Reklam
tvTürk

Polis memuru Kyzikos’un kayıp hazinelerinin kitabını yazdı

BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ’NDE GÖREV YAPAN POLİS MEMURU EYÜP UĞURLU, TAM BİN YILDIR KULAKTAN KULAĞA ANLATILAGELEN KAPIDAĞ YARIMADASI’NDAKİ KAYIP HAZİNELERİN KİTABINI YAZDI.

Bursa Uludağ Üniversitesi’nde görev yapan polis memuru Eyüp Uğurlu, tam bin yıldır kulaktan kulağa anlatılagelen Kapıdağ Yarımadası’ndaki kayıp hazinelerin kitabını yazdı.

Polis memuru olarak Bursa Uludağ Üniversitesi’nde görev yapan Eyüp Uğurlu (51), çocukluğunda dinlediği olağan üstü olayları içeren Bandırma Kapıdağ Yarımadası’ndaki kayıp hazinenin kitabını yazdı. Roman türündeki ilk kitabını yayımlamanın heyecanı içerisinde olduğunu söyleyen 25 yıllık emniyet teşkilatı mensubu Uğur Uğurlu, ‘1000 Yılın Hazinesi 100 Yılın Aşkı Kyzikos’tan Kaçış’ adını verdiği kitabının bin yıllık bir efsanenin aydınlatılmasında da önemli ipuçları vereceğini söyledi.

Romanın ana karakterlerini Rus asıllı Moldovyalı Arkeoloji Profesörü olan Karpov ve kızı Nureddina ile Türk genci Burak’ın oluşturduğunu aktaran Eyüp Uğurlu, “Romanım, Moldovyalı bir kadın ile Türk bir erkeğin aşkı üzerinden devam ediyor. Hikayemizi, Arkeoloji Profesörü olan Karpov ve kızı Nureddina ve Türk genci Burak arasında geçen bir macera ve aşk romanı olarak uyarladık. Bu üçlünün başlarından geçen gizemli olayları ele alan roman aynı zamanda bin yıl önceki Kyzikos, Bandırma- Kapıdağ Yarımadası tarihine de ışık tutuyor” dedi.

Çocukluğundan itibaren duyduğu tarihi ve gizemli olayları araştırdığını belirten polis memuru Uğurlu, “Yaptığım araştırmaların sonucunda Kyzikos hazinesinin bir efsane olmadığını, anlatılan mağara odaların gerçek olduğunu bizzat gözlemledim. Yılların getirdiği tahribatlardan dolayı odacıkların içine girmek ve buraları detaylı incelemek zor oldu. Yüzyıllardır devam eden depremler nedeniyle efsanede bahsedilen hazine odasına giden tünellerin yıkıldığını ve kapandığını gözlemledim. Anlattığım romanda kısmen hayali kişilere ancak gerçekten yaşanmış olaylara yer verdim. Kahramanları ve bulundukları yerleri farklı isimlerle anlattım. Bunu kişilerin özel sebeplerinden dolayı yapmak zorundaydım. Tamamladığım bu romanı yaşayanlara karşı hala bir vazifem ve ölenlere karşı bir borcum olduğundan dolayı yıllarca sızlayan bir kalple yayımladım” diye konuştu.

Anlattığım bu hayat hikayesini 15 yıl içerisinde sindire sindire yazdığını da dile getiren Uğurlu, “Hemen aklıma geldiği gibi oturup bir ayda yazmadım. Romanımı 13 farklı eleştirmenin onayına sundum. Türkiye’nin birçok üniversitesinde bu alanda uzmanlaşmış kişilerle görüştüm. Tüm eleştirmenlerden akıcı ve keyifle okunan bir roman olduğu övgüsünü aldım. Şimdi de romanımızı Türk okuyucularının beğenisine sunuyorum. Umarım edebiyatımız ve halkımız için kazançlı ve kalıcı bir eser olacaktır” şeklinde konuştu.

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ