Geçen haftaki şok Kızılyıldız yenilgisinin ardından nasıl reaksiyon vereceği merakla beklenen Fenerbahçe, nihayet sezonun ilk galibiyetini elde etti. Her ne kadar kendi evinde oynasa da rakiplerine göre ters bir basketbol düzeni olan Baskonia maçları her zaman zordur. Özellikle Shengelia- Vesely eşleşmesi izleyenlere pota altı mücadelesi olarak oldukça zevkli bir maç sundu. Öyle ki inanılmaz De Colo performansını bir kenara bırakacak olursak, maçın merkezi pota altında idi. Shengelia 18 sayı ile mücadele ederek, Vesely ise 9 sayı, 7 rebaundun yanına 5 asist ekleyerek herkesi şaşırtan bir performans sergiledi ki; bu sayede  takımın Obradovic’in Avrupa’da en iyi uygulayıcısı olduğu pick and roll’a dayalı hücum şansını artırmış oldu. Fenerbahçe pota altındaki bu performansı ile sezonun geleceğe yönelik ilk rahat nefesini almış oldu. Ancak olası bir sakatlık durumunda Ahmet Düverioğlu ve hala sakat olan Lauvragne ikilisi ile pota altı ne kadar götürülebilir? işte burası büyük bir soru işareti.

Pota altındaki muhteşem mücadelenin haricinde Fenerbahçe Beko tarihinde inanılmaz performanslardan birini sergilen Perşembe günü. Nando De Colo 22’si ilk yarıda olmak üzere 39 sayı ve 44 verimlilik puanı ile EuroLeague tarihinin en iyi performansını kaydetti. Bu konuda bir parantez açmak gerekirse; Shane Larkin Barcelona karşısında sergilediği 43 verimlilik puanıyla geçen sene bu kategoride tarihin en iyileri arasına girmişti. De Colo bunu da aşarak henüz sezon başında sezona ne kadar hazır olduğunu fazlasıyla göstermiş oldu. Ayrıca maç sonunda 87 sayı gibi bir skor atılmışken takımda çift hanelere çıkan başka kimsenin olmaması da yine Obradovic’li Fenerbahçe tarihinde ilk oldu. Maç gecesi neredeyse şaşırtıcı olmayan hiçbir şey yoktu. Sezon başında da belirttiğim gibi, De Colo gibi bir yıldızın Obradovic gibi yetenekli bir elde nasıl sivrildiğini, Sloukas gibi Avrupa’nın en iyi asistçi guard’larından birini  nasıl yedek guard haline getirdiğini hep birlikte şaşırarak izliyoruz. De Colo’nun bu inanılması güç performanslar serisi her ne kadar iştahımızı kabartsa da; Fenerbahçe gibi alternatif skorlar üretmeye alışkın, bench’ten skor katkısı almayı bir oyun disiplini haline getirmiş bir takımın, tek oyuncunun eline bakarak oynamaya devam edemeyeceğini söylemekte fayda var. Sezon içinde bu oyuncunun sakatlığı, form düşüklüğü vs gibi insani durumlar da Obradovic ve takımın nasıl reaksiyon vereceği playoff’lar ve final four’da takımın kaderini belirleyecektir.

Tüm bunların dışında bir diğer yeni transfer Derrick Williams, Kızılyıldız maçında olduğu gibi vasatı aşamadı ve 4 sayı 4 rebaundda kaldı. Forma yarışında Datome ile nasıl bir mücadele vereceği merakla beklenen bu ikiliden şu aşamada istikrar abidesi olan Datome’un daha ön planda olduğunu söyleyebiliriz. Daha az süre almasına rağmen 8 sayı 5 rebaund kaydeden Datome, tam bir görev adamı olduğunu bu maçta tekrar gösterdi.

Rakip takımdaki tanıdık bir isme dikkat çekecek olursak; Pierre Henry delici ve skor yükünü taşıyan atlet, bir guard olarak EuroLeague’de gelecek vadediyor. Geçtiğimiz yıllarda Tofaş forması giyen Henry Baskonia gibi A kalite bir takımda henüz ilk sezonunda ve sezonun başında birçok önemli ismi keserek takımın as oyun kurucusu olarak dikkatleri şimdiden üzerine çekmiş durumda.

Maç başından sonuna kadar küçük farklarla dahi olsa maçı domine eden Fenerbahçe Beko, bu galibiyet ile hem şeytanın bacağını kırmış hem de takımın Cumhurbaşkanlığı Kupası’ndan bu yana süregelen mağlubiyet serisine son vermiş oldu. Tabiki bunu da  eksikler üzerine çalışma, daha organize hücum etme, pota altındaki zafiyetlerin giderilmesi gibi etmenlere bağlamak gerekir ki; bu durum Obradovic’in takımın reçetesini iyi yazdığının göstergesidir.

Dr. Akın TAŞ