Reklam
tvTürk

(Özel Haber) Yüzücü olmak isterken gözlerini kaybeden Mehmet Dinçer hayata futbolla tutundu

KÜÇÜK YAŞTA BİR GÖZÜNÜ, YÜZME ESNASINDA ALDIĞI DARBE İLE DİĞER GÖZÜNÜ KAYBETTİKTEN SONRA YILMADAN MÜCADELEYE DEVAM EDEN MEHMET DİNÇER FUTBOL SAYESİNDE HAYATA TUTUNDU. GÖSTERDİĞİ AZİMLE MİLLİ TAKIMA KADAR YÜKSELEN GÖRME ENGELLİ FUTBOLCU İHLAS HABER AJANSI MUHABİRİNE HAYAT HİKAYESİNİ ANLATTI. DİNÇER’İN EN BÜYÜK HAYALİ İSE BEŞİKTAŞ’IN BİR MAÇINI STATTA İZLEMEK.

  • Spor
  • 16 Aralık 2019
  • 232 KEZ OKUNDU
Reklam

Yüzücü olmak isterken yaşamış olduğu talihsiz kazalar sebebiyle gözlerini kaybeden 21 yaşındaki Mehmet Dinçer, hayata futbol ile tutundu.

Küçük yaşta bir gözünü, yüzme esnasında aldığı darbe ile diğer gözünü kaybettikten sonra yılmadan mücadeleye devam eden Mehmet Dinçer futbol sayesinde hayata tutundu. Gösterdiği azimle Milli Takıma kadar yükselen görme engelli futbolcu İhlas Haber Ajansı muhabirine hayat hikayesini anlattı. Dinçer’in en büyük hayali ise Beşiktaş’ın bir maçında statta olmak.

“4 sene boyunca hiçbir yere çıkmadım”

Adana’da doğup büyüyen ve futbolun peşinde Ankara’ya kadar geldiğini belirten Mehmet Dinçer, “3 yaşındayken balkondan düştüm ve o zaman sağ gözümü kaybettim. Sol gözüm ise zarar görmüştü. Gözümde retina dekolmanı olmuştu. O yıllarda bu göz kusuru ameliyat edilmediği takdirde kalıcı körlük oluşturuyordu. Sağ gözümde kalıcı körlük oluştu. Sol gözümde ise yüksek derece miyop vardı. Yüzmeyi çok seviyorum. Yapmak istediğim bir spordu. Yaklaşık 6-7 sene önce 2013 yılı olması lazım denizde yüzerken gözüme bir darbe aldım ve o günün akşamına diğer gözümü de kaybettim. Gözümü kaybettikten sonra yaklaşık 4 sene boyunca 3-4 tane ameliyat geçirdim. Bu ameliyatlarda gözüm bir nevi açıldı fakat sonra geri kapandı. Çünkü vücudum tedaviye yanıt vermedi. 4 sene boyunca hiçbir yere çıkmadım. Görme engelli psikolojisi çocukken nasıl bir psikolojiydi hala kestiremiyorum” diye konuştu.

“Gözümü kaybetmeden önce yüzücü olmak istiyordum”

Çocukken yüzücü olmak istediğini belirten Dinçer, “Yüzmek bana çok özgürce geliyordu. Çünkü uçsuz bucaksız bir denizdesin. Havuzda olsan bile bir sınır yok istediğin kadar yüzebiliyorsun. Bu yüzden yüzmek bana çok çekici geliyordu. Gözümü kaybetmeden önce yüzücü olmak istiyordum. Ama olmadı hayat bir kapıyı kapatırken başka bir kapıyı açıyor. Futbolu da seviyordum ve futbolla hayata tutundum” dedi.

“Yaşananların sonucunda ölmüş değilim hala yaşıyordum”

Liseyi kazandığı dönemde özellikle arkadaşlık konusunda çok sorunlar yaşadığını dile getiren futbolcu Dinçer, o dönemleri şöyle anlatıyor:

“4 sene boyunca bir evin içinde okuldan eve, evden okula gittim. Bazı zamanlar okula gitmediğim de oldu. Ama yılmadım. Sonra baktım ki böyle olmuyor. Hayatta bir yerde tutunmak gerekiyor. Mecbursun. Çünkü yaşamak zorundasın. Hayatını devam ettirmek zorundasın. Sonuçta ölüm yok. Yaşananların sonucunda ölmüş değilim hala yaşıyordum. Böyle baktım hayata. Daha sonrasında 4 sene içerisinde internet ve telefon gibi konularda kendimi geliştirdim. İnternette şu an oynamış olduğum Çankaya Belediyesi’nin telefonunu buldum. Başkanımı arayarak ‘Spor yapmak istiyorum. Ben yüzerken gözlerimi kaybettim. Futbolu ve yüzmeyi çok seviyorum. Bu sporları yapmak istiyorum’ dedim. Bana yaşımı sordu. O zamanlar 16-17 yaşındaydım. ‘Tamam’ diyerek beni iki tane hocanın yanına gönderdi. Biri atletizm diğeri futbol hocasıydı. Çok azim ettim. Sporu sevdiğim için hayata tutundum ve futbola bu şekilde başladım. 3 senedir Çankaya Belediyesi’nde futbol oynuyorum. Çok istekli birisiyim. Yaşamayı, hayatı, gülmeyi ve futbolu seviyorum. Bu yüzden sürekli araştırıyor ve sürekli çabalıyordum. Bu kulübe ilk geldiğimde bir top almıştım. 11 ay boyunca babamı, kuzenlerimi, yeğenlerimi yanıma kimi alırsam halı saha götürdüm. Yaşadığım Adana Ceyhan’da gitmediğim halı saha kalmamıştır. Artık herkes yardım ediyordu. Sonra hocalarım da yardım etmeye başladı. Hocalarım da bana güven duydu ve böylece kendimi geliştirdim.”

Kendini geliştirdikten sonra ilk idmanda hocanın ve başkanın dikkatini çekti

Hocasından aldığı topla 11 ay boyunca kendisini geliştiren Mehmet Dinçer, “2016 Şubat’ta Ankara’ya ilk geldiğimde hocam bana bir top verdi. Bana ‘Git bununla çalış ve top sürmeni geliştir. Topu ayağından kaybetmeden çalış’ dedi. Çünkü bizim futbolumuz en önemli olan şey top sürme. Ben de yaklaşık 1 seneye yakın tek başıma çalıştım. 2016 Nisan’da Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavına girdim. 82.5 puan almıştım. Lise okuyordum o zamanlar. 2017’de lise diplomamı aldım. Diplomamı aldıktan 1 ay sonra da tercihlerim açıldı. Tercihlerim sonucunda İl Emniyet Müdürlüğü’ne atandım. Bunun için de belgelerimi Ankara’ya teslim etmem gerekiyordu. Babamla birlikte Ankara’ya geldim. O süreçte takımın whatsapp grubundayım konuşmaları görüyorum. ‘Bu hafta maç var. Bu hafta idman var’ mesajlarını gördükçe katılamıyorum diye benim içim gidiyor. Belgeleri verdikten sonra babama ‘Hocamla görüştüm bugün idman yapıyorlar beni idmana yetiştir’ dedim. Otobüse binerek idmanın yapıldığı yere gittik. Orada abilerimle ikili mücadeleye girdim. Ayaklarından top aldım. İdman sonrası hocam ‘Sen bir şeyler yapmış kendini geliştirmişsin. Bu hafta git gelecek hafta Osmanlıspor maçına çağırıyorum’ dedi. Tamam hocam dedikten sonra otele geçtik. Eşyalarımı bırakırken başkanım aradı ‘Babanın biletini al gönder. Ben seni bu hafta Denizli maçına götürüyorum’ dedi. O şekilde futbola başladım” açıklamasını yaptı.

“Bir gün Beşiktaş maçını statta izlemek istiyorum”

Koyu bir Beşiktaş taraftarı olan Mehmet Dinçer, “Bir gün Beşiktaş maçını statta izlemek istiyorum. Çocukken Matias Delgado’yu örnek alıyordum. Hiç unutmam Trabzonspor’a bir golü vardı. Topu 90’a atıyor ve orada asılı kalıyordu. Gözümün önünden hiç gitmez. Portekizliler çetesi vardı o dönem. Çok güzel günlerdi. Gözümün gördüğü o zamanları hiç unutmuyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ