(ÖZEL) “Darbe” tatlısı ’sütlü nuriye’
980 DARBESİ DÖNEMİNDE ASKERİ YÖNETİMİN BAKLAVA SATIŞ FİYATINI FAZLA BULMASI NEDENİYLE ORTAYA ÇIKAN DARBE TATLISI “SÜTLÜ NURİYE”, GÖNÜLLERE TAHT KURARAK GÜNÜMÜZE KADAR GELDİ. SÜTLÜ NURİYE’NİN TRAJİKOMİK HİKAYESİNİ ANLATAN ÜNLÜ BAKLAVACI NADİR GÜLLÜ, “DARBE DÖNEMİNDE BAKLAVA YARI FİYATINA SATILMASI İSTENİNCE DÜKKAN KAPANDI. BAKLAVACILIĞI SÜRDÜRMEK VE KALİTEYİ BOZMAMAK İÇİN NE YAPILABİLİR DİYE DÜŞÜNDÜK. SÜTLÜ NURİYE BU ŞEKİLDE ORTAYA ÇIKTI” DEDİ.
1980 darbesi döneminde askeri yönetimin baklava satış fiyatını fazla bulması nedeniyle ortaya çıkan darbe tatlısı “sütlü nuriye”, gönüllere taht kurarak günümüze kadar geldi. Sütlü Nuriye’nin trajikomik hikayesini anlatan ünlü baklavacı Nadir Güllü, “Darbe döneminde baklava yarı fiyatına satılması istenince dükkan kapandı. Baklavacılığı sürdürmek ve kaliteyi bozmamak için ne yapılabilir diye düşündük. Sütlü nuriye bu şekilde ortaya çıktı” dedi.
12 Eylül 1980 darbesi döneminde İstanbul Belediye Başkanı olarak atanan Emekli Korgeneral Abdullah Tırtıl, baklava fiyatını fazla bulunması nedeniyle bir tavan fiyat belirler. Ancak belirlenen fiyata fıstıklı baklavanın imalatı mümkün değildir. Dönemin en ünlü baklavacılarından Karaköy Güllüoğlu, tam 1 yıl 10 gün boyunca dükkanı kapatır. Ancak baklavacılık sanatının devam etmesini isteyen Hacı Mustafa Güllü ve oğulları, dükkanı yeniden açmak için yeni bir fikir üretir. Baklavanın içine fıstık yerine fındık konarak biraz da ağırlaştırmak için süt eklenir. Halk tarafından büyük beğeni toplayan yeni tatlıya “sütlü nuriye” adı verilir.
Sütlü Nuriye’nin trajikomik hikayesini anlatan ünlü baklavacı Nadir Güllü, “Darbe döneminde askerler bize ’baklavayı bu fiyata satamazsın’ deyince biz de yarı fiyatına satamayınca süt kullanmaya mecbur kaldık. Yarısı süt olunca çok hafif bir tatlı oldu. O gündür sütlü nuriye böyle satılıyor. Bilhassa yaz günlerinde aranan bir tatlı oldu. Fakat bu tatlı baklavadan biraz daha yumuşak oluyor” ifadelerini kullandı.
1980 döneminde dükkanın kapandığını daha dünmüş gibi hatırladığını söyleyen Nadir Güllü, “Babam bana el vermiş çalışıyorum işi öğretiyorum bu kadar kişi çalıştırıyorum. Düşünebiliyor musunuz gelmişler baklava yarı fiyatına satılması istendi. Biz de baklavacılar ile adımız ön plana çıktı tarihi bir firma olduğumuz için ve kapattılar ticaretimiz kesildi. Biz sadece sanatımız ölmesin yüzyıllardır gelen geleneğimiz baklavacılığı sürdürmek ve kaliteyi bozmamak amacımızdı. 1 sene boyunca imalatımı durdurmak zorunda kaldık. O sene düşündük hem askerlere karşı gelmemek hem de ticaretimizi devam ettirebilmek için ne yapabiliriz diye. Şerbetine süt koyunca biraz ağır çekiyor tabi tatlı hafif oluyor fındık da o sene ucuzdu. Dedikleri fiyat ile bizim fiyat arasında bir fiyat bulduk kızdırmamak için ve böylece sütlü nuriye ortaya çıktı” şeklinde konuştu.
Baklavacılığın zor bir meslek olduğunu vurgulayan Nadir Güllü, “Şuan bizim 50-55 yıllık çalışan ustalarımız var. 1 tepsi baklavanın yapımı 4 saat sürüyor. Onun için geleneksel el sanatlarını yaşatmamız lazım. Bir ülkenin mutfağı kültürünün bir parçasıdır. Şuan baklavaları isteyen istediği fiyata satıyor. Halk istediğini tercih ediyor. Sütlü nuriye tatlısında hakiki erimiş yayla tereyağı kullandığımız için un ve yağın kalitesi süt ile de birleşince fındıkla da birleşince ortaya çok hoş bir lezzet çıktı. O gün bugündür satılıyor” dedi.