(Özel) Depreme yönelik uzmanlardan çok önemli uyarı
TEKİRDAĞ’DA DA ŞİDDETLİ BİR ŞEKİLDE HİSSEDİLEN SİLİVRİ’DEKİ 5.8 ŞİDDETİNDEKİ DEPREME YÖNELİK UZMAN AÇIKLAMALARI PEŞ PEŞE GELİYOR. DEPREMİN İNSAN PSİKOLOJİSİ ÜZERİNDE BIRAKACAĞI ÜSTÜNE AÇIKLAMALARDA BULUNAN RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABİLİM DALI BAŞKANI DOÇ. DR. YAKUP ALBAYRAK, “İLK 3 GÜN HEMEN HERKESİN DEPREMLE İLGİLİ TEDİRGİNLİKLERİN OLMASI GAYET NORMALDİR” DEDİ.
Tekirdağ’da da şiddetli bir şekilde hissedilen Silivri’deki 5.8 şiddetindeki depreme yönelik uzman açıklamaları peş peşe geliyor. Depremin insan psikolojisi üzerinde bırakacağı etki üstüne açıklamalarda bulunan Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Yakup Albayrak, “İlk 3 gün hemen herkesin depremle ilgili tedirginliklerin olması gayet normaldir” dedi.
Özellikle Tekirdağ’da şiddetli bir şekilde hissedilen İstanbul Silivri’deki 5.8 şiddetindeki depremden sonra, depremin insan psikolojisi üzerinde bırakabileceği etki yönelik uzmanlardan peş peşe açıklamalar gelmeye devam ediyor. Konuya ilişkin Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Araştırma Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Yakup Albayrak önemli açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Yakup Albayrak açıklamasında depremden bir ay sonra endişeler, kaçınma davranışları olan vatandaşların mutlaka bir psikiyatrik yardım arayışı içerisinde olmaları gerektiğini söyledi.
“Van’da ki çocukların bu olayı daha sağlıklı süreçte atlattıkları bulgusuna varıldı”
Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Araştırma Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Yakup Albayrak, “Öncelikle herkese geçmiş olsun. Bizlere de geçmiş olsun. Çünkü bizde burada hissettik. Deprem bizim bir gerçeğimiz, ülkemizin bir gerçeği insanların tedirgin olması da normal bir durum. Yani doğal bir afet bizim kontrol edemediğimiz bir şey. Ama burada dikkat edilmesi gereken bazı hususlar var. Psikiyatri hastalığına yol açmaması konusunda çünkü bazen bu durumlar psikiyatri hastalığına yol açabiliyor. Öncelikle şunu belirteyim. Deprem ile ilgili teknik konular benim bildiğim konular değil. Bir binanın sağlamlığı, deprem etüdünün yapılıp, yapılmadığı ben şu an tamamen sağlam bina deprem etüdünün yapılmış bina konusunda bir sıkıntısı olmayan insanlar açısından konuşacağım. Biliyorsunuz bundan belli bir süre önce Van’da büyük bir deprem yaşandı. Bununla ilgili önemli bir çalışma daha yapıldı. Van’da bazı çocuklar başka Belediyelere, başka şehirlere gönderildi. Bazı çocuklarda Van’da kaldı. Van’da bu süreci atlatan çocuklar ile dışarıda atlatan çocuklar karşılaştırıldığı zaman Van’da ki çocukların bu olayı daha sağlıklı süreçte atlattıkları bulgusuna varıldı” dedi.
“Hastalıklar oluşabilir”
Doç. Dr. Yakup Albayrak açıklamasının devamında, “Buradan şuraya geleceğim. Yani deprem bizim kontrol edemediğimiz bir şey ve doğal bir afet. Kaçınılma davranışlarının gelişmesi durumunda ise hastalıklar oluşabilir. Mesela diyelim ki yüksek bir binada çalışan birisini örnek verelim. Yüksek katlarda deprem daha fazla hissedilir. Depremden sonra eğer oradaki işine gitme ile sıkıntı oluşursa ve gitmemeye başlarsa artık biz burada bir psikopatolojiden yani bir hastalıktan söz etmek durumunda kalabiliriz. Şöyle bir gerçek var. İlk 3 gün hemen herkesin depremle ilgili tedirginliklerin olması gayet normaldir. Ama 3 günden sonra hala belli tedirginlikler yaşıyorsa yanız, belli kaçınmalar yaşıyorsa sürekli deprem olacağı endişesi ile yaşıyorsa artık burada yavaş yavaş psikiyatri bir durumun olduğunu söyleyebiliriz. Zaten bir aydan sonra hala bu depremle ilgili endişeler, kaçınma davranışları varsa mutlaka bir psikiyatrik yardım arayışı içerisinde olmalılar. En yakında ki psikiyatriste gitmeliler. Çünkü travma sonrası stres bozukluğu dediğimiz bir olgu var. Bununla da ilgili çalışma var” diye konuştu.
“Deprem olacağı endişesiyle yaşamak, insanı bazı şeylerden alıkoyabilir”
Alanında uzman Doç. Dr. Albayrak depremin insanlar üzerinde bırakabileceği etkiye yönelik açıklamasının devamında örneklemeler yaparak, “Özellikle Marmara Depreminden sonra geniş örneklemle yapılmış bir çalışma ve travma sonrası stres bozukluğunun deprem yaşayanlar üzerinde oldukça fazla olduğuna dair Türkiye’den bir Dünya literatürüne kazandırılmış bir çalışma var. Bu bir gerçek. Ülkemiz belli fay hatlarının üzerinde kurulu. Kaçınma davranışlarını arttırırsak mesela sürekli deprem olacağı endişesiyle yaşamak, insanı bazı şeylerden alıkoyabilir. Şöyle bir örnek vereceğim. Bir metafor yapacağım. Hastalarıma da aynı şeyi yapıyorum. Belki bu sağlıklı olabilir. Biz her gün trafiğe çıkıyoruz. Aracımıza bindiğimiz zaman emniyet kemerimizi bağladığımızı düşünelim. Hız sınırlarını, şerit ihlali yapmadığımızı ve tüm kuralları uyguladığımızı düşünelim. Kaza yapmama ihtimalimiz yüzde yüz ya da kaza yapma ihtimali yüzde sıfır değildir. Çünkü karşı taraftan herhangi bir araç kural ihlali yapabilir. Ya da başka bir şey olabilir. Bir kaza olabilir. Yani sürekli olumsuz ihtimaller üzerinde hayatımızı yönlendirirsek, burada önemli problemler ile karşılaşabiliriz” diyerek açıklamalarına devam etti.
“Kendi çabaları ile geçmeyebilir”
Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Araştırma Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Yakup Albayrak açıklamalarını şöyle noktaladı:
“Deprem ile ilgili hastalarımız geldi. Özellikle deprem olacağı, depremden sonra öleceği, yakınlarını kaybedeceği noktasında başvurular olur. Bu da söylediğim gibi 3 gün içerisinde olması bu normal kabul edilir. Can tehlikesiyle endişe yaşayanların endişeleri hala devam ediyorsa mutlaka profesyonel bir yardım almaları gerekiyor. Artık burada akut stres tepkisi ya da bir ay geçmişse travma sonrası stres bozukluğu dediğimiz hadise ortaya çıkıyor ki burada profesyonel bir yardıma ihtiyaç duyulduğu anlamına geliyor. Yani bu sıkıntıları yaşayan insanların profesyonellere danışmalarını önemle tavsiye ediyorum. Kendi çabaları ile geçmeyebilir. O konuda da dikkatli olmaları gerekir.”