Onlar “el bebeklerin” ailesi
40 KUVÖZÜ İLE BÖLGENİN MERKEZİ DURUMUNDA OLAN ÜNİTE, YILDA YAKLAŞIK BİN BEBEK AĞIRLARKEN BUNLARIN YÜZDE 80’İNİ PREMATÜRE BEBEKLER OLUŞTURUYOR. 2-3 AY ERKEN DOĞAN BEBEKLER, ANNELERİNİN KARNINDA GEÇİRMESİ GEREKEN SÜREYİ DOKTORLARIN VE HEMŞİRELERİN KOLLARINDA GEÇİRİYOR.
Elazığ’da bulunan ve Doğu Anadolu bölgesine hizmet veren Fırat Üniversitesi (FÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Yeni Doğan Bakım Ünitesinde, sağlık personeli, prematüre bebeklere ailesi gibi bakıyor.
FÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesi, 7 doktor 36 hemşire ile Elazığ, Bingöl, Muş, Kars, Ardahan ve Erzurum olmak üzere Doğu Anadolu Bölgesine hizmet veriyor. 40 kuvözü ile bölgenin merkezi durumu haline gelin ünitede bakılan ve yüzde 80’ini prematüre bebekler oluşturduğu yaklaşık bin bebeğe bakılıyor. 2-3 ay erken doğan bebekler, annelerinin karnında geçirmesi gereken süreyi doktorların ve hemşirelerin kollarında geçiriyor. Anne şefkati ile bakılan ve beslenen bebekler, sağlıklı duruma gelmesinin ardından taburcu edilerek ailelerine teslim ediliyor.
Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesinde yılda yaklaşık bin bebeğe hizmet verdiklerini belirten Uzman Dr. Atika Çağlar, “Bunların yüzde 80’ini prematüre doğan bebekler oluşturmaktadır. Bunun dışında zamanında doğmuş bebeklerde var. Bunlardan solunum sıkıntısı, ameliyat ihtiyacı ve beslenme problemleri gibi çeşitli nedenlerle yatanlarda var. Başta Muş, Bingöl, Tunceli olmak üzere Kars, Ardahan ve Erzurum gibi tüm illerimizden sevk taleplerini karşılamaktayız. Hastalar uzaktaki illerden de hava ambulansları vasıtasıyla ünitemize geliyor” dedi.
“Anne şefkati ile yaklaşıyorlar”
Şu anda ünite 40’a yakın bebek bulunduğunu dile getiren Dr. Çağlar, “Bunlardan kilosu 700 gram olan da var. Zamanında doğmuş fakat başka hastalıklarla savaşan bebeklerimiz de var. Prematüre bebekler, annelerinin karnında geçirmesi geçiren zamanı burada geçirmek zorunda kalıyorlar. Çoğu 2-3 ay öncesinden erken doğmuş oluyorlar. Ailelerinden ilk fırsatta hemen anne sütünü sağlamalarını istiyoruz. Mümkün oldukça anne ile bebeğin buluşmasını istiyoruz. Emmese bile annesinin kalp atışlarını, vücudunun sıcaklığı hissetmesini istiyoruz. Bunlarda bebeğin buradaki sürecini hızlandırıyor” ifadelerini kullandı.
Öğle arası ve yemek saati gibi kavramlarının olmadığını aktaran Çağlar, “Yemek gelmişse bile yeri geldiğinde bebeklerimize ilgilendiğimiz için kendimizi ikinci plana atıyoruz. Hastalar her zaman bizim için ön planda. Onlara anne şefkati ile yaklaşmaya çalışıyoruz” diye konuştu.