(Özel) 18 yıl önce tercüme sorununu çözdü yatırımcı bulamadı
MERSİN’DE BİR GİRİŞİMCİ DİJİTAL İLETİŞİMDE TERCÜME SORUNUNU ÇÖZECEK BİR BULUŞA İMZA ATTI.
Mersin’de bir girişimci dijital iletişimde tercüme sorununu çözecek bir buluşa imza attı. Nedim Yazgan’ın fikir babalığını yaptığı ve 7 yazılımcı tarafından geliştirilen Otomatik Tercüme Sistemi (OTS) ile yabancı dil sorunu tarih olacak. 18 yıl önce patentini alan ve bir türlü destek bulamayan Yazgan, sistemi hayata geçirmek için yatırımcılardan destek bekliyor.
Buluşu üzerine 1995 yılında çalışmalara başlayan ve 7 yazılımcıyla birlikte 6 yıl çaba sarf eden Yazgan, OTS sistemini oluşturmayı başardı. 2001 yılında sistemin patentini alan ancak destek bulamayan Yazgan, sistemi hayata geçirmek için yatırımcılardan destek bekliyor. Telefonla konuşurken ve mesajlaşırken anından çeviri yapabilen sistem, ilk aşamada 32 dile göre uyarlandı.
“7 kişilik bir ekiple bu sistemi yaptık”
Sistemle ilgili İHA muhabirine bilgi veren Yazgan, 1990 yılından 2007 yılına kadar Almanya’da yaşadığını söyledi. Oradaki işlerinden dolayı yabancı dil problemlerinde birçok olumsuzluklara şahit olduğunu kaydeden Yazgan, “Çünkü Almanya ciddi bir göç ülkesi ve tüm dünyadan insanlarla muhatap oluyorsunuz. Onların yaşadıkları sorunları görünce bunu yapmaya karar verdik. Bu dil bariyerini nasıl aşarız, nasıl bir yöntemle çözüm buluruz diye araştırmalara başladım. Bu araştırmalarım sonucunda NASA’ya yazılım yapan biriyle tanıştık. Onunla oturup modüler sistemlerini, x emel dosyalarını nasıl düzene sokarız diye konuştuk. Yaptığımız araştırmalar sonucunda elde ettiğimiz sonuçla Almanya’da patent başvurusu yaptık. Almanya’da yaptığımız araştırmalarda x emel dosyaları ve modüler sistemini kurabilecek herhangi birisini bulamadık. Biz bu programı Türkiye’deki yazılımcı arkadaşlardan yaptık. 7 kişilik bir ekiple bunları kendi imkanlarımla, kendi çabalarımla bu patentin hayata geçirilmesi için büyük GSM operatörlerinde sunumlarımızı yaptık. Ancak buralar kendi istekleri doğrultusunda bunu hayata geçirmemizi istediler ancak biz bunu kabul etmedik. Biz bu programı çok kısa bir zamanda yaptık, bitirdik, belirli partnerlerden uygulamalar aldık ve sistemimize dahil ettik” dedi.
“Gelen ve giden tüm metinlerin ve seslerin otomatik tercümesini yapıyor”
Uygulamaya OTS ismini verdiklerini kaydeden Yazgan, “Gelen ve giden tüm metinlerin ve seslerin otomatik tercümesini yapıyor. İlk aşamada Fransa’da dil çiftlerini yapan partner firma bize linklerini açtılar ki onların dil çiftleri çok pahalı sistemler. Onlar bir yıl boyunca 32 dilde bize uygulamayı açtılar. Bunların hepsini biz bire bir uygulamalarını gösterdik. İnsan sesine en yakın sesle birde karşı tarafa iletiyoruz. Kadınsa kadın, erkekse erkek, çocuksa da çocuk sesiyle karşı tarafa tercümeli bir şekilde iletiliyor. Dünyada belirli dikte cihazları var. Ancak benim patentimi taklit edebilecek dünyada başka bir sistem yok. Biz bunu daha da ileriye taşıyacağız. Türkiye’yi özellikle seçtim. Almanya bu sistemden dolayı bana pasaport verdi, vatandaşlık verdi orada bu sistemi hayata geçirmem için ancak ben ülkeme geldim. Ben ülkeme faydalı olmak istiyorum. Bu bir milli servettir. Bugün sosyal medyalar borsada milyar dolarlar. Bu yayıldığı zaman dil çifti bariyeri konusunda hiçbir sıkıntı kalmayacak ve gelecek gelirler Türkiye’ye kalacak” ifadelerini kullandı.
“Sistemin hayata geçmesi için yatırımcıya ya da yatırımcılara ihtiyacımız var”
Sistemin hayata geçmesiyle herkesin bunu rahatlıkla kullanabileceğinin altını çizen Yazgan, sözlerine şöyle tamamladı:
“Bu sistem sayesinde köyünde el nakışı yapan bir teyze bile dünyaya yaptığı ürünü satabilecek. Düşünsenize kendi dilinizde konuşuyorsunuz karşıya onun diliyle konuşmalarınız gidiyor. Bu aya ilk ayak basmak gibi olacak. Biz bu patenti daha da ileri götürmeye çalışıyoruz. Bu sistemin hayata geçmesi için yatırımcıya yada yatırımcılara ihtiyacımız var. Bunun masrafı çok. Dil çiftlerinin maliyeti çok. Her bir dil çifti 150 bin Euro civarında. Ancak bu paralar getirinin yanında hiçbir şey. Dünyada dil bariyerini kaldırıyorsunuz. Evet belirli bir maliyeti var ancak bunun da karşılığını çok cüzi rakamlarla, çok kısa sürede elde edebilirsiniz. Önemli olan buna gönül bağlamak ve inanmak. Biz bunu Türkiye’nin en büyük operatörlerinde gösterdik, uyguladık ve bazı gizlilik sözleşmeleri imzaladık. Ancak bizden ekstra reklam giderlerini yüklerlerse bunu yapamayız, buna gücümüz yetmez. Bugüne kadar bir ton maliyetin altına ben tek başıma girdim. Ne devletten bir kuruş para aldık ne bir yatırımcıdan destek aldık. Bu tek başına duran ve uykuda uyuyan bir canavar.”