Tarihi Tekel Fabrikasına genç tasarım
YAŞAR ÜNİVERSİTESİ İÇ MİMARLIK VE ÇEVRE TASARIMI BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİ, 135 YILLIK ALSANCAK TEKEL SİGARA FABRİKASINI, MİMARLIK MİRASI OLARAK KORUNARAK GELECEK NESİLLERE AKTARILMASI İÇİN YENİDEN TASARLADI.
Yaşar Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü öğrencileri, 135 yıllık Alsancak Tekel Sigara Fabrikasını, mimarlık mirası olarak korunarak gelecek nesillere aktarılması için yeniden tasarladı. Müziği, yapıyı yeniden canlandıracak bir faktör olarak kullanan öğrenciler, terk edilmiş kompleksi, kamusal mekanlarla yeniden işlevlendirerek yaşayan bir mekan haline getirmeyi amaçladı.
Alsancak’ın merkezinde yer alan ve 135 yıllık tarihiyle kentin simgelerinden eski Alsancak Tekel Sigara Fabrikası, gelecek nesillere korunarak ulaşabilmesi için Yaşar Üniversitesi İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü öğrencileri tarafından yeniden işlevlendirilerek tasarlandı. Üçüncü sınıf öğrencileri, İntegral İç Mimarlık Stüdyosu dersinde, tarihsel yapının restore edilerek korunması ve yeniden işlevlendirilmesi konusunda projeler üretti. Ders, öğretim görevlisi Sergio Taddonio koordinatörlüğünde, Dr. öğretim üyesi Ebru Karabağ Aydeniz, öğretim görevlileri Fulya Ballı, Özge Başağaç, Nazlı İpek Mavuşoğlu, Cengiz Ultav, Zeynep Ünal ve araştırma görevlisi Cansu Koç tarafından yürütüldü. Öğrenciler, dönem boyunca, tarihi Tekel Sigara Fabrikasının, “Müzik Fabrikası” haline dönüşmesi için müzik müzesi, performans sanatları merkezi ile kamusal alanlardan oluşan bir programla dönüşümü konusunda çalıştı.
“Kentin simgesi haline gelen kültür mirası yapılar yaşamalı”
Dr. öğretim üyesi Ebru Karabağ Aydeniz, daha önce de tarihi Elektrik Fabrikası gibi kentin simgesi haline gelen yapıların yeniden işlevlendirilerek yaşayan mekanlar haline gelmesi için projeler ürettiklerini hatırlatarak, “Alsancak bölgesindeki zengin endüstri mirası yapılar çevresindeki tesislerle birlikte nitelikli bir bütün oluşturuyor. Ancak günümüzde sigara fabrikasında olduğu gibi yapıların bir kısmı, çeşitli sebeplerle işlevlerini kaybederek terk ediliyor. Oysa ülkemizde de özgün işlevini kaybettikten sonra başarılı müdahalelerle yeniden işlevlendirilen yapılar, kimliklerini koruyarak varlıklarını sürdürebileceğini gösteriyor. Sigara fabrikası kent kimliğinin önemli bir bileşeni ve mimarlık mirası olarak korunması gerekli. Bu amaçla, öğrencilerden, binanın gelecek nesillere aktarılması için tasarımlar yapmalarını istedik” dedi.
Müzik fabrikası tasarımları
Stüdyo projesinde ana fabrika bloğu ve yemekhane binasının korunarak işlevsel dönüşümü için potansiyel stratejilerin belirlenmesinin dersin temel içeriğini oluşturduğunu belirten Aydeniz, “Müzik, yapıyı yeniden canlandıracak bir faktör olarak kullanıldı. Böylece, terk edilmiş kompleksin, kamusal alanlardan oluşan bir program ile şehir sakinlerine sembolik olarak geri verilmesi amaçlandı. Stüdyo projesi iki aşamadan oluştu. İlk aşamada, ana fabrika bloğunun ‘Pop&Rock Müzik Fabrikası’na, yemekhane bloğunun da ‘Caz Müzik Fabrikası’na dönüşümü için yeniden işlevlendirme senaryoları ve tasarım stratejileri geliştirildi. İkinci aşamada ise ‘Türk Pop&Rock Müziği Sergisi’ ve ‘Türk Caz Müziği Sergisi’ için ayrılmış olan alanlar yerleştirme yaklaşımıyla tasarlandı. Kavramsal yaklaşımlar, kompleksin endüstriyel geçmişini gölgelemeden, çağdaş bir yeni kamusal anlam yaratmaya odaklandı” diyerek bilgi verdi. Öğretim görevlisi Sergio Taddonio da “Öğrenciler; bilgi ve araştırma gerektiren yeniden kullanım stratejisi önerilerek yeni bir kamusal anlam yaratılması, yeni tasarım elemanlarının özgün yapıya uyumlu biçimde entegre edilmesi, eski yapının korunarak çağdaş işlevlerle uyumunun sağlanması, Türk Pop&Rock tarihinin ve Türk Caz tarihinin önemli sayfalarını ziyaretçilere aktarabilecek imgesel bir koleksiyonun sergilenmesi gibi konularda da çalışarak kendilerini geliştirme fırsatı buldu” diye konuştu.
Sergi Tekel Sigara Fabrikasında yapıldı
Yapıların işlevsel dönüşümü kapsamında yaklaşık 5 ay boyunca proje üstünde çalışan öğrenciler, final projelerini tarihi binada sergiledi. Final sergisini inceleyen isimler arasında akademisyenlerin yanı sıra İtalya’nın İzmir Konsolosu Dr. Valerio Giorgio, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdür yardımcıları Kaan Erge ve Yeliz Yıldız, şube müdürü Murat Karakuzu ile Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi Müdürü Dr. Serhan Kemal Saygı da yer aldı.