Bu sezon EuroLeague kimsenin beklemediği gibi geçiyor desek yanlış bir ifade olmaz. Yıllardır süregelen başarısızlık halkasını bu sene kıran Milano ekibi, şu an kimsenin beklemediği bir konumda. Tıpkı Asvel gibi Armani Milano da bu haftaya kadar evinde yenilgisiz devam ediyordu. Ancak Efes, bu hafta 3 günde 2 zor deplasman maçına çıkmasına rağmen ikisini de kazanarak tüm senaryoları alt üst etti.

Maça oyun kurucu pozisyonunda Rodrigue Beaubous ile ve  pota altında iki as oyuncusu Dunston ve Moerman’ın yokluğunda Tibor Pleiss ile oldukça etkili başladı mücadeleye. Son haftaların etkili ismi Beaubous hareketli oyunu ve içeri yaptığı penetreler ile hem dış oyunculara şut imkanı sundu hem de rakip savunmayı oldukça yıkmayı başardı. Oyun olarak çok üstün olmadığımız ancak oyun kontrolünün bizde olduğu ilk çeyreği 1 sayı geride kapattı.

İkinci çeyrekte guardlarımızın devreye girmesi ile oyunda hakimiyeti yakalasak da karşı takımın 4 numarası Nedovic’in soktuğu inanılmaz şutlar, ve Sergio Rodriguez’ in etkili oyunu ile ev sahibi ekip, tekrar dengeyi kurmayı başardı. Pota altında Dunston’ın yokluğunda hızlı bacaklarını iyi kullanan Pleiss’ın önderliğinde, ilk yarının sonlarında tekrar kontrolü ele alan Efes, ilk yarıyı 2 sayı önde kapattı.

İkinci yarıda iki takım da bizlere neredeyse final-four atmosferi ve oyunu izlettiler. Her iki takım da oyuna o kadar konsantreydi ki normalde yüksel tempolu oynayan ve hücum saatini daha erken kullanmayı tercih eden bu iki takım, bu periyotta set oyunları ve savunma ile ön plana çıktılar. Bizde Larkin’in onlarda ise Tarchewski’nin ön planda olduğu bu çeyrekte takımlar yenişemedi ve fark ilk yarıda olduğu gibi 2 sayıda kaldı.

Final periyoduna her iki takım da yıldızlarını dinlendirerek girdi. Efes pota altı hücumları ile rakibi yoklarken ev sahibi takım daha çok sürpriz üçlükler ile skora etki etti. Son 5 dakikasına başabaş girilen son çeyrekte Ergin Ataman ilginç ve sürpriz bir kararla maç boyu en etkili isim olan Pleiss’ı kenara çekerek sahaya 2 tane 4 numara pozisyonundaki oyuncu sürdü. Aldığı bu riskle takımın üçlük tehdidini artırmayı amaçlayan Ataman, zor gibi görünen bu riskin üstesinden gelmeyi başardı ve Efes maçın son 1 dakikasına 6 sayı önde girerek maçı da 5 sayı farkla kazanmasını bildi.

Birbirinden güzel iki oyun sergileyen bu takımları tebrik etmek gerekir. Gerek Messina gerekse Messina benim idolüm diyen Ataman, bu maçta adeta satranç oynadılar ve izlemesi çok keyifli çok çekişmeli bir karşılaşma çıktı ortaya.

Takımda galibiyete katkı sağlamayan neredeyse hiçbir oyuncu yoktu. Bench katkısının da yeteri düzeyde olduğu maçta sivrilen iki isim vardı : Pleiss ve Larkin. Dunston’ın yokluğunda pota altını domine etmeyi başaran ve Beaubous ile katıldığı pick and roll’ler ile rakibi oldukça sarsan Pleiss aldığı 12 rebaundla da bu haftanın en değerli oyuncusu adaylarından olacaktır.

Larkin ise her ne kadar 3 çeyrek boyunca sessiz kalsa da son periyotta bu takımın lideri olduğunu herkese bir kere daha gösterdi. Özellikle son 3 dakikada aldırdığı fauller ile takımın farkı açmasında ve kazanmasında önemli pay sahibi idi.

Modern Euroleague tarihinde Efes’in maç fazlası ile de olsa liderliğe çıktığı tabloda şurası açık ki sakatlıklar vs olmazsa bu takım daha çok can yakacak. Aldığı galibiyetlerin yarısını da deplasmanda aldığını düşünecek olursak, Efes playoff’lara ve final four’a göz kırpıyor diyebiliriz…

Dr. Akın TAŞ