(Özel haber) Deprem bölgesindeki çadırlarda zorlu yaşam mücadelesi devam ediyor
BÖLGEDE 20 MART’TAN BU YANA ÇADIRDA KALMAYA DEVAM EDEN BÖLGE SAKİNLERİNDEN HALİME UMAY, ÇADIRDA YAŞAMIN ZORLUKLARINI İHLAS HABER AJANSI (İHA) MUHABİRİNE ANLATTI.
Denizli’nin Acıpayam ilçesinde meydana gelen ve yıkıma neden olan 5.5 büyüklüğündeki depremin ardından çadırda kalmaya başlayan afetzedeler gündelik hayatlarına devam etmekte zorlanırken, gecelerin soğuk olduğu deprem bölgesinde üşümemek içinse çadırlarda soba yakılıyor.
Geçtiğimiz 20 Mart’ta meydana gelen 5.5 büyüklüğündeki depremin ardından Acıpayam’da yaralar sarılmaya devam ediyor. Depremde ağır hasar gören evlerin yıkımına başlanırken, ev sahipleri ise çadırlarda kalmaya devam ediyor. Türk Kızılay’ının bölgede depremin ilk gününden itibaren başlattığı sıcak yemek dağıtımı ise halen devam ediyor. Gündelik yaşamlarını sürdürmede zorlanan afetzedeler çadırlarda geceleri de soğuk hava ile mücadele ediyor. Hava sıcaklığının 4-5 dereceye kadar düştüğü bölgede vatandaşlar üşümemek için çadırlarda soba yakıyor. Katı yakıt sobası olmayanlar ise elektrikli ısıtıcılar ile geceleri geçirmeye çalışıyor. Aynı çadırda birlikte kalan aile üyeleri çadırın geniş olan kısmını uyumak ve dinlenmek için kullanırken giriş kısımlarına ise sobalar kurup küçük bir mutfağa çevirmiş durumdalar.
“Çadırda kalan afetzedelerin tek şanslı oldukları konu ise yemek konusu”
Deprem bölgesinde çadırlarda en çok sıkıntıları çekenlerse yine aile bireyleri arasındaki kadınlar oluyor. Zorlu yaşam koşullarında çoğunlukta bulaşıklar bidonlar vasıtasıyla taşınan sularla leğenler içerisinde yıkanıyor. Bununda yanında yine çamaşırlar da taşıma sular ile yakınıyor. Çoğunlukla tarım ve hayvancılıkla uğraşan bölge halkı şimdilik tarıma fazla vakit ayıramazken hayvanları ise boş buldukları arazilerde otlatıyor. Çadırda kalan afetzedelerin tek şanslı oldukları konu ise yemek konusu. Kızılay bölgede dağıttığı 3 öğün yemek ile afetzedelerin yemek ihtiyacını karşılamaya devam ediyor. Afetzedeler depremde kurtarabildikleri eşyalarını ise çadırlarda ya da güvenli olan yapılarda muhafaza etmeye çalışıyor.
“Çadırda yaşam zor”
Bölgede 20 Mart’tan bu yana çadırda kalmaya devam eden bölge sakinlerinden Halime Umay, çadırda yaşamın zorluklarını İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlattı. Artık beklentilerinin yıkılan evlerinin yerine yenisinin yapılması olduğunu belirten Umay, “Çadırda yaşam zor. Geceleri soğuk oluyor sabaha karşı. Eşyalarımızı kurtardık çadıra yerleştirdik evimiz yıkıldığı için. İnşallah evimiz olur ve bir an önce evimize yerleşiriz. Ne zaman kadar çadırda kalacağımızı bilmiyoruz” diye konuştu.
“Elimiz ayağımız tutmuyor”
Bir başka afetzede olan 8 kişilik Apa ailesi de kaldıkları çadırlarda zorlu yaşam koşulları ile mücadele etmeye çalışıyor. Aile üyelerinden Dilek Apa, olayın psikolojilerini bozduğunu ve bu yüzden deyim yerindeyse ‘iş yapmak için elleri ve ayaklarının tutmadığını’ söyledi. Apa, “Çadırda olduğumuz sürece bulaşıkları hep dışarıda yıkıyoruz. Evlere giremediğimiz için çadırda sürekli olarak oturuyoruz. Gündelik hayata devam edemiyoruz. Tarlaya gidemiyoruz, hayvanlara bakamıyoruz çünkü elimiz ayağımız tutmuyor” dedi.
Çocuklar adeta ‘bir umuttur yaşamak’ diyor
Afetzede ailelerin çocukları ise belki de depremin ne anlama geldiğini bilmeden hayatlarına devam ediyor. Afetzedeler arasında gündelik hayatları sekteye uğramayan tek kişi ise oyunlar oynayıp her şeyden habersiz gülmeye devam eden çocuklar oluyor. Okulların ara tatile girdiği bölgede çocuklar okuldan sonra derslerini çadırda yapıp oyunlarını ise ya çadırın içinde ya da çevresinde oynuyor. Çocukların bu halini görenler ise ‘bir umuttur yaşamak’ demekten kendilerini alıkoyamıyor.