Reklam
tvTürk

Otizmli çocuğu ESER’de eğitim gören Deniz Kara; “Aileler engelli çocuklarını topluma kazandırsınlar, saklamasınlar”

EYÜPSULTAN BELEDİYESİ ENGELLİLER SÜREKLİ EĞİTİM VE REHBERLİK MERKEZİNDE EĞİTİM GÖREN OTİZMLİ 19 YAŞINDAKİ EMRECAN KARA’NIN ANNESİ DENİZ KARA, ”AİLELER ENGELLİ ÇOCUKLARINI TOPLUMA KAZANDIRSINLAR, SAKLAMASINLAR” DEDİ.

  • Diğer
  • 07 Ağustos 2019
  • 182 KEZ OKUNDU
Reklam

Eyüpsultan Belediyesi Engelliler Sürekli Eğitim ve Rehberlik Merkezi (ESER)’nde eğitim gören otizmli 19 yaşındaki Emrecan Kara’nın annesi Deniz Kara,” Engelli çocuk sahibi ailelere de tavsiyem hiç bir zaman çocuklarını gizlemesinler saklamasınlar. Çocuklarını dışarı çıkarsınlar, sosyal hayatın içinde olsunlar. Aileler engelli çocuklarını topluma kazandırsınlar, saklamasınlar” dedi.

2015 yılından beri Eyüpsultan Piyer Loti’de eğitimler veren Eyüpsultan Belediyesi Engelliler Sürekli Eğitim ve Rehberlik Merkezi (ESER)’nde hayatını engelli çocuklarına adamış ailelerin başarılarına, yaşam mücadelelerine ve onların zorluklarla dolu hayat hikayelerine her daim tanık olabilirsiniz. ESER’lerde eğitim görenlerden biri de 19 yaşındaki Emrecan Kara ve hayatını ona adamış üç çocuk annesi Demet Kara. Emrecan, 12 ve 14 yaşlarında iki çocuğu bulunan Demet Kara’nın en büyük oğlu.

Oğluna 2.5 yaşında otizm teşhisi konduğunda her engelli annesi gibi başta bu durumu kabullenmekte zorlandığını, ”Niye ben, neden benim çocuğum” diye defalarca aynı soruları kendisine sorduğunu söyleyen anne Kara “Gerçeği söylemek gerekirse ilk teşhis konduğu zaman çok zordu, kabullenemedim ama aslında bu kesinlikle yanlıştı. Çok şükür o zor günleri atlattık. Artık Emrecan’ın bize Allah’ın bir lütfu olduğunu düşünüyorum” dedi.

“O ağladığında ben de çocuk gibi ağladım”

Emre’ye 2,5 yaşında otizm teşhisi konduğu o günden bu güne, hayatının hep mücadele içinde geçtiğini söyleyen anne Demet Kara, “Emre’de 2,5 yaşında anormal bir durum olduğunu farkettik ve doktora götürdük. Erkek çocukları geç konuşur diye bize altı ay süre verdiler ama bu süre bizi çok geriye attı. Önce kulak burun boğaza götürdük acaba duymuyor mu diye, fakat duymasında bir sorun yoktu. Sonra çocuk psikoloğuna götürdük, burada bir çok testlerden geçti. Bir çok hastaneye götürdük. Tam teşhis ise 3,5 yaşında kondu. Emrecan’la birlikte iki sene depresyona girdim. Takıntıları, ağlama krizleri vardı. O ağladığında ben de çocuk gibi ağladım. Çok zor günler yaşadık ama çok şükür o günleri atlattık. İnşallah ileride daha da iyi olacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.

“En büyük destekçim eşim oldu”

Bu zor günlerinde en büyük desteğin eşinden ve ailesinden geldiğini, arkadaşlarının da kendisine çok yardımcı olduğunu belirten Kara , “Eşim, Emrecan’ın durumunu benden çabuk kabullendi. Otizm teşhisi konduğunda bu bize Allah’ın bir lütfu dedi ve onun için her şey bitti. Çok sıkıldığım zamanlarda işte bile olsa yanıma gelip Emrecan’ı bir iki saat dolaştırıp tekrar işe gitti. Keza annem ve babam da çok destekçi oldu. Annem rahmetli oldu, ama babam hala Emrecan’ı alır gezdirip, dolaştırır. Bu işler mümkün değil desteksiz olmaz. Tek başınıza böyle bir durumun üstesinden gelemezsiniz, yapıyorum diyen bence yalan söyler. Çünkü çocuğun durumunu anlayana kadar belli bir süreçten geçiyorsunuz. Bu duruma siz alışmaya çalışıyorsunuz, etrafınızdan sürekli bir şeyler söylüyorlar. Çocuğa mı bakacaksınız, kendini mi alıştıracaksın, etrafa mı cevap vereceksiniz. O yüzden desteksiz imkansız” diye konuştu.

“Aileler engelli çocuklarını topluma kazandırsınlar, saklamasınlar”

Yaşadığı zorlu süreçte kendisini en çok yoran konulardan birisinin de çevresinden gelen olumsuz tepkiler olduğunu dile getiren Demet Kara, “Alaycı ifadeler bakışlar beni çok rahatsız etti. Otizm diyorsunuz anlamıyorlar. Başına gelmeyince bunu anlamak çok zor. Ben Emrecan’dan hiçbir zaman utanmadım. Hepimiz birer engelli adayıyız. Yarın öbür gün başımıza neler geleceğini kimse bilemez. İnsanlar özel çocuklarla dalga geçmesinler, onları anlamaya çalışsınlar ve ona göre davransınlar. Engelli çocuk sahibi ailelere de tavsiyem hiç bir zaman çocuklarını gizlemesinler saklamasınlar. Çocuklarını dışarı çıkarsınlar, sosyal hayatın içinde olsunlar. Ben Eyüpsultan Nişanca Mahallesi’nde oturuyorum. Benim çocuğumu herkes tanır. Çocuğu eve kapatmak çözüm değil. Çocuklarını dışarı çıkarsınlar gezdirsinler, asla utanmasınlar. Özel eğitime önem versinler. Topluma kazandırmak için ellerinden geleni yapsınlar” ifadelerini kullandı.

“Çocuğumu ESER’e gözü kapalı bırakıyorum”

ESER’le dört yıl önce tanıştığını, kendisinin ve Emrecan’ın kurumu çok sevdiğini ifade eden Deniz Kara, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Özel çocuğunuz olduğu zaman her yere güvenemiyorsunuz. ESER’e dört yıl önce gelip baktım. Müdüründen öğretmenine, aşçısından kapıdaki güvenlik elemanına kadar herkese gözleriniz kapalı güveniyorsunuz. Başkan Deniz Köken’den ricam çocukların buraya haftanın beş günü gelmesi. Şu an sadece üç gün gelebiliyorlar. Sakın bu isteğim yanlış anlaşılmasın. Benim çocuğum bana yük değil. Ama Emrecan burada arkadaşlarıyla, öğretmenleriyle vakit geçirmeyi çok seviyor. Çarşamba günleri ESER’e gideceğim diye sabahın altısında kalkıp hazırlanıyor. Yazlığa gittiğimizde bile evde durmak istemiyor. Kuruma o kadar çok alışmış ki sürekli gelmek istiyor. Çocuklar dört saat burada kalıyorlar; ama o dört saat anneye de çocuğa da o kadar iyi geliyor ki. Bu tip kurumların her yerde olması gerek. Allah Eyüpsultan Belediyesi’nden razı olsun.”

Reklam
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ