Tedavi edilmeyen bel ağrısı, kamburluğa neden olabilir
ROMATİZMAL BİR HASTALIK OLAN ANKİLOZAN SPONDİLİT HASTALIĞININ, SON EVREDE BAZI HASTALARDA KAMBURLUK OLUŞTURDUĞUNU BELİRTEN UZM. DR. HAKAN ASLAN, ERKEN TEŞHİS EDİLDİĞİNDE, HASTALIĞIN KONTROL ALTINA ALINABİLECEĞİNİ VURGULADI.
Romatizmal bir hastalık olan Ankilozan Spondilit hastalığının, son evrede bazı hastalarda kamburluk oluşturduğunu belirten Uzm. Dr. Hakan Aslan, erken teşhis edildiğinde, hastalığın kontrol altına alınabileceğini vurguladı.
Memorial Sağlık Grubu Medstar Antalya Hastanesi Romatoloji Bölümü Uzm. Dr. Hakan Aslan, “Ankilozan Spondilit (AS)” hastalığı hakkında bilgilendirmelerde bulundu. AS hastalığının daha çok genç erkeklerde görüldüğünü ifade ederek, ağrının şiddetinin ise kişiden kişiye göre değişkenlik gösterdiğini belirtti.
Çok ilerleyen durumlarda, omurga hareketinin bütünüyle sınırlanabildiğini kaydeden Aslan, “Sadece bel ağrısı ya da sabah uyanınca belde tutukluk şeklinde de görülebilir. Her ne kadar hafif seyretse de ilerleyici bir hastalıktır. Hastalıkta genetik yatkınlık çok önemlidir. Ankilozan Spondilitli hastaların birinci derece akrabalarında hastalığa yaklaşık 10 kat fazla rastlanır” dedi.
Kireçlenme ile karıştırılmamalı
Omurlarda oluşan iltihap iyileşmeye başladığında, omur kemiklerinin her iki tarafından yeni kemik oluşumlarına başladığını ve her ikisini de birleştirdiğini vurgulayan Aslan, “Ağrılar bu kemikleşme nedeniyle oluşmaktadır. Bu hastalığı kireçlenmeden ayırmak gerekir. Kireçlenme omurganın aşınması sonucu oluşur ve yaşlıların hastalığıdır. AS ise, gençlerde görülür ve kemiklerin kaynaşmasıyla ilgili bir rahatsızlıktır” diye konuştu.
AS hastalığının, sıradan bir bel ağrısıyla karıştırılabildiğini söyleyen Aslan şu ifadeleri kullandı: “Kalçalarda, baldırlarda ve sırtın alt kısmında ağrı hissedilebilir. Bu şikayetler egzersiz ya da hareket sonrası ortaya çıkabilir. Sonrasında boyun, omurlar ve kalça veya baldırda görülür. Bazı nadir vakalarda, özellikle çocuklarda ilk şikayet belde değil, kalça, diz veya bacakta örneğin dizin şişmesi şeklinde olabilir. 3 aydan daha uzun süre devam eden, aniden değil yavaş yavaş başlayan, sabahları yataktan kalkmayı zorlaştıran, istirahat ile geçmeyip, uzun süre yatınca artan, hareket etmekle azalan bir bel ağrısı olduğu takdirde bir uzmana başvurulmalıdır. Bazı hastalarda gelip geçici ağrılar aylarca devam edebilir ve hastaya fazla bir sıkıntı vermeyebilir. Fakat AS aktif evreye geçtiğinde şikayetlerin şiddeti artar. Ağrılar nedeniyle duruş bozuklukları, kilo kaybı ve çabuk yorulma görülebilir. Kemiklerde çıkıntı oluşması sonucu hareket ederken ağrı hissi ve bel bölgesinde ağrı sonucu yürürken problemler meydana gelebilir. Hastalık her ne kadar hafif seyretse de nadir olarak diğer organlar etkilenebilir”
Uzm. Dr. Hakan Aslan, hastalığın son evresinde bazı hastalarda kamburluk görülebildiğini belirtti. Erken teşhis edildiğinde, hastalığın kontrol altına alınabileceğine işaret eden Aslan, “Böylece hastaların yaşamlarına ağrısız ve hareket kısıtlılığı olmadan devam etmeleri sağlanabilmektedir. Hastalığın seyri her hastaya göre değişmektedir. Bazı hastalar ömür boyu ufak tefek ağrılarla yaşar ve hiç kısıtlılık gelişmez, bazı hastalarda ise erken dönemde fonksiyon kayıpları görülür. Bu nedenle her hastanın tedavisi deneyimli bir hekim tarafından o hastaya özel olarak planlanmalıdır” sözlerine ekledi.