(Özel) ‘Zeytinin başkenti’ Akhisar’da hasat başladı
TÜRKİYE’DE 12 MİLYONUN ÜZERİNDE ZEYTİN AĞACIYLA DOMAT VE USLU ZEYTİN CİNSİNİN BAŞKENTİ, SOFRALIK ZEYTİN ÜRETİMİNDE İSE İLK SIRADA YER ALAN AKHİSAR’DA ZEYTİN HASADI BAŞLADI.
Bölgesinde 12 milyonun üzerinde zeytin ağacı bulunan ve sofralık zeytin üretiminde Türkiye’de ilk sırada yer alan Akhisar ilçesinde zeytin hasadı başladı. İklim değişikliği sebebiyle bu yıl geçen yıla oranla rekoltenin düştüğü Akhisar’da, zeytin kalitesi üreticiyi memnun ederken, zeytinyağı fiyatlarında ise enflasyon sebebiyle bir miktar artışın beklendiği belirtildi.
Türkiye’de zeytin ve zeytinyağı üretiminde en önemli merkezlerden biri olan, 12 milyon üzerindeki ağaç varlığıyla sofralık zeytin üretiminde ilk sırada yer alan Akhisar’da, zeytin hasadı başladı. Özellikle geleneksel yöntemlerle olmak üzere makine yardımıyla da zeytinlerini toplayan üreticiler, verimin geçen yıla oranla düşük olmasından yana dertlenirken, zeytindeki kalitenin kendilerine umut verdiğini söyledi. Ayrıca üreticiler, fiyattan yana umutlu olduklarını beklediklerini ifade etti.
Zeytin hasadında çalışan işçi Mehmet Avcı, çalışmalarının rekolteye göre değişkenlik gösterdiğini dile getirdi. Avcı, şöyle devam etti:
“Sabah saatlerinde çıkıyorum evimden, arkadaşlarla toplandıktan sonra tarlaya zeytin toplamaya geliyoruz. Evimizin geçimini sağlamak ve çocuklarımızı idare etmek için burada zeytin sıyırıyoruz. Kazandığım parayla çocuklarımızın düğününü, sünnetini yapıyoruz. Zeytin çok olduğu dönemlerde bir ay sürüyor ama bu yıl zeytin az olduğu için çalışmalarımız 15 gün sürecek. Çalışmalarımız mahsulüne göre değişiyor.”
Bir diğer işçi Adil Gündoğan da zeytin rekoltesinin geçen yıla göre düşük olduğunu kaydetti. Bu sezon 40 gün içinde zeytin hasadının sona ermesini beklediklerini belirten Gündoğan, “Sabah 08.00 gibi iş başı yapıyoruz. Akşam 17.00 gibi de bırakıyoruz. Bu sene fazla bir zeytinimiz yok. Bu yıl sezon 35 veya 40 günde kapanır. Zeytin fiyatları şu an için belli değil. Zeytin bu sene düşük, geçtiğimiz yıl daha boldu. Bundan dolayı bu sene zeytin fiyatları geçen yıla göre biraz daha yüksek olabilir” diye konuştu.
22 yaşındaki zeytin üreticisi Mert Ceylan, ürün azlığından ve girdi maliyetlerinden yakındı. Ürün azlığının kazançlarına eksi olarak yansıyacağını sözlerine ekleyen Ceylan, “Bu sene verim baya düşük. Maliyetler yüksek. Çiftçinin en büyük sorunu mazot. Gübre ve ilaç fiyatları geçen seneye oranla yüzde 100 arttı. Elektrik ücreti geçen seneye oranla baya bir arttı. Bu da çiftçiye eksi olarak yansıyor. Üründe çok az. Bu sene nasıl olacak bilmiyorum” dedi.
“Bütün bu fiyatlar artarken üreticinin sattığı zeytinin fiyatı artamıyor”
Zeytin ve zeytinyağı işletmecisi Gökhan Köse, işletme ile market raf fiyatları arasındaki uçuruma devletin müdahale etmesi gerektiğine değindi. Köse, “Akhisar zeytinin başkenti diyebileceğimiz bir coğrafyaya sahip. Domat ve Uslu çeşidi zeytinin anavatanı. 12 milyonun üzerinde bir ağaç varlığı söz konusu. Sofralık zeytin üretiminde Türkiye’de 1’inci sıradayız. Yağlıkta ise diğer bölgeler önde gidiyor. İklimle alakalı bizim beklediğimiz yağmurlar olmadı. Eylül’ün ilk haftasındayız. Eylül’ün ilk haftası zeytin olan bölgelerde yağmur yağardı. Bundan 15 sene önce böyleydi. Şu an da yağmıyor. İklim değiştiği için zeytin üretim periyotları değişti ve zeytinde verimler düşmeye başladı. Bu seneye daha çok olabilir ama bizim çiftçimizin de daha modernize bir tarım yapması gerekiyor. Çiftçilerimizin belirli sıkıntıları var. Buna keza zeytin ve zeytinyağı işletmelerin de sıkıntıları var. Devletimizin uyguladığı destekleme sisteminden kaynaklanan, artı olarak girdi maliyetlerinin çok yüksek olmasından dolayı kaynaklanan ciddi sıkıntılar var. Bütün bu fiyatlar artarken üreticinin sattığı zeytinin fiyatı artamıyor. Bunun sebebi ürünümüzü ihraç etmeye kalktığımızda Avrupa Birliği bizim özellikle zeytinyağımızı almak istemiyor. Bize bir euro 5 sentlik bir gümrük uyguluyor. İspanya’nın 2.60’a sattığı yağı biz 3.65’e satmak zorunda kalıyoruz ve rekabet edemiyoruz. Çiftçi açısından bakarsak fiyatın çok yukarı çıkmasını ister. Hakkıdır da girdileri çok yüksek. Ancak bu kadar yüksek fiyatlarla işletmelerin bunu alıp satma şansları yok. 1 kilogram zeytin market rafında 40 lira olursa alır mısınız? Bir kilogram zeytinyağı market rafında 40 lira olursa alır mısınız? Burada devlet görünmeyen bir elle rakamsal olarak organize etmek zorunda” diye konuştu.
“Son 10 yılın en kaliteli zeytini geliyor”
Akhisar Ticaret Borsası Başkanı Alper Ahlat, rekolte azlığına rağmen son 10 yılın en kaliteli zeytininin üretildiğini ifade etti. Rekolte azlığını zeytinyağındaki kalite ile kapatmayı hedeflediklerini belirten Ahlat, “Bu sene rekoltemiz geçen yıla oranla biraz daha az ama son 10 yılın en kaliteli zeytini geliyor. Bu sene sofralarda Akhisar sofralık zeytinini çok daha kaliteli ve lezzetli bulacaksınız. Dediğim gibi rekoltemiz bir miktar az ama bu sene çok kaliteli bir zeytinyağı ile bunu kapatacağımıza inanıyorum. Türkiye genelinde rekolte geçen seneye göre yüksek. Akhisar’da bu oran az ama bu da kaliteyle kendini simgeleyecek. İhracatta en önemli konular kurlar. Kurlar bu rakamlarda durursa ihracat rakamlarımız sofralık zeytinde ve zeytinyağında her geçen sene artıyor. Geçen sene yüzde 20’lik bir artışla kapattık. Bu sene de bu rakamları bir miktar arttırmayı düşünüyoruz. Bunun için Türkiye’deki politikanın ve fiyatların, kurların hangi seviyede olacağını kestirmek lazım. Şu an için bununla ilgili bir şey söylemek için çok erken. Güzel bir seneye giriyoruz. Türkiye’de zeytin üreticileri ve zeytin işletmeleri için güzel bir sene olacağına inanıyorum” diye konuştu.
“Zeytinyağı fiyatında bir miktar yükseliş olabilir”
Ahlat, zeytinyağı fiyatlarında geçen sen ile bu sene arasında çok büyük bir fark olmayacağına değinerek, “Zeytinyağı fiyatlarına baktığımızda geçen sene ile bu sene arasındaki rakamlarda çok büyük farklılık olmayacak. Bir miktar yükseliş olabilir. Enflasyon oranlarında bir yükselme bekliyoruz. En önemli konumuz tüketicinin bu işe duyarlı olması. Türkiye’de birçok ürünün fiyatı iki kat, üç kat arttığı dönemlerde biz zeytin üreticileri ve zeytinyağı firmaları olarak çok ciddi destek olduk. Bizim de mazotumuz yükseldi, bizim de elektriğimiz yükseldi, bizim de ambalaj maliyetimiz yükseldi ama raf fiyatlarımızı 1 yıldan beridir aynı fiyatta tutuyoruz. Türkiye’de 200 bin ton civarında zeytinyağı üretiyoruz. Türkiye’de kişi başına 2 litre zeytinyağı tüketimi çok komik. Zeytinyağı üreten ülkeler arasında en düşük rakamlı tüketen bir ülkeyiz. Bu bizim için çok üzücü bir şey. İhracat yapınca seviniyoruz gibi gözüküyoruz ama aslında zeytinyağı ithal eden bir ülke olmamız lazımdı. Keşke zeytinyağı ithal edebilseydik. Olaya bu açıdan bakıyorum. Tabii ki ihracat edince sevinmek zorundayız. İhracat değerlerimiz artıyor ama ne yazık ki çok değerli bir ürünümüze bu ülke de sahip çıkamıyoruz” diye konuştu.