Mezopotamya topraklarının ilk yerli tohumu olan Sorgül’de ikinci hasat yapıldı
MARDİN’DE, TOPRAKTAN TABAĞA YAŞAYAN TOPRAK, YEREL TOHUM PROJESİ KAPSAMINDA AVRUPA BİRLİĞİ DESTEĞİ İLE MÜLTECİ VE MARDİNLİ KADINLAR TARAFINDAN YENİDEN ÜRETİMİNE BAŞLANAN MEZOPOTAMYA’NIN İLK YERLİ TOHUMU SORGÜL’DE İKİNCİ HASAT ŞENLİĞİ YAPILDI.
Mardin’de, Topraktan Tabağa Yaşayan Toprak, Yerel Tohum Projesi kapsamında Avrupa Birliği desteği ile mülteci ve Mardinli kadınlar tarafından yeniden üretimine başlanan Mezopotamya’nın ilk yerli tohumu Sorgül’de ikinci hasat şenliği yapıldı.
Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği tarafından finanse edilen, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü tarafından uygulanan ve Şükran Ekonomik Tarımsal Kalkınmayı ve Sosyal Gelişimi Destekleme Derneği tarafından AK Parti Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı’nın himayelerinde yürütülen projede ikinci Sorgül hasat şenliği gerçekleştirildi. Mezopotamya ovasında 70 kadın çiftçi 20 kadın ziraat mühendisi ile geçen yıl 20 ton bu yıl 440 ton yerli tohum olarak kullanılacak Sorgül buğdayının hasadı yapıldı.
Mardin’in Kızltepe ilçesinde Kasım Tuğmaner’in arazisinde gerçekleşen etkinliğe AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, eşi Marilena Berger ve AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, Mardin Artuklu Kaymakamı Şakir Öner Öztürk, Artuklu Belediye Başkanı Abdulkadir Tutaşı, AK Parti Mardin İl Başkanlığı yöneticileri, tarım arazilerini Sorgül buğdayı için kullanan çiftçiler, mülteci ve Mardinli çiftçi kadınlar katıldı.
Renkli görüntülerin oluştuğu ikinci Sorgül hasadı şenliğinde AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger eşi Marilena Berger , AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı Şalvar ve çizmelerini giyerek Mardinli ve mülteci kadınlarla birlikte tarlada biçer döverler ile hasat yaptı. Berger’in yöresel halk oyunları gösterisine katılarak yöresel kıyafetleri ile halay çekmesi büyük alkış aldı.
AB’den 40 bin proje desteği
Christian Berger, hasat şenliğinde yaptığı konuşmada Mardin’de bulunmaktan ve böyle bir projeye destek vermekten büyük memnuniyet duyduklarını kaydederek, projenin AB ve Türkiye işbirliğinin çok farklı yönlerini ortaya koyduğunu söyledi. Berger, “Burada bu tohumların yeniden keşfedilmesi için çalışmalar yürütülüyor, yeniden bu tohumların ekimi yapılarak ardından bu gıdaların Avrupa’ya ulaştırılabilmesi için çalışmalar yapılıyor. Tarım alanının Türkiye ve AB arasındaki en güçlü işbirliği çalışmalarından. Uzun yıllardır IPARD’ı destekliyoruz. Bu kapsamda kırsal kalkınmayı destekleyen çalışmalar yürütüyoruz. Türkiye’de tarımı destekliyoruz. 40 bin kadar projeye destek verdik ve bu kapsamda 76 bin kadar istihdam sağladık. Bu çalışmalara destek vermemizin başka bir sebebi de Tarımın AB’de son derece önemli bir alan ve sektör olması. Bütçenin önemli bir kısmının da bu alanın desteklenmesi için ayrılmış olması” dedi.
AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı ise, 70 kadınla başladıkları projede şimdi 310 kadının istihdam edildiğini söyledi. Çankırı, “İlk sene 20 ton aldık. Daha sonra bu katlanarak devam ediyor. İnşallah gelecek nesillere de bunu böyle teslim edeceğiz. Bu projenin amacı öncelikle bizim kaybolmaya yüz tutmuş bir buğday çeşidimiz olan Sorgül’ü tekrardan Mezopotamya topraklarıyla buluşturmak. İkinci en önemli amacı ise kadınlarımızı bu projede istihdam edip onları daha akılı tarım teknikleriyle tarım yapmaya yönlendirmek. Avrupa Birliği ile olan ayağında ise ülkemizde yaşayan Suriyeli mülteci kardeşlerimiz de bizim topraklarımızda enterge etmek” diye konuştu.
“12 bin yıl öncesine ışık tutacağız”
Mardin’de projenin uygulamaya geçmesinde büyük emek sarf eden proje koordinatörü şef Ebru Baybara Demir, dünyada yaşlanan küresel ısınmaya 12 bin yıl önce yerli ve milli tohum olan Sorgül ile ışık tutacaklarını söyledi. Demir, şöyle dedi:
“Mezopotamya topraklarındaki buğdayı çoğaltmak için neler yapabiliriz düşüncesiyle tarımsal araştırma enstitüsünden buğday çeşitlerinden 11 tanesine ulaştık. Bunların numunesiyle birlikte 4 kadın mühendisimizle bölgede tohumların saha araştırmasına başladık. Bu saha araştırmalarından sonra 2 ton buğday bulduk ve 70 kadın çiftçimizle birlikte bu projemizde 102 dönüm arazide bu tohumu ekerek çoğaltmak için bir çalışma başlattık. Çiftçi maalesef verim düşük olduğu için bunu kabul etmiyor ve Sorgül’ü kullanmak istemiyor. Fakat önümüzde yaklaşan sadece Türkiye’nin değil dünyanın sorunu olan iklim değişikliğine bağlı kuraklıkla karşı karşıyayız. Bu tohumlar susuz yetişiyorlar. Ve susuzluğa karşı da su kaynaklarımızı çok iyi kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu sebeple tarımda susuz tarıma geçmenin gerekli olduğunu dünya göstermek istiyoruz. Biz bu tohumlar su vermedik. Su vermeden yetiştirdik. Bu projede en önemlisi Suriyeli kadın çiftçilerin geleneksel tarım bilgisi aslında bu tohumların yetiştirmemiz de çok ön ayak oldu. Çünkü Türkiye olarak tarımda daha öndeyiz. Onlar hala geleneksel tarım bilgileriyle tarım yapmaya çalışıyorlar. Onların geleneksel bilgileri, bizim mühendislerimiz profesyonel bilgileri yan yana getirip aslında çok başka tarım yöntemlerini ortaya koyduk. İlk hasattan 20 ton aldık. Biz bunları satmadık, amacımız bunu daha da çoğaltmak. Daha sonra 6 çiftçimizle birlikte 650 dönüm araziye ektik. Kadın çiftçi sayımız 310, kadın mühendis sayımız da 24 oldu. Projeyle daha çok kadın çiftçinin hayatına dokunacağımızı düşünüyoruz.”