Reklam
tvTürk
SON DAKİKA

(Özel) Bir asırlık tohumdan ürettiği Ayaş domatesinin siparişine yetişemiyor

BİR ASIRLIK ATA TOHUMUNDAN AYAŞ DOMATESİ ÜRETEN ÇİFTÇİ OSMAN KALAYCI, MÜŞTERİLERİNİN DOMATES SİPARİŞİNE YETİŞEMİYOR.

  • Diğer
  • 29 Ağustos 2019
  • 172 KEZ OKUNDU
Reklam

Bir asırlık ata tohumundan Ayaş domatesi üreten çiftçi Osman Kalaycı, müşterilerinin domates siparişine yetişemiyor. Türkiye’nin dört bir yanından domatesler için Ayaş’a gelen vatandaşlar, siparişleri için aylar öncesinden sıraya giriyor.

Kış hazırlıklarını yapmak isteyen vatandaşlar, meşhur domatesleri için Ayaş’ın yolunu tutuyor. Ankara’nın Ayaş ilçesinde yıllardır tarımla uğraşan 56 yaşındaki Osman Kalaycı, bir asırlık ata tohumundan ürettiği Ayaş domatesi siparişine yetişemiyor. Türkiye’nin dört bir yanından bu meşhur lezzet için yola çıkan vatandaşlar, siparişleri için aylar öncesinden sıraya giriyor. Kalaycı, yetiştirdiği bu özel domateslere gözü gibi bakıyor. Pazarlarda Ayaş domatesi ismiyle satılan domateslerin gerçek Ayaş domatesi olmadığını belirten Kalaycı, vatandaşları uyarıyor.

En büyük destekçisi eşi Necmiye Kalaycı ile domatesleri yetiştiren Osman Kalaycı’nın ünü şehirleri aşıyor. İşin sırrını ata tohumu ve emek olarak açıklayan Kalaycı, hibrit tohumların hiçbir zaman ata tohumuyla yarışamayacağını söyledi. Ayaş domatesinin bol sulu olması, ince kabuklu ve hafif ekşi lezzetiyle diğer domateslerden ayrıldığını ifade eden Kalaycı, ata tohumunun en büyük miras olduğunu belirtti. Ayaş’ın “Osman Dayı”sı olarak bilinen Kalaycı, tarlasında Ayaş domatesi dışında birçok farklı domates çeşidi de yetiştiriyor.

“Bu domatesin yeniden piyasaya çıkarılmasını istiyorum”

Domatesleri büyük bir sevgiyle yetiştirdiğini belirten Kalaycı, ”Ayaş domatesimizin özelliği ince kabuk, bol sulu olması. Lezzeti haddinden fazla. Pazarcılar bu domatesi pazarda kabul etmiyor. İnce kabuk ve bol sulu olmasından dolayı çabuk bozuluyor. Yeni nesil bu domatesi tanımıyor. Bu domatesin yeniden piyasaya çıkarılmasını istiyorum. 25 senedir bu domatesi yetiştirip müşterilerime dağıtıyorum. Tarlara gelip toplatanlar var, ben buna karşıyım. Biz bunu nisan ayında dikeriz, iki buçuk ay olmadan yetişmez. Fidesi yetişir dikilir. Çapalanır, hastalık ihtimaline karşı doğal ilaçlar kullanılır. Normalde yarım kilo domatesten dört tane sık bir çay bardağı doldurmaz. Bu domatesten 250 gram sık bardağı doldurur. Türkiye’nin her yerinden gelen müşterim var. Ata tohumunu bir tesadüf eseri bulup sakladım. 8-10 yıl hiç kullanmadım. Bir amca gelip biz bu domateslerden bıktık, tekrar çıkarın dedi. Ben 2 kilo tohumdan 500 fideyi zor çıkardım. Fideyi yetiştirip dağıtıyorum” dedi.

Ayaş domatesine ilginin her geçen gün arttığını belirten Kalaycı, “Eylülden itibaren meyvesini dağıtıyorum. Alanlar çok memnun. Gelsinler istedikleri kadar domatesimiz var. Ayaş’ta hastalık var diyenler var. Kimse inanmasın. 4 boy domates ektim, 3 boy domatesim var. Kasım 15’ine kadar gider ektiklerim. Hasat eylül ayında başlıyor, ekim sonunda bitiyor. Ayaş domatesi için sıraya girmeleri gerekiyor“ diye konuştu.

“Biz Ayaşlı olarak en temiz, en güzel domatesi veriyoruz”

Eşiyle 33 senedir domates yetiştirdiğini belirten Necmiye Kalaycı ise, “33 senedir eşimle evliyim, 33 senedir bu işi yapıyoruz. Domatesin incelikleri, yetiştirilmesi havalar güzel olursa domates yetişir. Yoruyor ama güzel, fiyatları bizim yükselttiğimiz söyleniyor Ayaşlı olarak ama önce Allah verecek, sonra biz yetiştireceğiz, sonra da insanlara vereceğiz taze taze. İlk elden toplama vereceğiz. Her şeyimiz güzel yani. Ayaş domatesinin içi dolu olur. Diğer domateslerin içini açtığın zaman beyaz olur. Biz Ayaşlı olarak en temiz, en güzel domatesi veriyoruz. Pazarlara götürüyoruz, dört tane büyükşehir çiftçi pazarı açtı ama benim imkanım yok, gidemiyorum. Çocuklarımın 2’si evlendi, üçüncü de üniversite kazandı. Biz ikimiz kalıyoruz. Yoksa Ankara’ya götürsem bir elden yedirmek isterim vatandaşlarımıza. Fiyatlarımız uygun tabii ki emek çok, masrafı çok, ona da aldırış etmez yetiştirdiğimiz ürünü insanlara güzelce versek ne mutlu bize. Çocuğumuzu bunlarla okutuyoruz. Çocuklarımızın düğününü bunların gelirinden yapıyoruz. Alın teriyle kazanacağız. Köylü kazanırsa esnafta kazanır. Biz kazanmazsak esnafta kazanmaz” dedi.

“Evladımı nasıl yetiştiriyorsam, bunları da öyle yetiştiriyorum”

Ata tohumunu gelecek nesillere aktarmanın büyük önem taşıdığını belirten Kalaycı, “Nesilden nesile dedelerimize bırakmak isteriz. Tohumumuz eskimesin, kayıp olmasın. Her şey eskiye dönsün istiyoruz. Ama şimdi tuhaf tuhaf tohumlar çıktı. Tohumlarımızı bozmasınlar. Atadan, dededen kalma tohumları bozmayalım. Ayaşımızı öne çıkaralım. Çıksınlar çıksınlar gelsinler Ayaş’a. Evladımı nasıl yetiştiriyorsam, bunları da öyle yetiştiriyorum”ifadelerini kullandı.

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ