Palandöken: “Atık getirme merkezleri yaygınlaştırılmalı”
TESK GENEL BAŞKANI BENDEVİ PALANDÖKEN, TÜRKİYE’DE HER YIL YAKLAŞIK 10 MİLYON TON PLASTİK ÜRETİLDİĞİNİ BUNUN YALNIZCA YARISININ GERİ DÖNÜŞTÜRÜLEBİLDİĞİNİ BELİRTEREK, “DOĞAYA VERİLEN ZARARI ÖNLEMEK VE ATIK İTHALATININ ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN PLASTİK ATIKLARIMIZIN GERİ DÖNÜŞÜMÜNE DAHA FAZLA ÖNEM VERMEMİZ ŞART” DEDİ.
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Türkiye’de her yıl yaklaşık 10 milyon ton plastik üretildiğini bunun yalnızca yarısının geri dönüştürülebildiğini belirterek, “Doğaya verilen zararı önlemek ve atık ithalatının önüne geçmek için plastik atıklarımızın geri dönüşümüne daha fazla önem vermemiz şart” dedi.
Doğada plastik atıklara yer olmadığını vurgulayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Plastik sektöründe dünyanın 6. büyük ülkesi olan Türkiye’de her yıl yaklaşık 10 milyon ton plastik üretiliyor. Bunun 4 milyon tonu ambalaj olarak üretilen plastiklerin yalnızca yarısı geri dönüştürülebiliyor. Ham maddesi çoğunlukla petrol olan plastikler geri dönüştürülmediği zaman hem doğaya hem de ekonomimize zarar veriyor. Bir sigara izmariti bile denizde 5 yıl boyunca çözülmeden kalıyor. Üstelik torba, şişe, kapak, pipet, balon gibi plastik atıklar yüzünden Akdeniz, ‘plastik deniz’ olma riskiyle karşı karşıya. Doğaya verilen zararı önlemek ve atık ithalatının önüne geçmek için plastik atıklarımızın geri dönüşümüne daha fazla önem vermemiz şart” dedi.
“Ayrıştırma ve geri dönüşüm tesisleri artırılmalı”
Plastik atık ithal etmek yerine atık getirme merkezlerini yaygınlaştırarak geri dönüşümü artırmamız gerektiğini belirten Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Plastik atıklarımızın geri dönüşümünü tam olarak yapamadığımız için birçok Avrupa ülkesinden Türkiye’ye plastik menşeili atıklar ithal ediyoruz. Öyle ki, 2016’da 159.569 ton olan ithal plastik atık miktarı 2018’de yüzde 68 artarak 439.909 tona ulaştı. Eğer böyle giderse 2020 yılında ithal plastik atık miktarımız 1 milyon ton gibi ürkütücü bir rakama ulaşacak. Oysa ülkemizde yerli üretim yapan önemli sektörlerden olan plastik ve cam sektörü, ham maddesini yine ülkemizde temiz ve kayıtlı bir şekilde ayrıştırılmış ve toplanmış olan atıklardan karşılayabilir. Atık ithal etmek yerine atıkları kaynağından ayrıştırma bilinci oluşturulup atık getirme merkezleri yaygınlaştırılmalı” şeklinde konuştu.
“Atık sektörü hurdacılıktan ileriye taşınmalı”
Ülkemizdeki atık sektörünün hurdacılıktan ileri taşınması için yeni politikalar geliştirilmesi gerektiğini ifade eden Palandöken, “2018 yılı itibariyle ülkemizde çoğunlukla manuel ayrıştırma yapan ambalaj atıkları ayırma tesislerinin sayısı 715’tir. Büyük bir kısmı plastik sektörüne hizmet eden geri dönüşüm tesislerinin sayısı ise bin 135’tir. Atık sektörünün hurdacılıktan ileriye taşınması için bu tesisler mutlaka artırılmalı. Öte yandan Sıfır Atık Seferberliği ile birlikte tüm atıklarımız hanelerde ilk elden ayrıştırılmalı. Geri dönüşebilir atıkların diğer atıklarla birlikte çöpe gitmemesi için en uygun sistem depozito sistemidir. Bu sistem için ilkokul sıralarından başlayarak toplumun tüm kesimleri bilinçlendirilmelidir. Avrupa’da olduğu gibi tüm konut ve iş yerlerinde, kamu kurum ve kuruluşlarında atıklarımızı ayrıştırma kültürü tam anlamıyla benimsenmelidir. Bu kültür aynı zamanda ülkemizin gelişmişliğinin de bir göstergesidir” diye konuştu.