Grafoloji…

Kısaca  yazı bilimi…

Yani el yazısından kişilik analizi yapılması ve duyguları belirlemesi…

Hatta bazı grafologlar, el yazısından sağlık problemlerini bile tespit edebilmekte.

Hadi canım sen de diyenleri duyabiliyorum şu an.

Okuyun o halde…

 3 bin yıl önce Çinliler, el yazısından kişilik analizi yapmaya başladı.

Zamanla teknikler gelişti, bilime dönüştü.

Üniversitelerde kürsüleri bile kuruldu.

El yazısı, beyin kas ve sinir kombinasyonu ile ortaya çıkıyor.

Bu da yazanın psikolojisi ve karakterini hatta sağlığını ele veriyor.

Zira el yazısı, şahsın kendisi yani parmak izi.

Peki nerelerde kullanılıyor bu bilim dalı?

Türkiye’de kısıtlı bir alanı olsa da Avrupa ve ABD’de geniş bir yelpazesi var bu bilimin.

Polis teşkilatlarından psikiyatriye, istihbarat teşkilatlarndan insan kaynaklarına kadar kullanılmakta.

El yazısı, okumayı bilenler için müthiş bir bilgi kaynağı.

Örneğin Avrupa’da iş başvuruları artık el yazısıyla yapılıyor…

Kişinin dürüstlüğü, yaratıcılığı, özgüveni, tembelliği, girişimciliği, güvenirliği, yalana yatkınlığı el yazısından belirlenebiliyor…

Holdingler, bankalar, özel şirketler işe eleman alırken bu yöntemi uyguluyor.

Ülkemiz dahil pek çok ülkede el yazısı hukuk alanında delil niteliği taşımakta.

Örneğin Hindistan’da nişanlılar el yazılarını grafologlara götürüyor.

Sadık mı, aldatır mı, güvenilir mi, yalancı mı? Sorularına cevap bulmak için.

Hatta bazı grafologlar el yazısının insan sağlığını ele verdiğini bile iddia ediyor.

Grafolog Zeynep Bornovalı bu sayede diyabetten kansere kadar bir çok hastaliğı tespit edebildiğini bile iddia ediyor.

Hem de çok az bir yanılma payı ile.

Türkiye’de çok iddialı bir Grafolog daha var.

Eski Emniyet Müdürü ve Kriminal Daire Başkanlarından İrfan Bayar gibi…

Üstelik, hemşehrim.

Kriminal alanda Türkiye’nin yetiştirdiği nadir uzmanlardan.

5 yıl önce emekli oldu.

Ve kendisini Grafoloji’ye adadı.

.

 Aldığı sertifika ve yaptığı araştırmalar O’nu bu alanda ülkenin en yetkin isimlerinden birine dönüştürdü.

Bir çok üniversitede seminer vermekte.

İrfan Bayar’dan, dik, sağa veya sola eğimli yazıların hangi anlama geldiğini sordum.

Dakikalarca anlatabileceğini söyledi.

 Ancak çok kısa olmasını rica ettim.

“Dik yazı yazanlar, özgür ruhlu ve kural tanımaz kişileri,

Sağa eğim, güçlü iletişimi yeteneği, kontrolcü ve lider ruhlu  kişileri anlatır.

Eğim arttıkça duygusallık da artar” dedi.

Sola eğim ise detaycılığın işaretiymiş.

Büyük yazanlar ise   dışa dönük ve sosyal yönden güçlü.

Tabi ki sadece bunlara göre değerlendirilmiyor yazılar.

Yazıya uygulanan baskı, uzatılan kuyruklar, noktalama işaretleri kişiliği ele veren ipuçları.

İrfan Bayar, “grafoloji falcılık ya da medyumluk değil, bir bilim dalı” diyor.

Ancak şu ana kadar hak ettiği değeri bulamaması en büyük üzüntüsü.

Bu yüzden verdiği her konferansta Grafoloji ön planda.

En büyük hayali ise bir üniversitede grafoloji kürsüsü açmak.

Umarım irfan Bayar’ın çabaları karşılık bulur ve grafoloji, bilim yuvalarında yerini alır.

Okulundan yetişen grafologlar da diğer bilimdallarıyla birlikte ülkeye daha büyük katkı sağlar.

Üniversitelerimize duyurulur…

Yüksel DEĞERCAN