Taş gibi bebekler
ESKİŞEHİR’DE SALİHA TOKAT İSİMLİ FOLKLORİK BEBEK SANATÇISI, TARİHTE YER EDİNMİŞ BİRÇOK ÖNEMLİ KARAKTERİN DENİZ TAŞLARINDAN BEBEĞİNİ YAPIYOR.
Eskişehir’de Saliha Tokat isimli folklorik bebek sanatçısı, tarihte yer edinmiş birçok önemli karakterin deniz taşlarından bebeğini yapıyor.
Eskişehir Olgunlaşma Enstitüsü’nde görevli Kültür ve Turizm Bakanlığı Folklorik Bebek Sanatçısı Saliha Tokat, deniz taşlarını sanata dönüştürüyor. Büyük deniz taşlarıyla bebeğin gövdesini oluşturan Tokat, orta büyüklüklerdeki taşlarla başını, küçüklerle de ayaklarını yapıyor. Daha sonra taşları seramik hamuruyla kaplayıp boya ile süsleyen Tokat, taşları yöresel kıyafetli bebeklere dönüştürüyor. Saliha Tokat’ın eserleri arasında efsanevi Frigya Kralı Midas, Türk kültürünün önemli simgelerinden Nasrettin Hoca ve Yunus Emre gibi birçok ismin taştan yapılmış bebek figürü bulunuyor. Folklorik Bebek Sanatçısını Tokat, taş bebek meraklılarına bebeklerin yapılış aşamalarını anlattı. İşlemin ortalama 15 gün sürdüğünün aktaran Saliha Tokat, “Taş bebek, adıyla müsemma olarak taştan yapılıyor ana malzememiz deniz taşları. Pürüzsüz, çeşitli boyutlarda, iki ayak, bir gövde ve bir de baş olmak üzere taşlardan oluşuyor. İlk önce iskeleti oluşturuyoruz. Daha sonra seramik hamuru hazırlayıp çalışacağımız karaktere göre giydiriyoruz. Kuruma aşaması var kuruduktan sonra aslına uygun olarak boyanıyor ve desenliyoruz. Ardından yüz ve süsleme aşamasına geçiyoruz. Çalışılan bebeğe göre değişiyor ama ortalama 15 gün sürüyor” diye konuştu.
“Birçok sanata dokunuyorsunuz”
Taş bebek yapan kişinin diğer sanatlarla iç içe olduğunu ifade eden Tokat, “Taş bebek yaparken birçok sanata dokunuyorsunuz. Araştırma yaparken bir halk kültürü araştırmacısı oluyorsunuz, kıyafetlerini giydirirken stilist oluyorsunuz, boyarken ressam oluyorsunuz. Aslında büyük bir insanı minyatür ediyorsunuz” şeklinde konuştu.
“Kültürümüzü yaşatmak istiyorum”
Son olarak taş bebek sanatını gelecek nesle aktarmak istediğini vurgulayan Saliha Tokat, şunları söyledi;
“Ben geçmiş kültürümüzü yaşatmak istiyorum. Birçok şey gibi taş bebek kaybolmaya yüz tuttu. Bunu yaşatmak, gelecek kuşaklara aktarmak, bizim olan çeşitli karakterleri çalışmak, onları çocuklarımıza ve torunlarımıza bir kültür köprüsü vazifesi yapacak şekilde aktarmak, bunlara dokunmuş olmak bana müthiş haz veriyor. Amerika’dan Kore’ye kadar birçok yerde tanıttık. Türkiye’nin Eskişehir’inde de tanıtalım bu sanatı dedik ve geldik. Başarılı olduğumuza inanıyorum.”