Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Geylan: “MEB yarı yıl tatilinde 60 bin atama yapılacağının müjdesini vermelidir”
TÜRK EĞİTİM-SEN GENEL BAŞKANI TALİP GEYLAN, “ELBETTE ÖĞRETMEN ATAMA SAYISININ NE KADAR OLACAĞINA İLİŞKİN YETKİNİN SADECE MİLLİ EĞİTİM BAKANI’NDA OLMADIĞINI BİLİYORUZ. ANCAK BEKLENTİMİZ BAKANIN HÜKÜMET NEZDİNDE ÖĞRETMENLER ADINA DAHA TALEPKAR DAVRANMASIDIR” DEDİ.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, “MEB yarı yıl tatilinde 60 bin atama yapılacağının müjdesini vermelidir” dedi.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Türk Eğitim-Sen’in her yıl olduğu gibi bu yıl da öğretmenlerin mesleki ve sosyo-ekonomik sorunlarını tespit edebilmek amacıyla anket çalışması gerçekleştirdiğini ve çalışmaların sonuçlarını kamuoyu ile paylaşacaklarını bildirdi. Geylan, “Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk katıldığı bir programda ‘Ama sandıkları kadar bir tek benim imzamla olmuyor. Bu bir kabine meselesi, maliyet meselesi ile ilgili bir konu ve hükümet meselesi’ şeklinde konuştu. Elbette öğretmen atama sayısının ne kadar olacağına ilişkin yetkinin sadece Milli Eğitim Bakanı’nda olmadığını biliyoruz. Ancak beklentimiz bakanın hükümet nezdinde öğretmenler adına daha talepkar davranmasıdır. Eğer hükümet ‘20 bin atama yapacağız’ diyorsa, bakanın buna karşı bir direnç ortaya koyması lazımdır. Bilindiği gibi 400 bini aşkın atama bekleyen öğretmenimiz var. Bu da demek oluyor ki, atama sayısının artırılması atama bekleyen öğretmenlerin ortak talebidir. Dolayısıyla Bakan Selçuk’un arkasında güçlü bir destek bulunmaktadır. Bu noktada Bakan Selçuk atama sayısının artırılması konusunda ısrarcı olmalıdır” şeklinde konuştu.
“Milli Eğitim Bakanlığından beklentimiz, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde öğretmenlerimize yarı yıl tatilinde 60 bin atama yapılacağına dair müjde vermesidir” diyen Geylan, sözlerine şöyle devam etti:
“Bakan bir konuşmasında öğretmen atama sayısının artırılması için büyük gayret ortaya koyacağını söylerken, bir başka konuşmasında ‘Çok az branşta ihtiyacımız var aslında. Sistem doymuş vaziyette’ dedi. Bakınız sendikamızın yaptığı araştırmaya göre 74 ilde 83 bin 783 ücretli öğretmen görevlendirmesi yapılıyor. Vekil doktorluk, vekil hâkimlik olmayacağı gibi vekil öğretmenlikte olmaz. Öğretmenlik bir uzmanlık mesleğidir. Eğer ki 83 bin 783 ücretli öğretmen görevlendiriliyor ise sistem doymuş değildir. Aynı programda Bakan Selçuk, eğitim fakültelerinin kontenjanlarının daraltılması adına bir adım atılacağını da belirtti. Keşke bunu yıllar önce yapsaydık, eğitim fakültelerini açarken eğitimin ihtiyaçları doğrultusunda hareket etseydik. Yerel siyasi beklentilere göre fakülte açarsanız işte böyle yüz binlerce öğretmen atama bekler. Olması gereken şudur; hangi branşlarda ne kadar öğretmen ihtiyacı var ise buna mütenasip olarak eğitim fakültelerinin kontenjanları belirlenmelidir. Yıllardır bu yapılmadığı için 400 bine yakın eğitim fakültesi mezunu bugün atama bekliyor. Bu noktada Milli Eğitim Bakanlığından beklentimiz 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde öğretmenlerimize yarı yıl tatilinde 60 bin atama yapılacağına dair müjde vermesidir. Olumsuz ekonomik koşulların biz de farkındayız. Devletimiz kamuda tasarruf tedbirlerini hayata geçiriyor. Ancak eğitimde tasarruf olmaz. Hele ki öğretmen atamasında asla tasarruf yapılmaz. Her zaman söylüyoruz eğitime yüksek bütçe ayırabilirsiniz, en güzel binaları yapabilirisiniz, o binaları en son teknoloji ile donatabilirsiniz ama sınıfta öğretmeniniz yoksa eğitime yaptığınız tüm yatırımlar heba olmuş demektir.”
“Öğretmenler sadece kadrolu olarak istihdam edilmelidir”
Farklı türde yapılan istihdam modellerine de tepki gösteren Geylan, öğretmenlerin sadece kadrolu olarak atanması gerektiğini kaydetti. Geylan, “Öğretmenler odasına girdiğinizde aynı işi yapan ama farklı statülerde istihdam edilmiş öğretmenlerimiz var. Sendikamızın talebi öğretmenlerimizin sadece 4/A statüsünde istihdam edilmesidir” dedi.
“Yarı yıl tatilinde sözleşmeli öğretmenlerin özür tayini mağduriyetleri giderilmelidir”
Şubat ayında eş durumu tayini isteyenlerin mağduriyetlerinin çözülmesini isteyen Geylan, “Yarıyıl tatilinde öğretmenlerimizin mazeret tayini yapılacak ama şu anki mevzuat gereği sözleşmeli öğretmenler çakılı çalıştırılıyor. Bakandan rica ediyoruz, bu aile dramlarına son versin. Sözleşmeli öğretmenler eşlerine, çocuklarına kavuşsun. Aklı fikri ailesinde olan öğretmenden verim bekleyemezsiniz. Bakan bu çığlıkları duysun” diye konuştu.
“En kısa zamanda verilen sözün yerine getirilerek, ek göstergenin 3600’e çıkarılmasını istiyoruz”
3600 ek göstergenin yılan hikâyesine döndüğünü kaydeden Geylan, “İktidar partisi sözcüsü Ömer Çelik bir konuşmasında 3600 ek gösterge konusuna pozitif baktıklarını söyledi. Bize göre çok ilginç bir söylem. Çünkü 3600 ek gösterge ile ilgili taahhüdü kamuoyu önünde açıklayan Cumhurbaşkanı’ydı. Dolayısıyla Çelik’in Cumhurbaşkanı’nın ortaya koyduğu hususla ilgili ‘pozitif bakıyoruz’ açıklaması anlamsızdır. Ne yani partinin genel başkanının taahhüdüne negatif bakmanız söz konusu olabilir mi? Cumhurbaşkanı 24 Haziran seçimleri öncesinde 4 meslek grubunun 3600 çıkarılacağı müjdesini vermişti. Bu müjdenin ardından kendisine teşekkür ettik ama bu adımı yetersiz gördüğümüzü de bildirdik. Zira sadece dört meslek grubunun ek göstergesini artırır, diğerlerini kapsam dışı bırakırsanız hem çalışma hayatında huzuru hem de kamuda hiyerarşiyi bozarsınız. Dolayısıyla Türkiye Kamu-Sen olarak bir yasa tasarısı hazırladık ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı marifetiyle bunu TBMM’ye taşıdık. Tasarımız Plan Bütçe Komisyonunda bekliyor. Bu tasarıya göre tüm kamu çalışanlarının ek göstergelerinin artırılmasını talep ettik. Hatta ek göstergeden yararlanamayan yardımcı hizmetler sınıfında çalışan arkadaşlarımıza da ek gösterge verilmesini istedik. Tasarıya tüm siyasi partilerin sahip çıkmasını istiyoruz. Ayrıca en kısa zamanda verilen sözün yerine getirilerek, ek göstergenin 3600’e çıkarılmasını talep ediyoruz” dedi.
Mülakat yöntemini eleştiren Geylan, mülakatın ehliyeti öldürdüğünü belirterek, “Mülakat ehliyeti öldürüyor, liyakati katlediyor. Bu notada liyakati objektif şekilde ölçen ve yeterlilik üzerinden süreci tayin eden bir sistemin hayata geçirilmesini istiyoruz. Bakınız son atamalarda 9 bini okul müdürü olmak üzere toplam 20 bin yeni yönetici yazılı sınav esasına göre sisteme dahil oldu. Sayın Bakan Selçuk’un talimatı ile adaylara sözlü sınav puanı olarak yazılı sınav puanı verildi. Dolayısıyla son yapılan atamalarda kimsenin hakkı yenmedi, insanlar bileğinin hakkı ile yönetici oldu. Tabii şöyle bir durum da var; proje okullarına yöneticiler Yönetici Atama Yönetmeliği’ne tabi olmadan atanıyor. Türk Eğitim-Sen olarak bir araştırma yaparak, proje okullarına atanan yöneticilerin sendikal haritasını çıkardık. Buna göre Türkiye genelinde 940 proje okulunun müdürünün 829’unun bir sendikanın üyesi olduğunu tespit ettik. Bu, tüm eğitim çalışanlarına hakarettir. Milli Eğitim Bakanlığı yönetici atamalarında olduğu gibi proje okulları için de adım atmalıdır. Proje okulları Uganda’nın okulları değil, Türkiye’nin okullarıdır. Dolayısıyla yönetici ve öğretmen atama sisteminin Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici Atama Yönetmeliği’ne tabi olması gerekir” diye konuştu.