Psikolog Funda Es: “İnsanın en iyi doktoru kesinlikle kendisidir”
MEDİCAL PARK ORDU HASTANESİ UZMAN KLİNİK PSİKOLOG ES
Psikolog Funda Es, günlük hayattın bir parçası olan stresin ruhsal ve bedensel sağlığını tehdit ettiğine dikkat çekerek, “Stres her yaş grubuna özgü bir durumdur ancak insanın en iyi doktoru da kendisidir” dedi.
Kişinin algıladığı tehlikeyle ilgili duygu, düşünce, endişe, mizacı, kişilik yapısı, düşünce yapısı stresin oluşmasını etkileyen psikolojik faktörler olduğunu kaydeden Medical Park Ordu Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Es, strese sebep olan düşünce yapısında akla ilk gelenin olumsuz ve gerçekçi olmayan düşünceler olduğuna dikkat çekti. Es, “Bu durumlar kişide kaygıyı arttırmaya ve karamsarlığa yol açar, verimliliği düşürür, kararsızlıklar yaşanabilir, genel olarak zevk alamama, keyifsizlik olur. Fiziksel olarak karın ağrısı, mide yanması, hazımsızlık, kabız veya ishal, baş ağrısı, bel ve sırt ağrıları, diş sıkmaları görülebilir. Kişi sık sık tuvalete çıkar. Çabuk hastalanır. Stres aynı zaman da öfkeyi de ortaya çıkarır” diye konuştu.
“Stres insanı kötü alışkanlıklara sevk edebilir”
Stresin insanı kötü alışkanlıklara sevk edebildiğinin de altını çizen Es, “Kişiler stresli olduklarında zararlı alışkanlıklara başvurabiliyor. Alkol, sigara veya aşırı yemek yeme davranışları, bilgisayar oyunlarına bağımlılık geliştirebiliyor. Bu yöntemler anlık olarak rahatlama sağlasa da uzun vadede çok daha geniş çaplı stres kaynağına dönüşebilir. Stresle başa çıkmak için, olayların üstünü kapatıp görmezden gelmeden o problemin kaynağına inmek gerekir. Duyguları bastırmak, kendini veya başkalarını suçlamak çözüme kavuşturmaz. Stres kavramı karşılaşılan durumlara yüklenen anlamlardan kaynaklanır. Çözüm yolu ararken ise olaylara ve kişilere yüklenilen anlamları tekrar gözden geçirmek gereklidir” ifadelerini kullandı.
“Hayır demesini bilin”
Psikolog Funda Es, stres yaşayan insanların, ‘Bu olay beni neden strese sokuyor?’, ‘Bu olaya yüklediğim anlam nedir?’ ve ‘En kötü başıma ne gelebilir?’ sorularını kendilerine sormaları gerektiğini ve cevaplarını kendilerinin vermeleri gerektiğini belirterek şu bilgileri verdi:
“Olumlu düşünmenin stresle başa çıkmada çok önemli bir rolü vardır. Zihnimizdeki olumsuz konuşmaları sürekli beslersek olumlu hale çevirmemiz zorlaşacaktır. Olumsuz düşüncelerimizin farkına varmaya çalışalım. Kendi haklarımız ve etrafımızdaki insanların haklarını koruyan davranışlar sergileyelim, sınırlarımızı çizip ‘Hayır’ı kullanalım. Günlük hayatta karşılaştığınız stres içeren olaylarda, kendimizi dinlendirelim, çalışıyorsak iş yerinde molalar yapalım, çalışmıyorsak evde ev işlerini bir kenara bırakıp en azından bir süreliğine kendimiz için bir şey yapalım. İlgi alanlarımıza göre hobilerle vakit geçirebiliriz. Sosyal destek çok önemlidir. Çoğu insan yaşadığı stresi gerek yapı ve mizacı gereği gerek başka sebeplerle kimseyle paylaşmaz ve içine atar. Paylaşmadıkça stres içimizde daha çok çözülmez hale gelebilir. Problemlerimizi, sıkıntılarımızı anlatabileceğimiz birisi olması bizi yalnızlık, çaresizlik hissinden uzaklaştırır. Aynı zamanda sosyalleşmek olaylara, kendimize ve etrafımıza bakış açımızı da geliştirir. Düzenli uyku ve düzenli beslenme stresi de azaltan faktörlerdir. Bunlara ek olarak gevşeme teknikleri, egzersiz ve sporun da oldukça faydası vardır. Herkesin stresle başa çıkma yöntemi farklıdır fakat kendi başınıza stresle başa çıkamadığınızı düşünüyorsanız bir uzmana danışmalısınız.”