Reklam
tvTürk
SON DAKİKA

Rizeli balıkçıların ‘Asılsız ihbar’ isyanı

RİZELİ BALIKÇILAR DENİZE AÇILDIĞI ZAMAN YAPILAN ‘AVLANMA BOYU’ HAKKINDAKİ ASILSIZ ŞİKAYETLERDEN HEM KENDİLERİNİN HEM DE KURUMLARIN MAĞDUR OLDUKLARINI DİLE GETİRDİ.

  • Ekonomi
  • 13 Aralık 2019
  • 176 KEZ OKUNDU
Reklam

RİZE (İHA) – Rizeli balıkçılar denize açıldığı zaman yapılan ‘Avlanma boyu’ hakkındaki asılsız şikayetlerden hem kendilerinin hem de kurumların mağdur olduklarını dile getirdi.

1 Eylülde kalkan av yasaklarının ardından balıkçılar denize açıldı. Yaklaşık 3 aydır avlanmanın devam ettiği Karadeniz’de zaman zaman ‘Avlanma ölçüsüne’ uymayan balıklara el konuluyor. Vatandaşların duyarlılığı üzerine yapılan şikayetleri değerlendiren Sahil Güvenlik ekipleri yavru balığın tutulduğunu tespit ettikleri teknelere ceza yağdırırken, bazı ihbarlar ise asılsız çıkabiliyor. Asılsız ihbarlardan mağdur olduklarını dile getiren Rizeli balıkçılar ise vatandaşlara bunun kuralının anlatılmasını istiyor.

Balığın tutulma ölçüsünü tam oalrak bilmeyen vatandaşların kendilerini şikayet ettiğini, şikayetler neticesinde denetlendiklerini dile getiren Muharrem Hamza “Sirkülerimizde bir boy ölçüleri var. Bu boy ölçülerinin vatandaşlar nasıl olacağını bilmiyor. Şikayetler de gittiği zaman hep ters tepki oluyor. Balık ölçüleri sivri uçları yani burun ve kuyruk ucundan ölçülür. Bunu ihbar edenler etinden ölçüyor, ufak balık avlandı diye ihbar ediyorlar. Sonra kolluk kuvvetleri geliyor ve bakıyor ki ihbarın aslı yok. Bundan hem kolluk kuvvetleri rahatsız, hem biz avdan engelleniyoruz. Biz o kadar yasaklara uymayan balıkçılar değiliz. Avladığımız ürün hep standart bir ürün olamadığı için bunun içerisinde ölçülerin üzerinde olan var, altında var. Biz bunları avladığımız zaman ağdan alırken eleğimiz var ondan geçiriyoruz, iyi piyasa balıklarını alıyoruz, diğerlerini ne yapalım? Denize mi dökelim? Onları da ekonomiye kazandırmak için balık unu fabrikasına gönderiyoruz. Vatandaş gelip tasnif edilmiş balığı gördüğü zaman ufak balık avlanmış diyor. Aslında biz o balığı tasnif ettik, içerisinden yüzde 80’ini aldık, piyasaya gönderdik, geriye kalan yüzde 20’sini balık unu fabrikalarına gönderdik. Bu balık ölmüş, biz bunu denize de dökebiliriz ama orada biz Allah ile baş başayız. Onu denize döktüğümüz zaman ekonominin ne karı olacak” ifadelerini kullandı.

“Teknelerimizde çalışan gemiciler bile dinlenmek için asılsız ihbar yapıyor”

Kendi çalışanlarının bile ‘Yavru balık avlanıyor’ ihbarında bulunduğunu, bu sayede dinlenmek için vakit kazandıklarını dile getiren Hamza “Şikayetlerimizin çoğunu gemiciler yapıyor. Nasıl olsa ay başı maaş alacak. 2 kere, 3 kere ağ seriyor sıkılıyor. Sonra arıyor ‘Alo falanca kayıkta ufak balık tutuluyor’ diyor. Aslında alakası yok, amaç kendisinin istirahat etmesi. Sıkıntılarımız bunlar, birilerine de anlatamıyoruz. Bir olay oluyor derdimizi anlatacak hiç kimse yok. Allah’a şükür ben ceza yemedim ama yiyen arkadaşlarımız var” dedi.

Türkiye’deki av yasakları nedeniyle tutulamayan balığın Gürcistan’da tutulduğunu dile getiren Hamza, “Bize o balığı şimdi avlattırmıyorlar, kayıklar geçti Gürcistan’a her gün 200 ton kayık başı balık avlıyorlar orda. Bana avlatmadığın balığı orada adam avlıyor. Vatandaşımız da oraya para veriyor, oradan kota alıyor. Biz burada avlamıyoruz, dövizi dışarıya veriyoruz, orada avlıyoruz” şeklinde konuştu.

“Kıyıdan balık tutamayan bile şikayet ediyor”

Olta ile balık tutan vatandaşların bile kendilerini “Balığım kaçtı” diyerek Sahil Güvenliğe şikayet ettiğini dile getiren Kadir Aktaş isimli balıkçı esnafı ise bu şikayetlerin kendilerinin işlerini yapmasına engel olduğunu dile getirdi. Kurumlarında asılsız şikayetlerden usandığını sözlerine ekleyen Aktaş “Vatandaş veya teknenin içerisindeki tayfalar bizi şikayet ediyorlar. Yavru balık avlanıyor diye bizi şikayet ediyorlar. Onun sebebi de bizim avlanmamızı düzenleyen kanunlar var. Biz bu kanunları çok iyi biliyoruz. Ama bunları bilmeyen vatandaş kendi göz ayarına göre ’Küçük balık avlandı’ diyerek şikayette bulunuyor. Şikayet edince de o kurumlar bizi mecburi olarak denetleme yoluna gidiyorlar. Dolayısıyla bizim avımızı kısıtlıyorlar, çoğu da geçersiz ihbar oluyor. Hamsinin ölçülme standardı burnundan kuyruk ucuna kadar 9 santimdir. Bu yıl ki avlanan hamsi yetişkin hamsi, 9 santim ve üzerindedir. Yasağa giren bir hamsi boyu yok. Ama şimdi biraz daha ince karıştı içine, son anda yavrusu gelir içine. Bunun içinde kanunlarda bir hüküm var, nedir? Denizden avlarken tamamen ayıramayacağımız için ince hamside yüzde 15 bir tolerans vardır. Suyun üzerine aldığımızda onu da ayıklıyoruz ve geçerli hamsiyi alıyoruz biz. Mesela adam kıyıdan olta atıyor denize, geliyor önünde bir tekne ağ atıyor, arıyor Sahil Güvenliği diyor ki kıyıda bir tekne avlanıyor. Sahil Güvenlik kaldırıyor teknesini bakıyor ki yasak suda değil serbest suda. Vatandaşa bunun bilgisini veriyor. Vatandaş bu kez diyor ki ‘O ağ attıktan sonra balığım kaçtı, o yüzden aradım’. Bu gibi basit sebeplerden dolayı biz baya bir mağdur oluyoruz bu şikayetlerden. Sadece biz değil kurumalarda mağdur oluyor” diye konuştu.

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ