Reklam
tvTürk

Sıcak havalarda isiliğe dikkat

KEÇİÖREN EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DERMATOLOJİ UZMANI DR. AYŞEGÜL YALÇINKAYA İYİDAL, HAVALARIN ISINMASIYLA BİRLİKTE ÖZELLİKLE BEBEKLERDE VE KÜÇÜK ÇOCUKLARDA İSİLİK GÖRÜLME SIKLIĞININ ARTTIĞINI BELİRTEREK, UYARILARDA BULUNDU.

  • Diğer
  • 02 Ağustos 2019
  • 147 KEZ OKUNDU
Reklam

Yaz sıcaklarının iyice kendini gösterdiği bu günlerde uzmanlardan ’isilik’ ile ilgili uyarı geldi

Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Ayşegül Yalçınkaya İyidal, havaların ısınmasıyla birlikte özellikle bebeklerde ve küçük çocuklarda isilik görülme sıklığının arttığını belirterek, uyarılarda bulundu.

Yaz mevsiminin keyfinin çıkartılması gereken bu günlerde güneş ve sıcaktan korunulması gerektiğinin de altını çizen Dermatoloji Uzmanı Dr. Ayşegül Yalçınkaya İyidal, “Polikliniklerimizde isilik şikayetleri artmaya başladı. Her yaşta görülebilen bir deri hastalığı olan isilik özellikle bebek ve küçük çocuklarda daha sık olarak izlenmektedir” dedi.

“Yaz aylarında toplumda yaygın olarak görülür”

Hastalık hakkında bilgiler veren Uzm. Dr. İyidal, şöyle devam etti:

“Tıp dilinde miliare olarak adlandırılan isilik ter kanallarının tıkanması sonucu oluşan bir deri döküntüsüdür. Genellikle sıcaklık ve nemin yüksek olduğu yaz aylarında toplumda yaygın olarak görülür. Bunun dışında yeterli sıklıkta duş alınmaması, aşırı egzersiz yapma, yüksek ateş, aşırı dar ve hava geçirmeyen giysilerin giyilmesi, bebeklere kalın kıyafetlerin giydirilmesi ve kullanılan bezin pamuklu dokuya sahip olmaması gibi nedenlerde isilik oluşumuna zemin hazırlamaktadır. İsilik ter kanallarının tıkanmasının oluştuğu seviyeye göre farklı görünümlerde izlenir. En yüzeysel olan tipinde deri yüzeyinde 1-2 mm çapında, içi berrak sıvı ile dolu, çiy damlası şeklinde kesecikler gözlenir. Deride herhangi bir kızarıklık izlenmez. Hastanın belirgin bir yakınması da yoktur. Bu kistlerin ömürleri kısadır, çok küçük travmalarda bile hemen patlarlar. Yaz aylarında sıcak ve nem maruziyeti sonrası görülebileceği gibi, ateşli hastalıklarla birlikte olan yoğun terlemelerde de izlenebilir. Genellikle kendi kendini sınırlar. Deri tabakasının daha derin alanında olan tıkanmada kızarık katı kabartılar ve kesecikler görülür. Yanma, batma ve kaşıntı gibi şikayetler eşlik eder. Ter kanallarının daha da derin alanda tıkanmasında ise 1-3 mm çapında açık renkte veya ten renginde katı kabartılar görülür. Bu tipte de yanma, batma ve kaşıntı gibi ek şikayetler yoktur. İsilik çoğunlukla karın, sırt, göğüs, boyun, kol ve bacaklarda görülür. Ayrıca vücudun kıvrımlı ve boğumlu yerlerinde de yaygın olarak izlenebilir.”

Özellikle bebek ve çocuklarda isiliğin önlenmesi için dikkat edilmesi gerekenlerin altını çizen İyidal, “İsiliğin önlenmesi için; düzenli olarak ılık su ile duş alınmalı. Pamuk ve benzeri ipliklerden yapılan iç çamaşır ve giysiler tercih edilmeli. Aşırı dar ve hava geçirmeyen kıyafetler yerine rahat ve bol kıyafetler giyilmeli. Yatak ve yastık kılıfları pamuklu ürünlerden kullanılmalı. Bebekler yaz aylarında kat kat giydirilmemeli, sık sık bezleri değiştirilmeli. Terli kıyafetler hemen çıkarılmalı. Deri gözeneklerini tıkayan deri bakım ürünleri ve makyaj malzemeleri kullanılmamalı” dedi.

“Tedavide ana faktör ısı ve nemli ortamdan uzaklaşmaktır”

Hava sıcaklığının artması ile birlikte vücudun kendini serin tutması için gerekli olan terleme, doğal ve sağlıklı bir koruma mekanizması olsa da uygun olmayan kıyafetlerin ciddi sıkıntılar doğuracağının altını çizen Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Ayşegül Yalçınkaya İyidal, “İsilik şikayetleri 3-4 gün içinde geçmezse kişi, uzman bir hekime görünmelidir. Ayrıca isilik olan bölgelerde sıcaklık, ödem, kızarıklık artışı var ise keseciklerin içeriği berrak değil ise, hastada halsizlik, ateş, lenf bezlerinde şişlik gibi bulgular var ise vakit kaybetmeden doktora görünmek gerekir. Tedavide ana faktör ısı ve nemli ortamdan uzaklaşmaktır. Hasta serin ortamda tutulmalıdır. Vücudu saran dar, sentetik kıyafetler yerine; rahat, terlemeyi artırmayan pamuklu giysiler giyilmeli ve sık sık duş alınmalıdır. Fazla sabun kullanılmasından, keselenmekten ve derinin irritanlarla temasından kaçınılmalıdır. Döküntülerin özelliğine göre tedavide ıslak pansuman, çeşitli losyonlar, topikal steroid ve topikal antibiyotikler önermekteyiz” dedi.

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ