Terör uzmanı Muğlu: “Erbil’deki saldırının arkasında HDP’li vekilin ağabeyinin çıkması ilginç gibi görünse de bilinen bir mesele”
TERÖR UZMANI DR. İMBAT MUĞLU, ERBİL’DE DİPLOMATIN ŞEHİT EDİLDİĞİ SALDIRININ FAİLİ MAZLUM DAĞ’IN, HDP DİYARBAKIR MİLLETVEKİLİ DERSİM DAĞ’IN AĞABEYİ OLMASININ SÜRPRİZ OLMADIĞINI SÖYLEDİ.
Terör uzmanı Dr. İmbat Muğlu, Erbil’de diplomatın şehit edildiği saldırıda Mazlum Dağ’ın, HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ’ın ağabeyi olmasının, ilk bakıldığında çok ilginç gibi gözükse de aslında derinlemesine incelendiğinde olayın aslının düşündürücü ve bilinen bir mesele olduğunu söyledi.
Erbil’de Türk diplomatın şehit edildiği saldırı ile ilgili konuşan terör uzmanı Dr. İmbat Muğlu, hemen her HDP mensubu ve siyasi kadroların ağızlarından hiç düşürmedikleri ‘Sırtımızı Kandil’e dayadık’ cümlesini hatırlattı. Dr. Muğlu, “Türkiye’nin Erbil Başkonsolosluğu’nda görevli Osman Köse’nin şehit edildiği, iki Irak vatandaşının hayatını kaybettiği saldırının faili olduğu açıklanan Mazlum Dağ’ın, HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ’ın kardeşinin olması bu meseleye ilk bakıldığında çok ilginç gibi gözükse de aslında derinlemesine incelendiğinde olayın aslının düşündürücü ve bilinen bir mesele olduğu apaçıktır. Hemen hemen her HDP mensubu ve siyasi kadroların ağızlarından hiç düşürmedikleri bir cümle vardı hatırlarsanız, ‘Sırtımızı Kandil’e dayadık.’ Şimdi sırtını kandile dayayan PKK’nın siyasi uzantılarının meclis ya da belediyelerde olması gerçeği ile kardeşinin, akrabasının ya da en yakınının dağda olması gerçeği özünde birdir. Bu terör destekli ya da destekçisi yapılar TBMM’nden, belediye başkanlıklarına, meclis üyeliklerinden, muhtarlıklara kadar uzanan bir yapı gerçeği maalesef halen geçerliliğini sürdürmektedir” dedi.
“PKK Türkiye’ye çok ciddi maddi ve manevi maliyetler getirmiş”
40 yıla yakın bir süredir devam eden PKK terörü ve siyasi uzantılarının Türkiye’ye çok ciddi maddi ve manevi maliyetler getirdiğini dile getiren Dr. Muğlu, 35 binden fazla insan kaybı ile birlikte, milyar dolarlarla ifade edilen büyük bir maddi kayba neden olduğunu ve olmaya da devam ettiğini dile getirdi. Dr. Muğlu, “Kayıp veren ailelerin yasadıkları acılar ve yaşamları boyunca etkisini sürdürecek olan travmatik etkileri de bu maliyet hesabına eklendiğinde terörün oluşturmuş olduğu yaranın ne kadar büyük olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. Bu kadar büyük kayba mal olan ve henüz kanlı faaliyetlerini devam ettiren PKK terör örgütü ve siyasi uzantıları ile ilgili yürütülen mücadele yöntemlerinin yaşanan her hadiseden sonra ayrıntılı bir şekilde ele alınarak dersler çıkarılması kaçınılmaz bir hal almıştır. PKK terör örgütü 2007 yılından itibaren KCK yapılanmasına gecişle birlikte sivil ve siyasal yapılanmaya doğru giderek yeni bir oluşum yoluna gitmiştir. KCK teşkilinden sonra PKK bu çatı yapının bir alt organizasyonu haline gelmiştir. Bebek katili PKK terörüyle mücadeleyi yıllardır silahlı güç kullanma yöntemleri ekseninde yürütmekteyiz. Son yıllarda terör örgütünün şehir ve siyasi yapılaşmaları gün yüzüne çıktıkça şimdiye kadar kullanmış olduğumuz bu yöntemle arzu edilen sonuca ulaşılmamasının zor olacağı düşünülmüş bununla bir birlikte son dönemlerde terör örgütüne karşı çok boyutlu mücadeleye geçilmiştir. Bu yöntem sadece dağdaki satılmış eşkıyalar ile değil bunun zeminini hazırlayan terörizm faaliyetleri ve kişilerle de mücadeleyi gerekli kılmıştır. PKK ve siyasi uzantılarına karşı mücadelenin topyekun tüm alanlarda yürütülerek bu şekilde örgütün bitirilme noktasına getirilmesi elzemdir. Günümüz siyasi kadroları bakıldığında çokça terör örgütü mensubu aile fertlerinin kritik noktalarda görev yaptığı ortadadır. Güvenlik güçleri teröristle mücadele ederken, es zamanlı olarak terörü besleyen kaynak ve siyasi kadroları ile mücadeleyi devletin yetkili tüm mercileri birlikte hareket ederek yapmalıdır. Başka bir deyişle dağ, köy, şehir ve tüm mezralardaki terörü besleyen güç unsurları ortadan kaldırılmalıdır” diye konuştu.