurduk ve Kıbrıs üniversitelerine de bir model olduk. Türkiye’de özel üniversitelerde böyle bir birim yok, sadece devlet üniversitelerinde var. Yılda iki kez araştırma projesi çağrısına çıkıyoruz ve bu projeler değerlendirilerek kendi öz kaynaklarımızla destekleniyor. Sonrasında da bunlar proje çıktıları olarak yayın, patent ve ürün geliştirme yolunda önemli adımlar atıyoruz. Geçtiğimiz yıl kampüs içinde 300’e yakın ulusal ve uluslararası toplantı düzenledik. Yine bugüne kadar desteklemiş olduğumuz proje sayısı 300’e yakın. Bunların 120’si geçen yıl itibariyle tamamlanmış durumda, geri kalanı halen devam etmektedir. 3 yıl önce başlatmış olduğumuz bu seferberlik ile her yıl yüzde yüz artarak ivme kazandık. 2017 yılı itibariyle araştırma ve makale sayımız 1000’in üzerine çıktı. Bu anlamda sürdürebilir bir noktaya getirdiğimizi düşünüyorum. Öğretim elemanı başına düşen yayın sayımıza baktığımızda bu sene Türkiye üniversiteleri arasında ilk 5 içerisinde yer almaktayız.”
Araştırmalarda niteliği her geçen gün artırdıklarını söyleyen Şanlıdağ, “Bunun yanı sıra kampüsümüzde çok tecrübeli, gerek ulusal gerekse uluslararası camiada tanınmış iyi izler bırakmış nitelikli akademisyenler var. Bu akademisyenlerle gençleri bir araya getiriyoruz. Aslında hedef kitlemiz genç akademisyenlerdir. Onların yetişmesine çok önem veriyoruz. Motivasyonlarının, araştırma ve proje isteklerinin tümünü karşılıyoruz. Onlar da ürettikleri zaman çok mutlu oluyorlar. Bu anlamda yalnızca yayın sayımızı artırmıyoruz, yayın ve araştırma kalitemizi de arttırıyoruz. Örneğin 2018 yılında araştırmacılarımız katıldığı 11 uluslararası kongreden 14 araştırma ödülü ile döndüler. Bu üretilen akademik çalışmaların ne kadar nitelikli olduğunun göstergesidir” diye konuştu.
“4’üncü nesil üniversite onayımızı aldık”
4’üncü nesil üniversite olma yolunda yasal süreçleri tamamladıklarının müjdesini veren Şanlıdağ, “Bunun yanı sıra biz bu yıl itibari ile 4’üncü nesil üniversite modelini benimsemiş durumdayız. Akademik çalışmalarımızı belli bir noktaya ulaştırdık. Bu akademik çalışmaların çıktılarının gerek ülkemize gerekse insanlığa geri dönmesi gerekiyor. O yüzden de 4’üncü nesil üniversite modeli başvurumuz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gerekli olan yasalarda meclisten geçmiştir. Bu anlamda kampüs olarak biz de buna hazırız. O nedenle de daha çok akademik çalışmanın yanı sıra bu çalışmaların ürüne dönüşme noktasında patent ve benzer ürün geliştirme projelerine de destek veriyoruz. Şu an için ilgilendiğimiz 8 tane patent başvurumuz var. Araştırmacılarımızla bir araya geliyoruz ve bu sayıyı artırmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda gerek Kıbrıs adına gerekse insanlık adına önemli ürünlere dönüşmesi için çaba sarf ediyoruz. Bu araştırmalardan biri de kanser tedavisi ile ilgili. Bir tanesi de yaşlanmayı önleyici bir ürün geliştirmeye yönelik bir patent başvurusudur” açıklamasında bulundu.
“Uluslararası tanınmazlık sorununu eğitimle aşıyoruz”
“Öğretim üyesi yetiştirme programı çok üzerinde durduğumuz bir program. Bu programda 150’ye yakın asistan istihdam ediyoruz” diyen Şanlıdağ, “Tüm bunlar üniversitemizin öz kaynaklarıyla sağlanıyor. Bünyemizde bulunan 150 asistan, 150 doktora geleceğin akademisyenleri, araştırıcıları olacak. Üniversite olarak bu anlamda tümüne destek veriyoruz. Şu an için üniversitemizin öğrencilere yönelik proje araştırma birimleri var. Öğrencilerimizin başvurabileceği ve buradaki araştırmacılarımızla birlikte ortak araştırma yapabileceği bir platform bulunuyor. Bununla birlikte her türlü siyaseten uluslararası tanınmazlık sorununu zor da olsa üniversiteler yoluyla aşmış durumundayız. Tıp, Diş Hekimliği, Mühendislik diplomaları da dahil 121’in üzerinde ülkeye verdiğimiz diplomalar geçerlidir. Özellikle Tıp Fakültesi öğrencilerimiz ve Diş Hekimliği Fakültesi öğrencilerimizin kurmuş olduğu öğrenci birlikleri tüm dünyayla staj değişim programları gerçekleştiriyor. Değişim programları tamamen bu bilimsel araştırmalar sayesinde oluyor. Öğrencilerimize büyük bir fırsat sunuyoruz. Onlar da bunu çok iyi kullanıyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.