(Özel) Konkordato sürecinde hapis şoku
KONKORDATO MÜDDETİNCE YARGILAMANIN BEKLETİLEBİLMESİ NOKTASINDA ÇEŞİTLİ KRİTERLER OLDUĞUNA DİKKAT ÇEKEN AVUKAT AVNİ SÖNMEZ, MAHKEMELERİN BU KARARA UYMASINI VE KONKORDATO SÜRECİNİN BEKLENMESİNİ TALEP ETTİ.
MERSİN (İHA) – Konkordato sürecindeki borçlular, İcra ve İflas Yasasında değişiklik yapılmasına karşın Çek Yasasında bir değişiklik yapılmadığı için karşılıksız çek nedeniyle para ve hapis cezalarıyla karşı karşıya kaldı. Mahkemelerden farklı kararlar çıkması üzerine, Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin uyuşmazlığı çözerek, konkordato müddetince yargılamanın bekletilebilmesi noktasında çeşitli kriterler koyduğuna dikkat çeken avukatlar, mahkemelerin bu karara uymasını ve konkordato sürecinin beklenmesini talep ediyor.
Türkiye’de son dönemde ekonomik sıkıntıya düşen birçok firma, ayakta kalabilmek için konkordatoya başvurdu. İcra iflas mahkemelerinden süre alan firmalar, yasa gereği bu süre boyunca alacaklılarına ödeme yapmıyor. Ancak, İcra ve İflas Yasasında yapılan değişiklik Çek Yasasında yapılmayınca, konkordato süreci öncesindeki alacaklıların açtığı karşılıksız çek davaları, para ve hapis cezalarıyla sonuçlanmaya başladı. Mahkemelerden de farklı kararlar çıkmasıyla doğan uyuşmazlığı Yargıtay 19. Ceza Dairesi çözdü. Firmalar, mahkemelerin, bağlayıcı nitelikteki Yargıtay kararına uymasını bekliyor.
“Konkordato isteyen borçlunun, alacaklılarına ödeme yapması hukuken mümkün değil”
Avukat Avni Sönmez, konkordatoda yaşanan sıkıntıyı İHA muhabirine anlattı. İcra ve İflas Yasası değiştikten sonra konkordato davaları için ticaret mahkemelerinde başvuruda bulunduklarını belirten Av. Sönmez, konkordato davaları için 3 aylık geçici mühlet, 2 aylık ek geçici mühlet ve 12 aylık kesin mühlet içerisinde konkordato isteyen borçlunun, alacaklılarına konkordato öncesi borçları için ödeme yapmasının hukuken mümkün olmadığını söyledi. Sönmez, “Buradaki süreler borçlunun durumunun incelenmesi ve daha sonra da borçlunun alacaklılarıyla anlaşabilmesi için yasa koyucu tarafından öngörülmüş süreler. Borçlu istese bile mahkeme, tüm alacaklılara eşit mesafede olması için bu konuda bir ödeme yapılmasına cevaz vermiyor. Yani bir firmaya ödeme yapıp, diğerine ödeme yapmamak gibi bir durum olmaz. Bütün borçları ödeyecek durumda olsa konkordatoyla işi ne? O nedenle mahkeme gerekli tedbir kararlarını alıyor, tüm mal varlığına tedbir koyuyor, işletmenin denetimi için nezaret etme göreviyle komiser atıyor. Komiserin dışında da gerekli denetimlerini düzenli olarak yapıyor” dedi.
“Karşılıksız çekten dolayı hapis cezaları çıkmaya başladı”
Ancak, bu konuda sıkıntılı bir durum ortaya çıktığını dile getiren Sönmez, Çek Yasasında konkordato süreciyle ilgili bir değişiklik yapılmadığı için karşılıksız çekten dolayı hapis cezaları çıkmaya başladığına dikkat çekti. “Önce para cezası çıkıyor, para cezası ödenmeyince de hapis cezası” diyen Sönmez, bu nedenle konkordato isteyen borçlu firmaların yetkililerinin zor durumda kaldıklarını vurguladı. Sönmez, “Bir tarafta kendilerine ödememe yapılmamasını isteyen ve emreden ticaret mahkemesi kararı ve yasa, diğer tarafta da çek bedelinin ödenmemesi durumunda hapse girme tehlikesi ortaya çıktı” ifadelerini kullandı.
“Mahkemeler farklı farklı kararlar verince istinaf daireleri arasında yasa gereği bir uyuşmazlık doğdu”
Avukatlar, mahkemelere konkordato sürecini anlatınca Türkiye genelindeki mahkemelerden farklı farklı kararlar çıktığını kaydeden Sönmez, icra ceza mahkemeleri çerçevesinde kimi mahkemeler ceza kararı verirken kimi mahkemelerin beraat kimi mahkemelerin de konkordato müddetince yargılamanın durdurulması kararı verdiklerini anlattı. Bu icra ceza mahkemesi kararlarının daha sonra istinaf mahkemesine gittiğini belirten Sönmez, “İstinaf mahkemelerinden de farklı farklı sonuçlar çıktı. Kimisi bunu bozdu kimisi onadı kimisi ‘ceza verilmelidir’ dedi kimisi ‘verilmemelidir’ dedi. İş öyle bir noktaya gelince bu sefer istinaf daireleri arasında yasa gereği bir uyuşmazlık doğdu” şeklinde konuştu.
“Yargıtay uyuşmazlığı çözdü. Yargıtay kararının kesinleşmiş kararlara da uygulanması gerekir”
Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin, 10 Haziran 2019 oybirliğiyle aldığı, 19 Haziran 2019’da Resmi Gazetede yayımlanan kararıyla bu uyuşmazlığı çözdüğünü ve konkordato müddetince yargılamanın bekletilebilmesi noktasında çeşitli kriterler koyduğunu söyleyen Sönmez, icra ceza mahkemelerinin artık bu kriterler dahilinde karar vermesi gerektiğinin altını çizdi. Sönmez, şöyle devam etti:
“Fakat biz başka bir sıkıntı yaşıyoruz. Uyuşmazlık mahkemesi kararı çıkana kadar verilmiş ve kesinleşmiş bir takım kararlar vardı. Doktrin, yasa ve uygulama, ‘bu kararların da kaldırılması lazım’ diyor. Şu aşamada mahkemelerden bu kararları kaldırabilmek için uğraşıyoruz. Başarılı olursak o kararlar kaldırılacak ve yeniden yeni kararlar verilmesi lazım. Bu uyuşmazlık mahkemesi kararının kesinleşmiş kararlara da uygulanması gerekir diye düşünüyoruz.”
“Yargıtay’ın bu kararı tüm mahkemeleri bağlayıcı nitelikte. Bütün mahkemelerin buna uyması lazım”
Yargıtay’ın 19 Haziran’da yayımlanan bu kararının tüm mahkemeleri bağlayıcı nitelikte olduğuna dikkat çeken Sönmez, şunları söyledi: “Bu emsal bir karar değil, uyuşmazlık mahkemesinin bağlayıcı nitelikteki kararı. O yüzden de Türkiye’de artık bütün mahkemelerin buna uyması ve bu karar dahilinde hareket etmesi lazım. Zaten devam eden davalarımızda da böyle kararlar çıkmaya başladı. Şu an kesinleşmiş kararlarla uğraşıyoruz, çünkü kesinleşmiş kararların infaza verilmiş olanları var, arama kararları var, yakalama kararları çıkmış olanlar var. Bu da bizi çok zor durumda bırakıyor. Bu kararın, geçmişte konkordato süresi içerisinde verilmiş tüm kararlara uygulanması gerekiyor.”
“Konkordato sürecinin beklenmesini talep ediyoruz”
Hem Türkiye genelinde hem de Mersin özelinde birçok karşılıksız çek dosyası bulunduğuna işaret eden Sönmez, Mersin’de konkordatoda olan firmalara ait yaklaşık 200 dosya olduğunu dile getirerek, “Ben, 15-20 civarında farklı firma ve şahsın konkordato davalarını yürütüyorum. Onların hepsinde benzer sıkıntılar var. Dolayısıyla tüm bu kararların kaldırılıp yeniden karar verilmesi gerekir. Eğer borçlu başarısız olursa, dava reddedilirse, davada iflas kararı verilirse veya tasdik kararından sonra borçlu ödemelerini yerine getiremezse bu ceza kararları mutlaka uygulanacak. Aslında alacaklının da bir hak kaybı yok, sadece zaman kaybı var. Biz, konkordato geçici mühlet ve kesin mühlet süreleri içerisinde karşılıksız çekten dolayı bekletici mesele yapılmasını, bu konkordato sürecinin beklenmesini talep ediyoruz. Bu, konkordato öncesi verilmiş çeklerle ilgili bir durum. Konkordato süresi içerisinde zaten borçlanamıyorsunuz. O nedenle böyle bir çek tehlikesi yok” dedi.