Reklam
tvTürk

“Rodos ve İstanköy’deki Türkler yok olma aşamasına geldi”

YAŞAR ÜNİVERSİTESİNDE DÜZENLENEN SEMPOZYUMDA, RODOS VE İSTANKÖY’DEKİ TÜRKLERİN KARŞILAŞTIĞI VATANDAŞLIK, EĞİTİM, TÜRKÇE ÖĞRENME HAKKI, İBADET, OSMANLI DÖNEMİNDEN KALAN KÜLTÜR MİRASININ KORUNMASI GİBİ SORUNLAR MASAYA YATIRILDI.

  • Diğer
  • 11 Ekim 2019
  • 185 KEZ OKUNDU
Reklam

Yaşar Üniversitesinde düzenlenen ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun destek mesajı gönderdiği sempozyumda, Rodos ve İstanköy’deki Türklerin karşılaştığı; vatandaşlık, eğitim, Türkçe öğrenme hakkı, ibadet, Osmanlı döneminden kalan kültür mirasının korunması gibi sorunlar masaya yatırıldı. Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, “Rodos ve İstanköy’de yaşamakta olan Türklerin yok olma aşamasına geldiğini ifade etmek istiyorum” dedi.

Yaşar Üniversitesinde, Uluslararası Rodos ve İstanköy Türk Vakıfları Sempozyumu düzenlendi. Sempozyumda, Rodos ve İstanköy’de yaşayan Türklerin karşılaştığı sorunlar hakkında konuşuldu.

Sempozyuma gönderdiği mesajla destek veren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, mesajında şu ifadelere yer verdi:

“Sempozyum; Rodos ve İstanköy’de yaşayan soydaşlarımızın temel hak ve özgürlüklerinin savunulması, uğradıkları ihlallerin ve kısıtlamaların dünyaya duyurulması bakımından son derece önemli ve faydalı bir etkinliktir. Bu itibarla, sempozyumu düzenleyen Rodos, İstanköy ve On iki ada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği (ROİSDER) Başkanı ile yönetimini ve tüm katılımcıları tebrik ederim. On iki adalar, çok sayıda soydaşımızın yaşadığı, tüm baskılara rağmen Türklük bilincini ve kültürünü muhafaza etmeye çalışan, asla kendimizden ayrı görmediğimiz aziz soydaşlarımızın vatanıdır. Yunanistan devleti, Rodos ve İstanköy’deki soydaşlarımızın haklarına saygı göstermelidir. Her şeye rağmen, soydaşlarımız, Türkçe öğrenme, serbestçe ibadet edebilme, vakıflarını yönetebilme ve Osmanlı Türklerinden kalan kültürel mirasını koruyabilme konusundaki haklarını savunmaya devam etmektedirler.”

Soydaşlarımızın kültürel kimlikleri tanınmıyor

Rodos ve İstanköy’deki Türk-Müslüman vakıfları mallarının haraç mezat satışları ile zamanın tahribatına bırakılan ve Osmanlı mimari eserlerinin yok edilmesi konularında ulusal ve uluslararası farkındalık oluşturmaya çalıştıklarını belirten Rodos, İstanköy ve On iki ada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği (ROİSDER) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, “Dünya kamuoyunda son yıllara kadar Yunanistan’daki Türk varlığının Batı Trakya ile sınırlı olduğu algısı vardı. Günümüzde Rodos ve İstanköy’de yaşamakta olan resmi olmayan rakamlara göre 9 binin üzerinde kendisini Türk ve Müslüman olarak ifade eden bir nüfus var. Ancak Yunan makamları, Lozan Antlaşması imzalandığında 12 adaların İtalyan yönetiminde bulunduğu gerekçesiyle söz konusu soydaşlarımızın kültürel kimliklerini tanımıyorlar. Şu anda AB üyesi olan Yunanistan’ın Rodos ve İstanköy adalarında yaşayan Türkler, insanlık hakkı olan pek çok haktan mahrum yaşıyorlar” dedi.

“Türkler yok olma aşamasına geldi”

Adalarda olağanüstü bir asimilasyonun başladığına değinen Prof. Dr. Kaymakçı, “Rodos ve İstanköy’de yaşamakta olan Türklerin yok olma aşamasına geldiğini ifade etmek istiyorum. Yunanistan’ın adalardaki asimilasyon politikasına ’dur’ denmediği takdirde kısa bir süre sonra buradaki Türklerin varlığından haberdar olamayacağız. Rodos ve İstanköy’de yaşamakta olan Türkler, varlıklarını sürdürmeye çalışan bir avuç azınlık. Onların yok olması aslında oradaki Türklerin yok olması demek değil; bir ülke azınlığının yok olması demektir. Buna dünya kamuoyu da cevap aramak zorundadır. Özgürlük, eşitlik ve adalet tüm insanlığın kabul ettiği evrensel değerlerdir. Biz, bu değerlere Yunanistan hükumetinin de sahip çıkmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

“Büyük çaba veriyoruz”

Avrupa Halkları Federal Birliği (FUEN) Genel Başkan Yardımcısı Gösta Toft da, Avrupa’nın 35 ülkesinden yaklaşık 100 üye kuruluşu ile Avrupa’daki ulusal azınlıklar ve halk gruplarının en büyük çatı kuruluşu olduklarını söyledi. Azınlıkların hakları, kültürleri, dilleri ve kimliklerinin korunması için çaba verdiklerini belirten Gösta Toft, “FUEN, çeşitli çalışma gruplarına sahip. Çalışma gruplarından biri de Türk azınlıkları çalışma grubu. Türk azınlıklarının yaptığı çalışmalardan çok memnunuz. Bu çalışma grubu Kafkasya Bölgesi’nden Balkanlara kadar geniş bir coğrafi alanı kapsıyor. Şu anda bu çalışma grubunun başkanlığını Batı Trakya Türkleri Federasyonu yürütmekte” dedi.

Dünyanın dört bir yanından öğrenciler Türkiye’ye geliyor

Yurt dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren de dünyanın dört bir yanından öğrencinin Türkiye’ye yükseköğretim için geldiğine değindi. Eren, “Arjantin, Meksika, Makedonya, Batı Trakya, Yunanistan gibi dünyanın dört bir yanından gelen uluslararası misafir öğrenciler var. 17 bine yakın bu uluslararası öğrenci, milletimizin vergileri, devletimizin imkanları ve bizim organizasyonumuzla okuyor. Bir önemli faaliyet alanımız da soydaşlar ve akraba topluluklar. Büyük bir medeniyetin evladıyız. Şu an her ne kadar 784 bin kilometre karelik bir toprağımız olsa da gönül coğrafyası dediğimiz Türkiye Cumhuriyeti sınırlarını aşan dünyanın dört bir yanında soydaşlarımız var. Türkiye bursları kapsamında tabii ki farklı ülkelerden öğrencileri getiriyoruz ancak önem verdiğimiz soydaşlarımız ve yakın coğrafyamızda yaşayan Türkmenler de mevcut. Bu sene Rodos ve İstanköy’de burs tanıtımı yaptık ve az da olsa oradan bu sene ülkemize burslu öğrenci getirdik” bilgisini verdi.

Farkındalık oluşturmak ve çok boyutlu tartışabilmek önemli

Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer ise “Sosyal ve kültürel hakları uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan Rodos, İstanköy ve On iki ada Türkleri’nin kültürel kimliklerinin ve bireysel haklarının korunması, ve uluslararası miras olarak tanımlanabilecek vakıflar ve bağlı eserlerinin gelecek nesillere aktarılmasının sağlanması hassasiyetle üzerinde durulması ve takip edilmesi gereken konulardır. Yaşar Üniversitesinin bu önemli etkinliğe vermiş olduğu akademik desteğin bahsi geçen konuların gündemde yer almaya devam etmesi, farkındalık oluşturulması ve çok boyutlu olarak tartışılmasına yol açıyor olmasından dolayı memnuniyetimi belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.

Etkinlik kapsamında ’Rodos ve İstanköy Türk Vakıf Eserleri Fotoğraf Sergisi’ de gerçekleştirildi. Sempozyumda ayrıca; vakıf kültürü, uluslararası hukukta vakıf statüsü, Rodos ve İstanköy Türk vakıflarının dünü, Rodos ve İstanköy’deki vakıfların sosyal yaşama etkileri, Rodos ve İstanköy Türk Vakıflarının güncel sorunları, Rodos Ve İstanköy’de Türk vakıf eserleri ve Türk-Yunan ilişkileri konularında yabancı ve Türk akademisyenlerince 19 adet bildiri sunuldu.

Yaşar Üniversitesinin desteği ile ROİSDER tarafından Selçuk Yaşar Kampüsünde düzenlenen sempozyumun açılışına ayrıca; FUEN Genel Başkan Yardımcısı Gösta Toft, Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Bornova Belediye Başkanı Dr. Mustafa İduğ, Yaşar Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili İdil Yiğitbaşı, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren katıldı.

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ