(Özel) Kanserini gizleyen, evresini geçiren hastalar
TIBBİ ONKOLOJİ UZM. PROF. DR. BÜLENT ORHAN, KANSERİNİ GİZLEYEN, KANSER OLDUKTAN SONRA TEŞHİSİ KABUL ETMEYİP DOKTORA GİTMEKTE GECİKEN HASTALARA DİKKAT ÇEKTİ.
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Orhan, kanserini gizleyen, kanser olduktan sonra teşhisi kabul etmeyip doktora gitmekte geciken hastalara dikkat çekti.
Türkiye’de kansere yakalananların, korkarak çevresine söylemediği hastalık aslında erken teşhisle tedavi edilebiliyor. Bir çok hasta ise hastalığını korkarak geç söylediği için bu hastalık sebebiyle hayatını kaybediyor. Bu konuya dikkat çeken Acıbadem Hastanesinden Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan, “Kanser korkusu, kanserin adı bile çok uzun yıllardır ölümcül hastalıkla özdeşleşmiştir. İnsanlar bu ismi duyduklarında çok ürküyorlar. Aslında bizim için sadece bir hastalık ama kalp, şeker, tansiyon gibi bir hastalık. Bu korku insanları maalesef yanlış şeyleri yapamaya yönlendiriyor. Kanserini gizleyen, kanser olduktan sonra teşhisi kabul etmeyip doktora gitmekte geciken ve durumu giderek daha kötü olan hastaları çok görüyoruz” dedi.
Bu konuda çok üzücü anılarının olduğuna temas eden Prof. Dr. Orhan, “Özellikle kadınlarda meme kanserinde bu konu öne çıkıyor. Kanser olduktan sonra veya eline kitle geldikten sonra kitlesini saklayıp çok büyük yaralar açılana kadar doktora gitmemekte direnen hastalarının olduğunu görüyoruz” diye konuştu.
Prof. Dr. Orhan sözlerine söyle devam etti “Yıllardır bu mesleği yapıyoruz. 15-20 yıl önce bu hastalık oranı çok fazlayken, artık kanserini saklayan, korkanların sayısı giderek azalıyor, ama hala var. Bu sene bile 30 yaşında bir meme kanseri genç ve üniversite mezunu bir bayan tümörü 15 santim olduktan sonra doktora başvurmaya kendisi ikna olmuş daha doğrusu mecbur kalmış. Bu sene bile gördük. O yüzden hastaların değil, insanların, çünkü hasta olmayan insanların da bilinçlendirilmesi lazım. Kanser bir hastalıktır. Herhangi bir hastalıktan farklı değildir. Korkmaya gerek yok. Ama mücadele etmeye gerek var. Mücadele korunmayla, erken farkındalık ve tedaviyle başlar. Ondan sonrası doktorların işi. Doktorlarımız onları en iyi şekilde tedavi edecektir”