Reklam
tvTürk

Sarı nokta hastalığı yüksek oranda görme kaybına yol açıyor

SARI NOKTA HASTALIĞINDA, GENETİĞİN ÖNEMLİ BİR FAKTÖR OLDUĞUNA DEĞİNEN PROF. DR. SAFİYE YILMAZ, “HASTALIK, TEDAVİ EDİLMEYİP İLERİ SAFHALARA ULAŞTIĞINDA YÜKSEK ORANDA GÖRME KAYBINA SEBEP OLUYOR” DEDİ.

  • Diğer
  • 04 Nisan 2019
  • 152 KEZ OKUNDU

Sarı nokta hastalığında, genetiğin önemli bir faktör olduğuna değinen Prof. Dr. Safiye Yılmaz, “Hastalık, tedavi edilmeyip ileri safhalara ulaştığında yüksek oranda görme kaybına sebep oluyor” dedi.

Sarı nokta hastalığının sıklıkla ilerleyen yaşlarda, nadiren de erken yaşlarda ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Safiye Yılmaz, sarı noktanın yaşlılığa bağlı olarak ortaya çıktığını, genetik geçişinde önemli bir risk faktörü olduğunu kaydetti. Yılmaz, hastalığın tedavi edilmesi takdirde ileri safhalarda yüksek oranda görme kaybına yol açtığını ifade ederek, “Sarı nokta, gözün arkasında yer alan retina kısmında en net gördüğümüz ve içinde sarı renkli maddelerin olduğu görme merkezidir. Bu merkezi bozan tüm hastalıklar halk arasında sarı nokta hastalığı olarak bilinen makula dejenerasyonudur. Sigara kullanan, hareketsiz bir yaşam sürdüren, obezite hastası olan, vitamin eksikliği ve kardiyovasküler hastalıkları olanlar yüksek risk taşıyan grubu oluşturuyor. Sarı nokta hastalığında erken teşhis ve tedavi görüşün kaybedilmemesi açısından önemli faktörler. Bu yüzden özellikle ailesinde sarı nokta hastalığı olanların ve saydığımız risk faktörlerini taşıyanların, gözlerinde hiçbir problem olmasa bile, yılda en az bir defa rutin göz muayenelerini yaptırmalarını öneriyoruz” dedi.

Atagöz Göz Hastalıkları Dal Merkezi Kurucu Ortağı Prof. Dr. Safiye Yılmaz, görme ile birlikte gözde atıklar meydana geldiğini dile getirerek, “İlerleyen yaşla birlikte gözün makula bölgesinde renk değişimi ve incelme meydana geliyor. Görme eylemi ile birlikte gözde bir takım atıklar oluşuyor, retinanın katlarından biri olan retina pigment epitelinin fonksiyonu azalıyor ve o bölgede kalan atıklar atılamayarak birikinti haline geliyor. Bunları gözle görmek çok zor, en iyi bilgiyi angio ve OCT veriyor. Buna ilaveten gözde anormal damarlar ortaya çıkıyor. Biz göz anjiyosuyla birlikte anormal damarları incelemiş oluyoruz. Göz tomografisi çekiyoruz ve tomografi yöntemiyle sanki gözü almışız ikiye açmışız ve tüm katmanlarına bakmışız gibi inceleme yapılıyor, bu yöntem ile çok değerli bilgiler elde ediyoruz. Anormal damarları, incelmeleri, artıkların hepsini ayrıntılı bir şekilde görebiliyoruz” şeklinde konuştu.

Peki nasıl belirtileri var?

Sarı nokta hastalığının merkezi görmeyi bozarak yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürdüğünü vurgulayan Prof. Dr. Safiye Yılmaz, şöyle devam etti:

“Bu hastalık gözün merkezi görmesini bozuyor. Hem uzağı hem yakını hem de orta mesafeyi görmemizi engelliyor. Cisimleri yamuk görmeye başlıyoruz. Okuyamıyor ve araba kullanamıyoruz. Hastalar, sarı nokta hastalığının felçten veya kalp krizinden daha çok yaşam kalitelerini düşürdüğünü ifade ediyorlar. Tüm görme aşamalarında gözün tam ortasında kara bir leke oluşuyor, bu durum hastaları psikolojik açıdan da çok yıpratıyor. Geçmişte düzenli muayeneye, erken tanı ve teşhise günümüzdeki önemin verilmemesinden dolayı, kişiler aile büyüklüklerinde olan, genetiksel olarak kendilerine aktarılan hastalıklar hakkında çok kısmi bilgiye sahipler. Aslında bizim toplum olarak hastalıklar konusunda en büyük şanssızlığımız bu. Bu yüzden de düzenli sağlık kontrollerimizi ihmal etmemeliyiz.”

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ