(Özel) Türkiye’nin ilk renkli kartpostallarını üreten iş adamı 93 yaşında işinin başında
TÜRKİYE’NİN İLK RENKLİ KARTPOSTALLARI ÜRETEN ÇETİN GÖKÇE ATAM, ELDE ETTİĞİ GELİRLE KURDUĞU ZİRAİ İLAÇLAMA MAKİNELERİ FABRİKASINDA İLERLEYEN YAŞINA RAĞMEN ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYOR.
Türkiye’nin fotoğraflarının yer aldığı ilk renkli kartpostallarını üreten 93 yaşındaki Çetin Gökçe Atam, kurduğu ziraat makineleri fabrikasında ilerleyen yaşına rağmen çalışmaya devam ediyor.
1955 yılında Türkiye’nin birçok bölgesinde çektiği fotoğraflarla Türkiye’nin ilk kartpostallarını üreten ve elde ettiği gelir ile 1966 yılında babasının mesleği olan ziraat makineleri sektöründe kurduğu sanayi kuruluşunda çalışmalarını sürdüren Çetin Gökçe Atam, 93 yaşına gelmesine rağmen gençlere taş çıkartırcasına firmanın Kocaeli’nin Gebze ilçesinde bulunan tesislerinde çalışmaya devam ediyor. Türkiye’nin ilk renkli kartpostal hikayesinin nasıl başladığını anlatan iş adamı Çetin Gökçe Atam, “Amerika’ya eğitim için gittim. 3-5 yıl tahsilim sürdü. Amerika’da bulunduğum müddetçe hem memleketimi çok özlüyordum hem de devamlı babamın İstanbul’dan haftada bir bana gönderdiği siyah beyaz kartpostallara bakmak suretiyle memleketime olan hasretimi gideriyordum. Her kartpostala bakışımda içimde niye bizde renkli kartpostal yok diye bir istek oluşuyordu. Tabii bu yoktu. Bu istek içimde o kadar büyük bir yer işgal etti ki, Türkiye’ye döndüğüm tarihte Amerika’nın bütün renkli kartpostallarını basan şirketlerle temas ettim. Uygun fotoğraf makinesi tavsiyelerini aldım. Türkiye’de 1800’lü yıllardan beri kartpostal yapılıyordu fakat renkli film çekerek baskı yapan ilk ben oldum” dedi.
“Fotoğraf makinesinin fiyatı benim alım gücümün ötesindeydi”
O tarihte renkli kartpostal için kullanılacak fotoğraf makinesi fiyatının oldukça pahalı olduğunu söyleyen Atam, “Ankara’da yedek subay olacağım. O tarihte yedek subayın maaşı 127 liraydı fakat Amerikalıların bana önerdiği makinenin değeri 4-5 bin liraydı. Almanya’da okumuş bir profesörle tanıştım. Bu tanışmadan sonra kendisinin bir davetine icabet ettim, bu davette kendisinin Alman olan eşiyle de tanıştım. Türkiye’nin renkli kartpostallarını yapabilmek hayalimden bahsettim ve benim gücümün çok ötesinde olan bir fotoğraf makinesine ihtiyacım olduğunu söyledim. Başka bir görüşmemizde eşi bir bavul ile yanımıza geldi. Masanın yanında bavulu açtığı zaman ben neredeyse kalpten gidecektim, çünkü hayalini kurduğum linhof ve bütün takımıyla oradaydı. İlk 10 tane resmi Amerika’ya yolladım, bu resimler basıldı ve Türkiye’ye geldi” ifadelerini kullandı.
“93 yaşında çalışmalarıma devam ediyorum”
93 yaşında ziraat makineleri üreten firmasında çalışmalara devam ettiğini söyleyen Atam, “Çok kısa zamanda işim gelişti. Bu gelişmeyle hayalimdeki ikinci yapmak istediğim, babamın işinin Türkiye’de üretilmesi için bir fabrika kurmak teşebbüsü sırf bu küçücük gözüken kartpostal işi sayesinde ben fabrika kurma imkânı buldum. Hiç kimse bir kartpostal satışıyla bir fabrikanın kurulacağını o tarihte birine söylesem inanmazdı. Demek ki hayat bu. İnsan bir işin üzerine eğildiği zaman, samimiyetle gayret sarf edip çalıştığı zaman bu başarıyı elde edebilir. Fotoğrafçılık beni arzu ettiğim şekilde beni taçlandırdı ve o mevzuyu 1966 yılında bıraktım. Ama ondan sonra ziraat makineleri üzerine çalışmam devam ediyor. 93 yaşına giriyorum” dedi.