Prof. Dr. Oğuz Özyaral’dan YKS tercihlerine ilişkin uyarılar
İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ KURUCU ÖĞRETİM ÜYESİ VE REKTÖR YARDIMCISI PROF. DR. OĞUZ ÖZYARAL, “BEN GENÇLERE SEVGİYLE, SAYGIYLA, BİLGİYLE DOKUNMAK İSTİYORUM. HAYAT GENÇLİKTE VE GENÇLERDE. DOĞRU SEÇİM YAPIN DOĞRU ADIM ATIN” DEDİ.
İstanbul Rumeli Üniversitesi Kurucu Öğretim Üyesi ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oğuz Özyaral, “Ben gençlere sevgiyle, saygıyla, bilgiyle dokunmak istiyorum. Hayat gençlikte ve gençlerde. Doğru seçim yapın, doğru adım atın” dedi.
Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) tercih sürecinin başlamasıyla birlikte üniversite adayları ve aileleri doğru tercih yapabilmek için Ankara ANFA Park Altınpark Fuar Merkezi’nde düzenlenen “Doğru Tercih Doğru Gelecek” adlı etkinliğe akın etti. İstanbul Rumeli Üniversitesi Kurucu Öğretim Üyesi ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oğuz Özyaral, tercih sürecinde öğrencilere tavsiyelerde bulundu. Prof. Dr. Özyaral, İHA’ya yaptığı açıklamada tercih sürecinin çok önemli olduğunu ve bu sürecin adım adım yürünmesi gerektiğini ifade etti. Özyaral, “Çok önemli bir kademe açıldı. Sınavlar bitti, sonuçlar elde, kafalar karışık deniyor. Kafa karışıklığı diye bir şey yok. Adım adım yürümemiz gerekiyor. Öğrencilerin yeteneklerini, hayallerini ve ideallerinin hepsini bir yerde toplaması gerekiyor. Hayal ve idealler arasında farklılıklar var, çünkü dünyanın genelinde yükselen değerler var. Hangi meslekler yükseliyor, öğrencilerin sorması gerekiyor, ‘Acaba ben bu meslekte yer edinirsem bir yere doğru adım atabilir miyim?’ diye sormak lazım. Üniversiteyi bitirdiğiniz zaman alacağınız diploma sizin hayatınıza yön verecek” şeklinde konuştu.
“Kupkuru bir diplomayla bir yere gelinmiyor”
Artık bir diplomanın yeterli olmadığını ve yan dallarla alınan eğitimin desteklenmesi gerektiğini belirten Özyaral, “Artık ‘Bir diploma yeterli mi değil mi’ bu sorularla devam etmek gerekiyor. Dolayısıyla tercih yaparken öğrencinin ve ona destek veren ailenin dikkat etmesi gereken hususlardan bir tanesi yan dal ve çift ana dal imkanları. Sürekli eğitim merkezlerinin oluşturduğu kariyer planları. Yani ben işveren olarak sizin öz geçmişinize bakacağım, ‘Ne yaptınız’, ‘Hangi sosyal sorumluluk projeleri içerisindeydiniz’, ‘Okuduğunuz üniversite size neler kattı’ kupkuru bir diploma alınarak bir yere gidilemeyen bir dünyadayız. Türkiye çok önemli bir konumda bulunuyor. Dört yol ağzında; kuzeyden güneye, doğudan batıya hareket halindeki bir coğrafyadayız. Bu coğrafyada oluşturulabilecek meslekler ve önümüzdeki 20 yıl boyunca yok olacak 20 mesleği bir kenara atıp yükselen değerlerin hangi meslekler olduğu üzerinden hareket etmek lazım” ifadelerini kullandı.
“Üniversite pazar yeri değil”
Öğrencilerin artık çok özele inerek tercih sürecinde spesifik davranması gerektiğini öğütleyen Prof. Dr. Özyaral, “Artık bir fakülte içerisindeki bir bölümün fakülteleştiğini görüyoruz. Yani değer kazanının farklılaştığını görüyoruz. Öğrenciler spesifik davranmalı, çok özele inmeli. Tıp fakültesi diye tutturmak yerine alınan puanlar doğrultusunda bir fizyoterapi ve rehabilitasyon okumak, beslenme ve diyetetik okumak, gastronomi okumak, detaylara dalmak gerekiyor. Detaylar sizi yukarı kaldıracak. Siz bu yukarı kalkışta sürekli çaba sarf etmeniz gerekiyor. Ben üniversiteyi seçtim oraya gittim ama üzgünüm üniversite bir pazar yeri değil” diye konuştu.
“Bu sınavdaki başarı çok önemli bir ölçüt değil”
Prof. Dr. Oğuz Özyaral, eğitimin hayat boyu devam edebileceğine ve gelen sonuçlara göre öğrencilerin umutsuzluğa kapılmaması gerektiğine dikkat çekti. Özyaral, “Evet, bugün bir fuarda yer aldık ama kendimizi tanıtmakla beraber amacımız gençlere dokunmak. Sadece kendi üniversiteme gel tanımlaması olmaz. Hangi puanla hangi açıdan doğruya yürürsün. Puanınız yetmeyebilir, iki yıllık meslek okulları hayata açılan kapıdır. Orada kendinizi güçlendirirsiniz. Bu sınavdaki başarı çok önemli bir ölçüt değil. İki yıl içerisinde bütün yaptığınız aktivite, kazandığınız değerler ve alacağınız puan sonrasında dikey geçiş yaparak dört yıllık eğitim veren fakültelerde okuyabilirsiniz. Bunun imkanı asla kısıtlı değil. Yükseköğretim Kurumu size yaşam boyu eğitim felsefesi doğrultusunda bütün kapıları açık bırakmış. Bitirdiğinizde yüksek lisans yapın” şeklinde konuştu.
“Okumak her krizde sizi yukarı kaldırır”
Öğrencilerden ‘Hangi dilde eğitim görmeliyim’ diye soruların çok sık geldiğini aktaran Özyaral, “Hep bana şu sorular geliyor, ‘Efendim, İngilizce mi okuyayım, Türkçe mi okuyayım’. Türkçe oku, ülkenin dokusunu öğren, sonra ihtisas mı yapmak istiyorsun, yüksek lisans mı yapmak istiyorsun karar verirsin. O zamana kadar da İngilizceni veya diğer yabancı dillerini öğrenirsin, kendini yükseltirsin. Daha sonra Erasmus programlarına bak, değişim programlarına bak. Ben öğrencileri hep, ‘Korkmayacaksın, heyecanlı olacaksın’ diyorum. Çevredeki en yakın komşu ülkelere gidip orada neler oluyor diye bakacaksın. Hayat Türkiye’nin sınırlarıyla kapatılmamış. Hayat dünyada devam ediyor. Dünyanın herhangi bir yerindeki olan bir olgu, bir olay bütün dünyayı etkiliyor. Bunu anlamak lazım. Dolayısıyla iş hayatımızı, kazancımızı etkiliyor. Okumak her krizde sizi yukarı kaydırır” ifadelerini kullandı.
“Ailelere fermuar dağıtmak istiyorum”
Ailelerin tercih sürecinde sadece çocuklarını desteklemeleri gerektiğini vurgulayan Özyaral, “Ailelere bu konuda çok önemli bir görev düşüyor. Sadece çocuklarını desteklemeleri gerekiyor. Bir fermuar dağıtmak istiyorum, kendilerine fikir üretmemeleri gerekiyor. Öğrenci ne istiyorsa onu okumalı, nerede bir heyecan varsa onu yapmalı. Çünkü biz hep şunu söylüyoruz özellikle, işini ve mesleğini aşkla yap. Heyecan duymadığın zaman o meslekte başarı elde etmen söz konusu değil. Para kazanman hiç söz konusu değil. Yani geleceğini karartırsın. O yüzden aileler değil öğrenciler karar verecek” diye konuştu.
Son olarak öğrencilere seslenen Özyaral, “Ben gençlere sevgiyle, saygıyla, bilgiyle dokunmak istiyorum. Hayat gençlikte ve gençlerde. Doğru seçim yapın, doğru adım atın” dedi.