Sözen: “Korucular zor şartlarda hayat mücadelesi vermektedir”
ANADOLU GÜVENLİK KORUCULARI VE ŞEHİT AİLELERİ KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI ZİYA SÖZEN, PKK VE SİYASİ UZANTISININ BÖLGEYE HAKİMİYET SAĞLAMAMASININ ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL OLAN GÜVENLİK KORUCULARININ AÇLIK, YOKLUK VE SEFALET İÇERİSİNDE YAŞADIĞINI SÖYLEDİ.
Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Genel Başkanı Ziya Sözen, PKK ve siyasi uzantısının bölgeye hakimiyet sağlamamasının önündeki en büyük engel olan güvenlik korucularının açlık, yokluk ve sefalet içerisinde yaşadığını söyledi.
35 yıldır gece gündüz, dağ taş, yağmur çamur demeden canları ve kanları pahasına mücadele eden, Doğu ve Güneydoğu’nun şah damarı olan, PKK ve siyasi uzantısının bölgeye hakimiyet sağlamamasının önündeki en büyük engel olan güvenlik korucularının açlık, yokluk ve sefalet içerisinde yaşadığını kaydeden Sözen, bu durumun başta kendisinin ve oylarıyla bölgeden milletvekili seçilen iktidar partisi, MHP milletvekilleri olmak üzere sorumluluk makamında olan herkesi vicdanen rahatsız etmesi gerektiğini kaydetti. Sözen, “Kendi adıma ifade etmeliyim ki, direkt sorumluluk makamında olmamama rağmen korucularımız ekonomik olarak zor durumdayken çok büyük bir vicdan azabı çekiyorum. Ortalama 8 nüfusa sahip olan korucularımız gerçekten de çok ama çok zor durumdalar. Koruculuk dışında başka hiç bir işle uğraşamamaktadırlar. Koruculuk eskiden bir meslek değilken 24 saat esasına göre görev yapan korucularımız için şimdi tamamen bir meslek haline gelmiştir. Korucularımızın tamamı borç bataklığına saplamış, tamamı banka kredilerine bulaşmış bir şekilde zor şartlarda hayat mücadelesi vermektedirler. Korucularımız evlerini geçindirememekte, çocuklarını okutamamaktadırlar. Korucularımızın tamamı ekonomik olarak hayatlarından memnuniyet duymamaktadırlar. Korucularımızın tamamına yakını ekonomik nedenlerden dolayı aile içinde huzursuzluk ve geçimsizlik yaşamaktadırlar” dedi.
“Camia bunu hak etmiyor”
Bin 800’ün üzerinde şehit ve 3 binin üzerinde gazi veren camianın bunu hakketmediğini vurgulayan Sözen, geride ailelerini, çocuklarını ve sevdiklerini bırakıp vatan için, bayrak için, hak ve hakikatin tesisi için ölüme koşan korucuların ekonomik sıkıntı içerisinde olmasının vicdan ve merhamet sahibi olan herkesi derinden yaralaması gerektiğini ifade etti. Sözen, “Güvenlik güçleri içerisinde, özel güvenlik görevlileri dahil en fazla görev yapan kesim korucularımız olmasına rağmen, en az maaş alan camia korucularımızdır. Hatta Türkiye’de devletten maaş alan meslek gurupları içerisinde en az en düşük maaş alan camia güvenlik korucularımızdır. Güvenlik korucularımız Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kendilerine her ay ödenen 135 liralık tazminatla beraber 2 bin 162 TL maaş almaktadırlar. Korucularımız Türkiye’de askeri ücret altında ücret alan tek camiadır. Bu haksızlıktır, Anayasamızın eşitlik ilkesine aykırı bir durumdur. Biz konfederasyon olarak bu durum karşısında bir şey yapamamanın ezikliğini yaşıyoruz. Sürekli sorunlarımızı ifade etmemize rağmen çözüm bulamamaktayız. Bölgede bizlerin oyları ve çok büyük destekleri ile meclise gelen bölge milletvekillerinin hiç biri bu konuda korucularımızın hakkını savunmamakta, sıkıntılarını dile getirmemektedir. Bu konuda sessiz kalan vekillerimiz vebal altına girmişlerdir. Bu konuda kendilerine çok büyük görevler düşmektedir. Bölgenin AK Parti’li ve MHP’li milletvekillerinden beklentimiz korucularımızın haklarının verilmesi için çalışma yapmalarını, gayret göstermelerini bekliyoruz. Bu durumun en büyük sorumluları sorunu hiç bir şekilde dile getirmeyen ve korucularımızın sorunları ile ilgilenmeyen bölge milletvekilleridir” diye konuştu.
“Maaş ve özlük hakları dile geldiğinde Türkiye’nin ekonomik durumu iyi olmadığı cevabıyla karşılaşıyoruz”
Maaş ve özlük haklarını dile getirdiklerinde Türkiye’nin ekonomik durumumun iyi olmadığı cevabı ile karşılaştıklarını aktaran Sözen, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ülkemizin ekonomik durumunun iyi olduğu dönemlerde bile korucularımızın maaşlarında iyileştirme yapılmamıştır. Ülkemizin ekonomisinin kötü olmasının sebebi asla korucularımız değildir. Devletimiz, canları ve kanları pahasına hayatını ortaya koyan korucularımızın ekonomik ve sosyal haklarını düzeltmiyorsa ve bu sisteme ihtiyaç duymuyorsa o zaman derhal bu sistemi kaldırsınlar. Biz hiç bir zaman devletimize küsmedik, küsmeyeceğiz. Bize ihtiyaç duyulmuyorsa hep beraber bu sistemi kaldıralım. Ama hepimiz biliyoruz ki, koruculuk sistemi faydalıdır ve gereklidir. Bölgemiz için terörle mücadelenin olmazsa olmazıdır. Son çare olarak fakirin fukaranın çaresizin babası olan Cumhurbaşkanımızın sesimizi duymasını, sorunumuzu çözmesini ve kanayan yaramıza merhem olmasını istiyoruz. Bu toplumsal yara daha fazla derinleşmeden Cumhurbaşkanımızla görüşüp bu soruna kalıcı çözüm bulmalıyız. Sorunu görmezden gelerek, var olan sorunu yokmuş gibi göstermeye çalışarak bir yere varamayız. Bu sorun giderek derinleşmekte ve içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. İfade ettiğim bu hususlar şahsımın kişisel görüşleri değil, 53 bin 750 kişilik bütün korucularımızın ortak talebidir. Meclisin açıldığı bu günlerde korucularımızın sorunlarını kökten çözmek için korucular kanunu adı altında yepyeni bir düzenleme yapılarak bütün sorunlarımız kalıcı olarak çözülmelidir. Bu konuda PKK’nın arka bahçesi konumunda olan HDP dışında bütün siyasi partilerden destek bekliyoruz. Bu taleplerimiz vicdanidir ve insanidir.”