Türk cerrah dünyadaki 23 hekimin arasına girdi
DR. KORAY BAŞ, “ARTIK GÜNÜMÜZDE SAFRA KESESİ, REFLÜ HASTALIĞI, KASIK FITIĞI, KARIN FITIKLARI, DAHA ÖNCE GEÇİRİLMİŞ AMELİYATLARDAN SONRA GELİŞEN FITIKLAR BAŞTA OLMAK ÜZERE; MİDE, İNCE VE KALIN BAĞIRSAK, KARACİĞER VE DALAK HASTALIKLARI, TİROİD, PARATİROİD VE BÖBREK ÜSTÜ BEZİ HASTALIKLARI AMELİYATLARINDA DA UYGULANABİLMEKTEDİR. ARTIK BİLİMSEL OLARAK ŞUNU BİLİYORUZ Kİ UYGUN DURUMLARDA KANSERLİ ORGANLARIN CERRAHİ TEDAVİSİ İÇİN DE MİNİVAL CERRAHİYİ GÜVENLE KULLANABİLMEKTEYİZ” DEDİ.
“Minimal invaziv cerrahi” alanında Avrupa Tıp Uzmanları Birliği’nde ülkemizi ilk kez temsil eden ve Avrupa Cerrahi Bilim Kurulu Akademik Üyeliği diplomasını almaya hak kazanan Doç. Dr. Koray Baş, bu alanda ülkemizin adını tüm dünyaya duyuran ilk cerrah oldu. Doç. Dr. Baş, birliğin şimdiye kadar bu diplomaya layık gördüğü dünyadaki 23 cerrahtan biri olmayı başardı.
1958 yılında Brüksel’de kurulan Avrupa Uluslararası Tıp Uzmanları Birliği listesine “minimal invaziv cerrahi” alanında bir Türk cerrah da katıldı. İzmirli cerrah Doç. Dr. Koray Baş, Türkiye’nin ilk kez kendisi tarafından temsil edildiği “Minimal İnvaziv Cerrahi” alanında Avrupa Tıp Uzmanları Birliği ve Avrupa Cerrahi Bilim Kurulu Akademik Üyeliği diplomasını almaya hak kazanarak, bu alanda ülkemizin adını tüm dünyaya duyuran ilk cerrah oldu.
Uluslararası başarı
İspanya’da yapılan Avrupa Tıp Uzmanları Birliği ve Avrupa Cerrahi Bilim Kurulu’nun ortak düzenlediği kurulda kapalı ameliyat olarak da bilinen minimal invaziv cerrahi alanında diploma almaya hak kazanarak bu alanda dünyadaki 23 hekimden biri olan SBÜ İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Eğitim Görevlisi Doç. Dr. Koray Baş, “Bu başarı ülkemiz adına bir ilkti, bu sebeple çok mutlu ve gururluyum. 1958 yılında Avrupa’da kurulmuş olan Avrupa Tıp Uzmanları Birliği tarafından bu alanda kendisini ispatlamış genel cerrahi uzmanlarına verilen bu diplomayı ülkemize getiren ilk cerrah olmayı başardım. Bu değerlendirmeye katılan birçok ülkeden meslektaşlarımız vardı. Bazıları başarılı oldu, bazıları ise olamadı. Bu alanda bu diplomaya sahip dünyadaki 23 cerrahtan biri olma başarısını elde ettim. Avrupa Tıp Uzmanları Birliği, 40’tan fazla farklı branşta alt grupları olan büyük bir organizasyon olup, Avrupa’nın en eski ve en büyük tıp uzmanları birliğidir. O yüzden ülkemizi böyle bir camiada temsil edebilmek benim için büyük bir mutluluk oldu” dedi.
Kamera eşliğinde küçük deliklerden ameliyat
Minimal invaziv cerrahinin laparoskopik, endoskopik ya da robotik yöntemler ile ameliyat sahasına kameralar eşliğinde küçük deliklerden girilerek uygulandığını ifade eden Dr. Koray Baş, “Bu yöntemde temel olarak ortak amaç hastada olabildiğince az cerrahi travma oluşturarak hastanın cerrahi tedavisini sağlamaktır. Birçok kanser ameliyatı dahil açık cerrahi ile yapılabilecek hemen her türlü müdahale günümüzde gelişen teknoloji ile birlikte minimal invaziv yöntemler ile uygulanabilmektedir. Bu sayede cerrahi sonrası hastada çok az yara yeri izi kalmaktadır. Hatta yeni geliştirilen bazı ameliyat yöntemleri ile hastalarımızda görünen hiçbir iz bırakmadan da cerrahi tedavilerini sağlayabilmekteyiz” ifadelerini kullandı.
Kapalı ameliyat açık ameliyatın yerini aldı
Minimal invaziv cerrahi yöntemlerinin günümüzde klasik cerrahinin yerini birçok alanda almaya başladığını ifade eden Dr. Baş, “Aslında minimal invaziv cerrahinin temelleri 1980’li yılların sonunda laparoskopik cerrahideki gelişmeler sonucunda atılmıştır. O dönemlerde az sayıda hastalıkta uygulanabilen bu yöntemler, günümüzde teknolojinin gelişmesiyle hastalara sağladığı büyük avantajlar ile birçok farklı hastalıkta kendine yer bulmuştur” diye konuştu.
Kanser dahil birçok ameliyatta kullanılabiliyor
Birçok hastalığa ilişkin ameliyatlarda, hatta çoğu kanser ameliyatlarında bile minimal invaziv cerrahinin kullanıldığını ifade eden Dr. Koray Baş, “Artık günümüzde safra kesesi, reflü hastalığı, kasık fıtığı, karın fıtıkları, daha önce geçirilmiş ameliyatlardan sonra gelişen fıtıklar başta olmak üzere; mide, ince ve kalın bağırsak, karaciğer ve dalak hastalıkları, tiroid, paratiroid ve böbrek üstü bezi hastalıkları ameliyatlarında da uygulanabilmektedir. Artık bilimsel olarak şunu biliyoruz ki uygun durumlarda kanserli organların cerrahi tedavisi için de minival cerrahiyi güvenle kullanabilmekteyiz” dedi.
“Hem hastalarımız hem de ülkemiz sağlık ekonomisi açısından büyük avantaj”
Minimal invaziv cerrahinin açık cerrahiye göre birçok avantajı olduğunu belirten Dr. Baş, “Hastanın ameliyat travması minimal olacağı için ameliyat sonrası daha az ağrı hissedecektir. Hastaların iyileşme dönemi daha kısa sürmekte ve daha konforlu geçmektedir. Bu sayede hastalarımız sosyal yaşantı ve iş hayatlarına daha kısa sürede döndükleri için ülkemizin sağlık ekonomisine de büyük katkılar sağlıyor” diye konuştu.
Modern cerrahi eğitiminin günümüzde hasta üzerinde uygulama öncesinde, simülasyon laboratuvarlarında maketler, cansız modeller ve eğitim mankenleri üzerinde oluşturulan senaryolarla verilen ön eğitimler ile başladığının altını çizen Dr. Koray Baş, “Bir sonraki hedefim ülkemizdeki genç cerrah arkadaşlarımızın bu ön eğitim uygulamalarının yaygınlaşması konusunda çalışmalarda bulunmak olacaktır” dedi.
SBÜ İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Enver İlhan da Doç. Dr. Koray Baş’ın bu alanda uluslararası bir başarıya imza atmasından dolayı kendileri ile gurur duyduklarını ve başarılarının devamını dilediklerini ifade etti.