“Torasik Onkolojide Son Durum” sempozyumunda önemli mesajlar paylaşıldı
TÜRK TORAKS DERNEĞİ TARAFINDAN DÜZENLENEN TÜRK TORAKS DERNEĞİ GÜZ SEMPOZYUMU, “TORASİK ONKOLOJİDE SON DURUM” BAŞLIĞI İLE ANKARA’DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ.
Türk Toraks Derneği tarafından “Torasik Onkolojide Son Durum” konulu bir sempozyum düzenlendi.
İki gün süren sempozyumda “Akciğer kanseri epidemiyolojisi ve risk faktörleri, dünyada ve Türkiye’de akciğer kanseri riskinde değişim, tütün ve yeni tütün ürünlerinin etkisi, iklim krizi gıda ve su odağında akciğerlerde kanser riski oluşturur mu, akciğer kanseri tanısında yenilikler” gibi önemli konu başlıkları masaya yatırıldı. Türk Toraks Derneği Torasik Onkoloji Çalışma Grubu Başkanı ve Sempozyum Eş Başkanı Prof. Dr. Pınar Çelik, sempozyum sonrası şu açıklamayı yaptı:
“Sempozyumumuzda akciğer kanserinin tanı ve tedavisindeki yenilikler alanında uzman bilim insanları ile çok yönlü olarak ele alındı. Tüm dünyada akciğer kanserine toplumsal farkındalık oluşturulması için çeşitli etkinliklerin düzenlendiği Kasım ayı başında yapılan bu önemli sempozyumdaki verimli tartışmaların sonucunda ülkemiz, derneğimiz, hekimler, akciğer kanseri hastaları ve hatta tüm insanlığı ilgilendiren bazı çıktılar ortaya kondu. Ayrıca akciğer kanseri hastalarının tanı aşamaları sonrasında tedavilerinin ve takiplerinin göğüs hastalıkları uzmanları tarafından da yapılabilmesinin önemine vurgu yapılarak, bu konuda gerekli düzenlemelerin hayata geçirilmesi talep ediyoruz.”
Türk Toraks Derneği üyesi ve Sempozyum Eş Başkanı Prof. Dr. Tuncay Göksel ise, “Akciğer kanseri ülkemizde ve tüm dünyada kansere bağlı ölümlerde ilk sırada yer almaktadır. Sempozyum konuşmacılarından Yedikule Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Sedat Altın’ın da vurguladığı gibi bugün ülkemizde her 25 dakikada bir kişi akciğer kanseri nedeniyle ölmektedir. Sempozyumda bu ağır bilançonun önüne geçmede akciğer kanserini önlemeye yönelik alınması gereken ulusal tedbirlerin altı çizildi” dedi.
Prof. Dr. Göksel, söz konusu önerileri şu şekilde sıraladı:
“Tütün kullanımının artmasının kanser sıklığını artıracağına ilişkin veriler nedeniyle tütün kontrolünde kararlı adımların atılması, kapalı alan yasakları, dumansız hava sahası ilkelerine bağlı kalınmasıdır. Nargile, sarmalık tütün ve halen yasak olan e-sigara ve ısıtılarak kullanılan tütün ürünleriyle ilgili ciddi önlemlerin alınması, denetimlere devam edilmesidir. El Nikotin etkilenmesinin kanser yapıcı etkisi konusunda farkındalık yaratılmasıdır. Radon gazının kanser yaptığının topluma açıklanması, bu konuda alınması gereken tedbirler konusunda uzmanlarca bilgilendirme yapılması, binalarda radon ölçümleri yapılarak gerekli yalıtım tedbirlerinin alınması konusunda ilgili yönetmeliklerin hazırlanmasıdır. Akciğer kanserinin çoğunlukla sigara içenlerde olması nedeniyle bu hastalara yönelik suçlayıcı ve yargılayıcı bir bakışın işe yaramadığı görülmektedir. Bu nedenle, sigara içmenin bağımlılık temellinde bir hastalık olarak kabul edilmesi, bu kişilerin suçlanması yerine, tedavi edilmeleri gerektiği konusunda toplumda farkındalık oluşturulması ve destek sağlanmasıdır. Dünyadaki çalışmalar, hava kirliliğinin akciğer kanserini artırdığı göstermektedir. Ülkemizde de hava kirliliğinin akciğer kanseri üzerindeki etkisini somut verilerle ortaya koyacak araştırmaların yapılması ve desteklenmesidir. Küresel iklim krizi nedeni ile sularda artan arsenik gibi kanser yapıcı maddeler konusunda toplumun uyarılması, küresel iklim krizinin ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalarda bulunulması. İnşaatlarda yalıtım için asbest kullanımının yasak olmadığı dönemlerde yapılan eski binaların yıkılması ile açığa çıkan asbestin akciğer kanseri ve mezotelyoma yapma riski olduğu konusunda toplumun bilgilendirilmesi ve bu yıkımlar sırasında gerekli çevresel ve bu işlerde çalışan işçilere yönelik bireysel koruyucu tedbirlerin alınmasıdır. Yaygın olarak kullanılan tek kullanımlık plastik ürünlerinden açığa çıkan mikroplastiklerin çevre ve insan sağlığı için ciddi riskler taşıdığı konusunda toplumda farkındalık oluşturulması. Bu plastiklerin kullanımının sınırlandırılması ve çevreye yayılımlarının önlenmesi için gereken tedbirlerin alınması. Tomografide yayılan iyonize radyasyonun da kanser yapıcı etkisinin olması nedeni ile gerekmedikçe bu tetkikin yapılmaması ve check-up adı altında tarama amaçlı tomografi çekilmesinin önüne geçilmesi, bunun engellenmesi için bilgilendirme ve eğitim toplantılarının düzenlenmesidir.”
Türk Toraks Derneği Başkanı Prof. Dr. Hasan Bayram da, “Sağlık sorunlarından henüz ortaya çıkmadan korunmanın halk sağlığı açısından en önemli koruma yöntemi olduğu bilinmektedir. Tanı ve tedavi için ayrılan kaynaklardan ve harcanan efordan daha azıyla toplumların sağlığına katkı sağlamak mümkündür. Türk Toraks Derneği olarak akciğer kanseri farkındalık ayında gerçekleştirdiğimiz bu sempozyumun sonuç bildirisiyle yukarıdaki konulara dikkat çekiyor ve gereken önlemleri hızla, etkin biçimde almaları için yetkililere çağrıda bulunuyoruz” dedi.