Mersin’deki oda ve borsalardan ’Barış Pınarı Harekatı’na destek
MERSİN’DEKİ 19 ODA VE BORSA TEMSİLCİLERİ, MERSİN TİCARET VE SANAYİ ODASI ÖNCÜLÜĞÜNDE DÜZENLEDİKLERİ BASIN TOPLANTISIYLA, ‘BARIŞ PINARI HAREKATI’NA DESTEK AÇIKLAMASINDA BULUNDU.
Mersin’deki 19 oda ve borsa temsilcileri, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası öncülüğünde düzenledikleri basın toplantısıyla, ’Barış Pınarı Harekatı’na destek açıklamasında bulundu.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından ’Barış Pınarı Harekatı’na destek vermek adına oda ve borsalar öncülüğünde, il ve ilçelerde yer alan kurum ve kuruluş temsilcilerinin işbirliğinde Türkiye genelinde eş zamanlı basın açıklaması yapılırken, Mersin’de de 19 oda ve borsa temsilcileri, MTSO öncülüğünde harekata destek açıklamasında bulundu.
MTSO Başkan Yardımcısı Ali Fuat Budur tarafından okunan bildiride, Türkiye’nin, 9 Ekim tarihinde Suriye sınırı üzerinde ’Barış Pınarı’ adı verilen sınır ötesi harekat başlattığı hatırlatıldı.
“Devletimizin aldığı bu kararın arkasındayız ve destekliyoruz”
Harekatın amacının, hem ülke sınırlarının güvenliğini sağlamak hem de bölge ülkeleri için tehdit oluşturan terör koridorunu ortadan kaldırması olduğu vurgulanan açıklamada, “Bölgenin PKK/PYD/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerinden temizlenerek, Suriye halkının teröristlerin baskı ve zulmünden kurtarılması, bölgede huzur, güven ve barış ortamını yeniden tesis edilmesi hedeflenmektedir. Bizler devletimizin aldığı bu kararın arkasındayız ve destekliyoruz. Zira Türkiye, uluslararası kurallardan doğan hakkını kullanmıştır. Barış Pınarı Harekatı, evrensel hukuk ve Birleşmiş Milletler Güvelik Konseyi terörle mücadele kararları ile BM Sözleşmesi’nde yer alan meşru müdafaa hakkı çerçevesinde başlatılmıştır. Suriye’nin toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve siyasi birliğine saygı gösterilmektedir. Dolayısıyla bu harekat, meşrudur ve uluslararası hukuka uygundur” denildi.
Türkiye’nin, özellikle Fırat’ın doğusunda sınırın ötesinde konuşlu terör örgütü unsurlarınca, son iki yılda yüzün üzerinde taciz ve hasmane eyleme maruz kalındığı kaydedilen açıklamada, “Bu terör örgütleri, Suriye içinde ve Suriyelilere yönelik de saldırılar düzenlemektedir. Suriye’deki yerel halkın da terör örgütlerinin giderek artan insan hakkı ihlalleri, göçe zorlanma, taciz ve zulmüne karşı şikayetleri ve tepkileri sürekli artmaktadır. Herkes artık şunu çok iyi görmelidir ki, masum insanları katleden ve ülkemizin güvenliğine de açık tehdit oluşturan terör gruplarına sessiz kalmamız beklenemez. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtı ile başlayıp devam eden tüm bu operasyonlarıyla Türkiye, terör örgütlerine ve destekçilerine gereken cevabı en güçlü şekilde vermektedir. Aynı zamanda da sivillerin ve masumların korunmasına azami dikkat gösterilmektedir. Zaten bunu hem Fırat Kalkanı hem de Zeytin Dalı harekâtlarında da gösterdik. Önceden terörün hakim olduğu bölgede hayat normale döndü, barış ve huzur geldi. Yurtlarını terk etmek zorunda kalmış Suriyelilerin geri dönüşüne de zemin hazırlamış olduk” ifadelerine yer verildi.
“Türkiye ekonomisine yöneltilen tehditlere, Türk milleti ve iş dünyası en güzel cevabı verecektir”
Türkiye’nin yıkmaktan, yakmaktan yana hiç olmadığı ve olmayacağı vurgulanan açıklamada, şöyle denildi:
“Bizim tarafımız huzurdur, barıştır, kardeşliktir. Türkiye’nin terörle mücadeleye dönük çabaları, etnik ve dini temizlik de dahil olmak üzere, insanlığa karşı işlenen suç niteliğindeki PKK/PYD/YPG ve DEAŞ eylemleri nedeniyle yerlerinden edilmiş Suriyelilerin geri dönüşlerinin önünü açacak, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliğinin korunmasına da katkıda bulunacaktır. Bu nedenle Türkiye’nin başlattığı her harekat, Suriyeli göçmenler, mazlum ve mağdur durumdaki yerel halk tarafından desteklenmektedir. Tüm bu gerçekler ışığında, uluslararası camiayı, teröre karşı ortak duruş sergileme ve evrensel insan haklarını bu bölgede hakim kılma yönünde niyetlerini açık bir şekilde göstererek, ülkemize destek vermeye davet ediyoruz. Son olarak, şunu da herkesin bilmesini istiyoruz. Türkiye ve Türkiye ekonomisine yöneltilen tehditlere Türk milleti, iş dünyası ve sivil toplumu, bir ve beraber olarak en güzel cevabı verecektir. Bu tehditler karşısında bu vatanın her bir ferdi, Türkiye’nin geleceği için daha çok çalışacak, daha çok üretecektir. Üst kuruluşlarımız, yurt dışındaki muadilleri olan kurumlar ve üyesi oldukları uluslararası kuruluşlar nezdinde çalışmaya ve ülkemizin bu haklı duruşunu aktarmaya başladılar. Gün sessiz kalma değil, milli birlik ruhuyla, bir ve beraber olarak ses verme günüdür.”
Açıklamanın sonunda, özellikle sosyal medyadaki bilgi kirliliği ve provokasyonlara karşı vatandaşların dikkatli olması da istenildi.