Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Ay: “Son bir yılda kadın istihdamının en fazla arttığı sektör giyim eşyaları imalatı”
ÖZ İPLİK İŞ SENDİKASI, “İŞ YERİNDE KADINA YÖNELİK ŞİDDET VE TACİZİN ÖNLENMESİ PROJESİ” KAPSAMINDA ANKARA’DA BİR OTELDE TANITIM TOPLANTISI DÜZENLEDİ.
Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, “Son bir yılda kadın istihdamının en fazla arttığı sektör 23 bin artışla giyim eşyaları imalatı sektörü olmuştur” dedi.
Öz İplik İş Sendikası, “İş Yerinde Kadına Yönelik Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Projesi” kapsamında Ankara’da bir otelde tanıtım toplantısı düzenledi. Düzenlenen toplantıya Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ve sendika il temsilcileri katıldı. Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Ay, “Türkiye’de istihdam edilen nüfusun yaklaşık 9 milyonunu kadınlar oluşturmaktadır. TÜİK verilerine göre birçok sektörde kadın çalışan oranı yüzde 15’in altındayken, sendikamızın örgütlü olduğu dokuma, hazır giyim ve deri iş kolunda istihdamın yüzde 50’sinden fazlası kadınlardan oluşuyor. Sendikamızın 32 bini aşkın üyesi bulunmaktadır. Bugün kadın üye sayımız 12 binin üzerindedir. İş kolumuz az sayıda dış ticaret fazlası veren, Türkiye’ye ihracatı öğreten sektördür. Bunun yanı sıra Türkiye’de kadınların en yoğun istihdam edildiği sektördür” ifadelerini kullandı.
Son bir yılda kadın istihdamının en fazla arttığı sektörün 23 bin artışla giyim eşyaları imalatı sektörü olduğunu aktaran Ay, şunları kaydetti:
“Son bir yılda kadın istihdamının en fazla arttığı sektör 23 bin artışla giyim eşyaları imalatı sektörü olmuştur. Fabrikalarda, imalathanelerde alın teri döken neredeyse her 4 kişiden biri bizim sektörümüzdedir. Birçok bakımdan önem arz eden sektörümüzde çalışan kadın sayısının fazla olması ve kadın üye sayımızda son dönemde önemli oranda artış olması ile birlikte sendikamız kadın çalışmalarına daha fazla önem vermeye başlamıştır. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin yaygınlaştırılması hususunda sorumluluk ve inisiyatif almaktayız. Hem HAK-İŞ hem Öz İplik İş Sendikası olarak bu konuda biraz iddialı konuşuyoruz. Gerek politika önerileri geliştirme konusunda, gerek örnek projeler üretme konusunda, gerekse de rakamsal verilerle işkolumuzda en aktif sendika ve konfederasyonuz. Yaptığımız çalışmalarla son on yılda kadın üye oranımız yüzde 20’den yüzde 35.5’e yükselmiştir. Kadın komitemizi kurduğumuz tarihten önce başkanlıklarımız yönetiminde kadın temsili yokken şimdi başkanlıklarımızda kadın yönetim kurulu üyelerimiz var. Yine iş yeri sendika baş temsilcilerimizdeki kadın oranı son 3 yılda yüzde 20 oranında artmıştır. Sendikamızın faaliyetlerinde büyük emek veren temsilcilik makamındaki kadın temsilcilerimizin oranı yüzde 26’dır. Genel merkezde çalışan kadın sayımız arttı ve bu sene itibariyle yüzde 20 oranına ulaştı. Biz Öz İplik-İş Sendikası olarak; hem kadınların çalışma hayatına katılımlarını destekleyici hem de çalışma hayatında yaşadıkları sorunları gideren çalışmalar gerçekleştiriyoruz. İş Yerinde Kadına Yönelik Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Projemizde bunlardan birisi.”
Kadınların doğumdan ölüme kadar toplum ve aileler tarafından çeşitli şekillerde şiddete maruz kaldığını kaydeden Ay, “Kadınlar, doğumdan ölüme kadar savaşta da, barışta da toplum ve aileler tarafından çeşitli şekillerde şiddete maruz kalıyor. Kadına yönelik şiddet, dünyanın tüm toplumlarında maalesef yaygın olarak uygulanıyor. Birçok kadın dünya çapında eşlerinden, babalarından yakın çevresinde ki erkeklerden dayak yiyor. Savaşlarda bombalar altında bir anne ölüyor, küçücük kız çocuklarına tecavüz ediliyor, 7 buçuk aylık hamile kadın bebeğiyle birlikte eşi tarafından kesiliyor. Boyacılık yapan koca, boşanmak isteyen 3 aylık eşini kelebek olarak bilinen bıçakla sokak ortasında delik deşik ediyor. Nişanı bozdu diye genç kız öldürülüyor, tecavüzcüsüyle zorla evlenmek zorunda bırakılan, maruz kaldığı tecavüzün sorumlusu gibi görüldüğü için ’intihar’ adı altındaki cinayetlere kurban edilen kadınlar yüreğimizi sızlatıyor. Hiç şüphesiz yaşanan ve yaşatılan bu zulmün en baş nedenini her konuda olduğu gibi eğitimsizlik ve insan merkezli değil erkek merkezli sistem oluşturuyor. Batılı toplumlardan farklı olarak ülkemizde ’namus cinayeti’ adı altında işlenen ’töre kanunları’ olarak bilinen cinayetler acımasızca, pişmanlık duyulmadan artarak devam ediyor. Kadınlar, namus kavramı altında düşünülen her nedenden dolayı, bazen giydiğiyle ilgili bazen istemediği kişiyle evlenmeye karşı çıkmasıyla ilgili şiddete uğruyor, okumak istemesi yüzünden işkence görüyor. İşin en hazin yanı ise koca ve baba dayakları, namus ve töre cinayetleri, işkenceler magazinleştirilerek topluma sunuluyor” şeklinde konuştu.
Şiddete uğrayan kadının davranışları, sözleri ve giyim biçimi ile sorgulandığını söyleyen Ay şunları aktardı:
“İş yerinde şiddet, hem gelişmekte olan ülkelerde hem de gelişmiş ülkelerde giderek büyüyen küresel bir sorundur. İş yeri şiddeti temel olarak eşitsizlik, ayrımcılık, damgalanma ve çatışmayla ilişkilidir. İş yeri şiddetine veya tacizin bir formuna maruz kalan işçilerin oranı Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 14 olarak bulunmuştur. Türkiye’de iş yeri şiddetinin (yalnızca fiziksel şiddet, şiddet eğilimi, rahatsız edici veya tehdit edici davranışlar) görülme sıklığı bir yıl içerisinde 500 binin üzerindedir. Bu şiddet türlerine ağırlıklı olarak kadınlar maruz kalmaktadır. İş yerinde şiddet uygulamaları aile içi şiddet uygulamalarında olduğu gibi bildirim eksikliği nedeni ile çoğu kez gizli kalmaktadır. Konu önemsenmemekte, bazen de işin bir parçası olarak kabul edilmektedir. Konuyla ilgili daha güvenilir veriler, ölümlü ya da ağır yaralanma ile sonuçlanan olaylara ilişkindir. Ölümcül olmayan fiziksel saldırı içerikli şiddetten cinsel tacize kadar geniş bir kapsamı olan bu uygulamalar genellikle gerçekte olduğundan daha az bilinmekte ve daha az rapor edilmektedir. Bazı iş yerlerinde şiddet riski diğerlerine göre daha yüksektir. Tekstil sektörü de yüksek risk içeren sektörlerden birisidir. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün hazır giyim sektöründe yaşanan şiddet ve ayrımcılığa ilişkin hazırladığı rapor bu ciddiyeti bir kez daha gözler önüne sermiştir. Sektörde ucuz iş gücünün yoğun olarak var olduğu ülkelerde cinsel tacize ilişkin özel yasalar olsa dahi 59 ülkede iş yerinde yaşanan taciz vakalarına ilişkin özel yasal bir çözüm bulunmuyor. Özel yasaların bulunduğu ülkelerde dahi yasalar doğru şekilde uygulanamıyor. Sendikalar, iş yeri şiddetinin önlenmesine ilişkin stratejilerin geliştirilmesi, teşvik edilmesi ve uygulanmasında önemli roller üstlenmelidir. Sendikamız, şiddetten arınmış bir iş yaşamı için çok önemli adımlar atarak, ’Kadına şiddet uyguladığı mahkeme kararıyla tespit edilenler, sendikanın zorunlu organlarında görev alamaz’ şeklinde bir maddeyi toplu iş sözleşmesine eklemiştir. Bu tür somut adımların her kademede uygulanması şarttır. Bu bilinçle sendikamız kadına yönelik şiddet ve tacizin iş yerlerinde sona ermesi için bir iyileştirme süreci için önemli bir görev üstlenmiştir. Küresel markalara üretim yapan örgütlü olduğumuz iş yerlerinde uyguladığımız Sıfır Şiddet Projesi’yle insan onuruna yaraşır bir iş ortamı sağlanmıştır. Sendikamız, bugüne kadar kadınların çalışma koşullarının iyileştirilmesinden istihdama katılımlarının arttırılmasına, karar alma mekanizmalarında daha fazla yer almalarının sağlanmasından iş ve aile yaşamlarının uyumlaştırılmasına yönelik birçok somut projeyle kadınların sosyal, ekonomik yaşam koşullarının iyileştirilmesinde öncü rol üstlenmiştir.”
Gerçekleştirdikleri projelerde kadınların eğitimi kadar erkeklerin toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda eğitilmelerinin daha önemli olduğunun bilincinde olduklarını ifade eden Ay, “İş ve aile yaşamının uyumlaştırılmasında olduğu kadar kadına yönelik şiddet ve tacizin önlenmesinde de çoğunlukla bu şiddeti uygulayan erkeklerin bilinç düzeylerinin arttırılması ve eğitilmeleri gerekmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin hem erkek hem kadınlar için yaygınlaştırılması hususunda çalışmalarımız bu projeyle de devam edecektir. 21 Haziran 2019 tarihinde Uluslararası Çalışma Örgütü, Birleşmiş Milletler Cenevre Ofisi’nde başlayan 108’inci Uluslararası Çalışma Konferansı iki haftalık yoğun çalışmanın ardından sona ermiştir. 187 ülkeden 5 bin 700’den fazla işçi, işveren ve hükümet delegesinin katıldığı 108. ILO Konferansı’nda iş dünyasında şiddet ve tacizin önlenmesiyle ilgili sözleşme ve tavsiye kararı kabul edilmiştir. Oluşturulan yeni standartlarla birlikte herkesin şiddet ve tacizden arınmış bir iş yaşamına erişim hakkı için önemli bir adım atılmıştır. Ülkemizin İstanbul Sözleşmesi’nden sonra iş yerinde şiddet ve tacizin sona erdirilmesi için ILO sözleşmesini de onaylayan ilk ülke olması en büyük temennimizdir. İşte tam bu noktada Norveç Büyükelçiliği tarafından finanse edilen iş yerinde kadına yönelik şiddet ve tacizin önlenmesi projesi, 10 Mayıs 2019 tarihinde kabul edilerek, sözleşmenin kabulü öncesi uygulanmaya başlanmış ve iş dünyası için çok önemli bir örnek oluşturacaktır” dedi.
Öz İplik İş Sendikasının kadına yönelik taciz ve şiddetin önlenmesi projesi ile iş yerinde şiddete yönelik farkındalığı artırarak, konuya ilişkin rehber olacak politikalar oluşturacağını bildiren Ay, “Projemiz taciz ve şiddetin öznesi haline getirilen kadın çalışanlar odağında yürütülecek faaliyetler ile birlikte çalışma ortamlarında şiddet ve türlerinin, şiddet içerikli tutum ve davranışları sona erdirecek değişiklikler yaratarak saygın iş koşullarının sağlanmasında öncü rol üstlenecektir. İş yerinde meydana gelen şiddet olayları kişilerde ciddi sağlık sorunlarına yol açabildiği gibi önemli mali kayıplara da neden olmaktadır. Bu proje aynı zamanda iş yerlerimizin verimliliğinin arttırılması için önemli bir çalışma olacaktır. Projemizle, çalışma hayatının kalitesinin geliştirilmesi, çalışmanın, çalışma koşullarının ve çalışma çevresinin insana onuruna yaraşır bir duruma getirilmesi, çalışma yaşamından kaynaklanan sorunların en aza indirgenmesi sağlanacaktır” diye konuştu.
Öz İplik İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, ayrıca kadına yönelik şiddete dikkat çekmek adına gün boyu “Kadına Yönelik Şiddet ve Tacize Son” tişörtleri giyeceklerini belirtti.
Toplantıda kadına yönelik şiddetle ilgili konuşan ve projeye dair bilgiler veren Öz İplik İş Sendikası Kadın Komitesi Başkanı Fulya Pınar Özcan ise, “Toplumda kadına yönelik şiddet, kadınların bütün yaşam alanlarına nüfus ediyor. Kadınlar için iş yerleri giderek artan bir biçimde kadına yönelik toplumsal şiddetin yeniden üretildiği ve daha da katmerleştiği alanlar haline getiriliyor. Kadın çalışanlar iş yerlerinde; ayrımcılık, fiziksel şiddet, sözlü, duygusal, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddete maruz kalıyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin Kadın İşçiler İş Cinayeti Raporu’na göre 2018’in ilk 10 ayında en az 92 kadın emekçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Kadın iş cinayetlerinin yüzde 51’i trafik ve servis kazaları sebebiyle yaşandı. Tekstil-deri iş kolunda ve ticaret-büro iş kollarında toplam ölümlerin yüzde 9’u gerçekleşti. Son yıllardaki kadın iş cinayetlerinde, kadın işçinin iş yerinde ya da iş yolunda bir erkeğin şiddeti sonucu ölümlerindeki artış dikkat çekici. 2018’in ilk 10 ayında yaşanan kadın iş cinayetlerinden 5’inin nedeni kadınların iş yerindeki ya da iş yerine dışarıdan gelen bir erkek tarafından katledilmesi ya da cinsel ve fiziki şiddet görmesidir” ifadelerini kullandı.
Gerçekleştirilen projeyle kadına ve tüm çalışan kesime yönelik gerçekleşebilecek fiziksel, psikolojik, cinsel veya ekonomik olarak zarar veren tüm eylemlerin ortadan kaldırılmasının hedeflendiğini belirten Özcan, şunları aktardı:
“Çalışma yaşamında kadınlara yönelik şiddet ve tacizin iş yerinde kadınlar ile erkekler arasında oluşturduğu eşitsizlik, kadınların çalışma hayatına girmesine engel teşkil etmesi ve kariyerlerini geliştirmelerini engellemesi bununla birlikte ekonomik ve insan kaynağı bakımından maliyet ve motivasyon kaybı yaşatması ve toplumun çalışan kesimini derinden etkilemesinden hareketle sendikamız ‘İş yerinde Kadına Yönelik Taciz ve Şiddetin Önlenmesi’ Projesi’ni yürütmeye başlamıştır. Kadınlara ve tüm çalışan kesime yönelik gerçekleşebilecek fiziksel, psikolojik, cinsel veya ekonomik olarak zarar veren tüm eylemlerin ortadan kaldırılmasını hedeflediğimiz projemiz eğitim çalışmaları ve takip eden faaliyetleriyle çalışma ortamına ve çalışanlara katkı sağlayacaktır. ’İş Yerinde Kadına Yönelik Cinsel Taciz ve Şiddetin Önlenmesi Projesi’ Norveç Ankara Büyükelçiliği tarafından finanse edilerek 10 Mayıs 2019 tarihinde kabul edilerek uygulanmaya başlamıştır. İş yerinde şiddete yönelik farkındalığı artırarak konuya ilişkin rehber olacak politikalar oluşturmak ve iş yeri şiddetine karşı mücadelenin bir parçası olmak hedefiyle yola çıktığımız bu projemiz kapsamında şiddet ve tacizin sosyal taraflarla kapsamlı olarak görüşülmesi, geçmişten gelen algılayışların ele alınarak şiddet karşıtı bir zihinsel dönüşüm sağlanması ve bu algının sendikal camiadan yola çıkarak toplumun her kesiminde farkındalığı artırması beklenmektedir.”
Projenin özel hedeflerine değinen Özcan, “İş yerinde kadına yönelik şiddet ve tacize ilişkin politika ve programların incelenerek sendikal bilgi ve araçların geliştirilmesi, müzakere görüşmelerinde iş yerinde kadına yönelik şiddet ve tacize ilişkin içeriklerin ele alınması, şiddet ve tacizin kabul edilemez, istismarcı, saldırgan unsurlar olarak tanımlanması ve geniş kitleler tarafından bu şekilde algılanmasının sağlanması, aile içi şiddet dahil olmak üzere, şiddetin muhtemel sebepleri ve unsurlarının anlaşılması, iş yerinde şiddete sebep olabilecek tehlikeli durumların tanımlanmasına dair eğitimlerin verilmesi, güvenli ve saygılı bir iş yerinin oluşturulması için, iş yerindeki her bir üyenin rol ve sorumluluklarının bilincinde olmasının sağlanmasıdır” dedi.