Piyasalar faiz kararını bekliyor, öngörüler indirim olacağı yönünde
PİYASALAR MERKEZ BANKASI’NIN 25 TEMMUZ’DA AÇIKLAYACAĞI FAİZ KARARINA KİLİTLENDİ. FAİZ KARARI İLE İLGİLİ DEĞERLENDİRMEDE BULUNAN PROF. DR. CENGİZ BAHÇEKAPILI, PİYASA BEKLENTİLERİ VE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA GÖRE, 400-600 BAZ PUAN ARALIĞINDA BİR İNDİRİM BEKLENTİSİ OLDUĞUNU SÖYLEDİ.
Piyasalar Merkez Bankası’nın 25 Temmuz’da açıklayacağı faiz kararına kilitlendi. Faiz kararı ile ilgili değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Cengiz Bahçekapılı, piyasa beklentileri ve yapılan anket sonuçlarına göre, 400-600 baz puan aralığında bir indirim beklentisi olduğunu söyledi.
Marmara Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Bahçekapılı, 25 Temmuz’da Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikaları Kurulu (PPK) toplantısı sonrası açıklanacak faiz kararı ile ilgili değerlendirmede bulundu. Bahçekapılı, piyasa beklentileri ve yapılan anket sonucuna göre, faizlerde 400-600 baz puan aralığında bir düşüş beklentisi olduğunu söyledi.
“400-600 baz puan aralığında bir düşüş beklentisi var”
Prof. Dr. Cengiz Bahçekapılı, “25 Temmuz’da yapılacak olan kararın ne olacağına ilişkin piyasa beklentileri ve yapılan anket sonucuna göre, 4 ile 6 puan yada 400-600 baz puan aralığında bir düşüş beklentisi piyasada var. Bu kararın nasıl bir sonuç doğuracağına bakmamız lazım. Bunun için küresel gelişmeleri incelememiz gerekiyor. Özellikle FED’in bu ayın sonunda yapacağı toplantı ve burada alacağı karar önemli. Geçtiğimiz günlerde başkanı Powell’a kongrede bir konuşması oldu. Bu konuşmasına ipuçları Amerikan Merkezi Bankasında faiz oranlarını düşürme yönünden olacağına ilişkin bir beklenti ortaya çıktı. Bu dünyada gelişmekten olan piyasalar açısından bakıldığında çok önemli bir karar. Türkiye gibi kırılgan bekleyiş içerisinde yer alan ülkeler açısından çok önemli. Zira borçlanma maliyetlerinin dünyada düşüyor olması ve kısa süreli sermaye hareketlerinin spekülatif amaçlı sermaye hareketlerinde bulunan yatırımcıların, Amerikan piyasalarındaki getirilerinin düşmesi, gelişmekte olan pazarlara ilginin artması anlamına geliyor. Yıllık yüzde 15 enflasyon Türkiye’de düşülür ve 24’lük Merkez Bankası politika faizinde değerlendirdiğimizde, yüksek olan reel getirinin Merkez Bankası’nın alacağı kararla düşmesi ve ardından ABD Merkez Bankası’nın faiz oranlarını düşürmesi beraberinde net etki edeceğini tahmin etmek çok kolay olmayabilir. TCMB’nin kararı arkasından bu düşüşün gelmesi bizim açımızdan, olumlu bir etki oluşturacağı kanaatindeyim” dedi.
“Yatırımlar üzerinde, pozitif yönlü bir etki oluşabilir”
Yüzde 4 ila 5’lik bir faiz indiriminin gerçekleşmesiyle bankacılık sektörü kredi hacimlerinin genişleyeceğinin altını çizen Bahçekapılı, “Bu tabi beraberinde büyümeyi tetikleyecek etki doğurabilir. Fakat şunu da biliyoruz ki beklentilerin düşük olduğu, ekonomide ki istikrarın zayıf olduğu dönemlerde faiz oranların düşürmekte bazen etkili olmayabiliyor. Mutlaka yatırımlar üzerinde, pozitif yönlü bir etki oluşturabileceğini söyleyebiliriz” şeklinde konuştu.
“Bu yılın son çeyreği oldukça kritik”
Merkez Bankası’nın bu kararının kritik olduğunu vurgulayan Bahçekapılı, “ Bildiğiniz gibi geçtiğimiz dönemde 20’li hanelere ulaşan bir enflasyonla karşılaştık. Şu anda 15’ler seviyesine doğru gerilemiş durumda. Tek hanelere doğru gittiğini söyleyebiliriz ama bu yılın son çeyreği oldukça kritik. Burada 12-13 seviyelerinde kalabilir ve oradan geriye gelmek kolay değil. Şu anda tüm dünyada enflasyon oranları çok düşük olduğu seviyede, Türkiye’de ise çok yüksek kaldı. Merkez Bankası’nın faiz oranlarının düşürme kararı teorik anlamda, baktığınızda para arzının genişlemesi demek oluyor. Yani enflasyonun üzerinde olumsuz etki oluşturacak bir faktörü konuşuyoruz” ifadelerini kullandı.
“Ekonominin daraldığı dönemlerde, yatırımcı ne yazık ki olumsuz düşünüyor”
Faiz oranlarının düşmesinin iki yönü olduğunu söyleyen Bahçekapılı, “ Birincisi yatırımcılar açısında değerlendirmek lazım. Yatırımcı yalnız iki parametreye bakar. Bunlardan bir tanesi faiz oranları, İkincisi bu yatırım karşısında ki gelir beklentisi. Ekonominin daraldığı dönemlerde, yatırımcı ne yazık ki olumsuz düşünüyor ve bu yüzden de yatırımlarını biraz daha sınırlandırıyor. Dolayısıyla faiz burada tek belirleyici bir parametre değil. Diğer taraftan tüketici açısından baktığımızda, tüketici kredilerinin, tüketici faizlerinin, konut kredileri, otomotiv kredileri kısa süreli kredi kartı faiz oranlarının da beraberinden düşeceğini beklediğimiz için bir miktar yine sınırlı tüketiciyi de etkileyecek, tüketici taleplerini artıracak bir etkisi olabileceğini düşünebiliriz” diye konuştu.