Mersin, Kasım 2020’de yapılacak 14. Uluslararası Turunçgil Kongresi’ne hazırlanıyor
MERSİN, 2020’DE YAPILACAK 14. ULUSLARARASI TURUNÇGİL KONGRESİ’NE HAZIRLANIYOR. 2020 KASIM AYINDA GERÇEKLEŞECEK KONGREYE İLİŞKİN ÇALIŞMALAR VE HAZIRLANAN WEB SİTESİNİN TANITIMI, DÜZENLENEN ÖZEL BİR ETKİNLİKLE YAPILDI.
Mersin, 2020’de yapılacak 14. Uluslararası Turunçgil Kongresi’ne hazırlanıyor. 2020 Kasım ayında gerçekleşecek kongreye ilişkin çalışmalar ve hazırlanan web sitesinin tanıtımı, düzenlenen özel bir etkinlikle yapıldı.
14. Uluslararası Turunçgil Kongresi (ICC 2020), 8-13 Kasım 2020 tarihleri arasında Mersin’de gerçekleştirilecek. 1968 yılından bu yana her 4 yılda bir gerçekleştirilen Uluslararası Turunçgil Kongresi’nin 14’üncüsünün Mersin’de düzenlemesi için 2012’de atılan ilk adımın ardından, kongrenin Mersin’e verilmesiyle yapılan çalışmalar aralıksız sürüyor. Bu çerçevede, Mersin 14. Uluslararası Turunçgil Kongresi Web Sitesi Tanıtımı özel bir etkinlikle gerçekleştirildi. Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nde yapılan toplantıya, Mersin Valisi Ali İhsan Su, Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Fuat Fikret Aktaş, Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı Musa Demir, 14. Uluslararası Turunçgil Kongresi Başkanı Kemal Kaçmaz, akademisyenler, oda ve STK’ların temsilcileri katıldı.
“Türkiye turunçgil üretiminde küresel bir oyuncu haline gelmiştir”
Toplantının açılış konuşmasını yapan Kongre Başkanı Kaçmaz, Türkiye’nin turunçgil üretiminde küresel bir oyuncu haline geldiğini vurguladı. Dünyada ve Türkiye’de turunçgil üretimini rakamlarla açıklayan Kaçmaz, bugün limon üretiminde Meksika’nın 2,5 milyon ton, Hindistan’ın 2,4 milyon ton ve Çin’in 2,3 milyon tonla ilk üç sırayı aldığını, Türkiye’nin ise 1,6 milyon tonla 6’ncı sırada yer aldığını ve dünya üretiminin yüzde 5,8’ini karşıladığını söyledi. Türkiye’nin, dünya limon ihracatında ise Meksika ve İspanya’nın ardından 449 bin tonla ilk 3’te yer aldığını belirten Kaçmaz, “Portakal üretiminde ise Brezilya, Çin ve Hindistan ilk üç sırada yer alırken, Türkiye 1 milyon 950 bin tonla 9’uncu sırada bulunuyor ve dünya üretiminin yüzde 2,6’sını karşılıyor. Dünya portakal ihracatında ise Türkiye 400 bin tonla 4’üncü sırada yer alıyor. Mandarin üretiminde Çin ve İspanya’nın ardından Türkiye 1 milyon 950 bin ton ile 3’üncü sırada bulunuyor ve dünya üretiminin yüzde 4,6’sını karşılıyor. Dünya mandarin ihracatında ise İspanya birinci sırada yer alırken, ülkemiz 673 bin ton ile ikinci sırada, Çin de 3’üncü sırada bulunuyor. Greyfurt üretiminde ise Türkiye 260 bin tonla 7’nci sırada ve dünya üretiminin yüzde 3’ünü karşılamaktadır. İhracatta da Türkiye 2’nci sırada yer almaktadır” dedi.
“Kongre, ülkemizin, ilimizin ve sektörümüzün tanıtımına çok büyük katkı sağlayacak”
Dünya turunçgil üretim ve ihracatında Türkiye’nin ilk sıralarda yer aldığına dikkat çeken Kaçmaz, Türkiye’nin 2018 sonu itibariyle gerçekleşen 4,5 milyon tonluk yaş meyve sebze ihracatı içinde turunçgil sektörünün payının yüzde 45 olduğunu anımsattı. Turunçgilin artık başlı başına bir sektör haline geldiğini ifade eden Kaçmaz, “Oluşturduğu istihdam ve net döviz girdisiyle cari açığın düşmesine katkısı olan böylesi bir sektörün Çukurova’ya katkısı ortadadır. Dünyada ve ülkemizde önemli bir sektörün mensubu olan bizler, 8-13 Kasım 2020 tarihleri arasında düzenlenecek olan 14. Uluslararası Turunçgil Kongresi’ne ev sahipliği yapacak olmanın heyecanı içindeyiz. Ülkemizin, ilimizin ve sektörümüzün tanıtımının yanı sıra Türkiye turunçgil sektörünün gelişimine büyük katkılarda bulunacağına inandığımız bu kongrenin yerel ve bölgesel düzeyde beklentimizden çok daha fazla çıktıları olacaktır” diye konuştu.
“Katma değeri ve ihracat değerini artırmaya yönelik çalışmalar yapmamız gerekiyor”
Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı Musa Demir de bu tür kongrelerin ülkenin ve sektörün tanıtımı açısından büyük önem taşıdığına işaret etti. Yaş meyve sebze sektörü ve narenciye sektörünün Türkiye ekonomisinde çok büyük öneme sahip olduğunu dile getiren Demir, “İstihdamıyla 10 milyon insanı ilgilendiren, 2,5 milyar dolara yakın ihracat gerçekleştirdiğimiz, Türkiye’ye döviz girdisi sağlayan bir sektör. Türkiye’nin ihracatının gelişimine baktığımızda, 2018 yılı itibariyle 170 milyar dolarla önemli bir ihracat noktasına gelmiş bulunuyoruz. Ancak geldiğimiz noktada gerçekleştirmemiz gereken husus; ihracatımızın katma değerinin artırılması. Gerek narenciye sektörü gerek yaş meyve sektörü gerekse diğer ihracat sektörlerimiz için de geçerli olan şimdiye kadar dikey çalışmalarda ihracat artımında belli bir noktaya geldik ama ihracatımızın birim fiyatı 1,1-1,2 dolarlar seviyesinde. Bu, gelişmiş ülke ortalamalarının çok altında. Bizim bu sektördeki katma değeri ve ihracat değerini artırmaya yönelik çalışmalar yapmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Mersin’de araştırma geliştirme faaliyetleri ve ihracat pazarlarına yoğunlaşmaya katkı sunacak bir tarım teknoparkı kurulduğunu kaydeden Demir, “Bizim ihracat pazarlarımızdaki mevcut fiyatlar belki de bizim hak ettiğimiz fiyatların altında yer alıyor. Bu nedenle bakanlık olarak biz özellikle Rusya krizinden sonra sektörün karşılaştığı darboğazın tekrarlanmaması için Uzakdoğu pazarlarına yönelik çalışmaları Tarım Bakanlığımızla birlikte yoğunlaştırdık. Japonya’ya greyfurt ve limon ihraç ediyoruz; portakal ve mandalina konusunda çalışmalar devam ediyor. Bu pazarlarda ihracatın karlılığı çok daha yüksek ve bizim şu anda ihracat yaptığımız pazarlara göre de buralar daha istikrarlı, daha uzun vadeli kazanç sağlayabileceğimiz pazarlar. Dolayısıyla ihracatçılarımızın dikkatlerini bu pazarlara çekmek istiyoruz. Aynı şekilde Çin, Güney Kore, Endonezya ve Malezya’da çalışmalarımız devam ediyor. Bizim ihracatçımızın da üreticimizin de bu ürünü daha yüksek katma değerle ve daha fiyatlarla ihraç edebilmesi için organize bir şekilde çalışmalar yapmaları gerekiyor. Biz de bakanlık olarak bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız” şeklinde konuştu.
“Bakanlık olarak elimizden gelini yapmaya hazırız”
Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Fuat Fikret Aktaş ise “Turunçgil sektöründe birçok sorun olabilir, ancak özellikle bakanlık olarak sizlere ve buradaki üreticilere, valilik ve teşkilat aracılığıyla yapmamız gereken; en iyisini, en kalitelisini, en güzelini yetiştirmemiz lazım. Dünyada rekabet edilebilir, özellikle bu dijital çağda ürünleri ilaçsız, kalıntısız üretip dünya piyasalarına sunmamız gerekiyor. Biz bu ürünleri kalıntısız bir şekilde en kaliteli ürettiğimiz sürece dünyadaki tüm pazarların gelip buradan ürün talep edeceklerini düşünüyorum” dedi.
Bakanlık olarak 2020 kongresine ilişkin ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını vurgulayan Aktaş, “Mümkün olduğu kadar Cumhurbaşkanımızın koordinasyonunda bu işi yüklenmek ve özellikle açılışta tarım bakanlığı, ticaret bakanları seviyesinde davetleri istişare edeceğiz. Ne kadar çok insanı getirirsek hem tarım hem turizm açısından etkili olacağını düşünüyorum” diye konuştu.
“Kongrenin ülkemize, bölgemize ciddi katkıları olacak”
Mersin Valisi Ali İhsan Su da son dönemde Mersin özelinde ve Türkiye genelinde turunçgilde hem üretimde hem kalitede hem de ihracatta bir artışın söz konusu olduğunu söyledi. Bunun çok önemli olduğunun altını çizen Su, şunları söyledi:
“Biz buna dönük olarak ayrıca çalışmalar da yapıyoruz. İlimizde ve Türkiye’de ilk kez tarımsal araştırma yapacaklara yönelik önemli bir ar-ge merkezi olan Tarım Teknoparkını kurduk; çalışmaları devam ediyor. Bu önemli ve bir yıla kadar tam olarak hizmete sunacağız. Ayrıca yine tarım sektörüne yönelik olarak Tarsus’ta bir Tarsus Gıda OSB ve Tarsus Gıda İşleme OSB kurduk. Bunlar da tarım sektöründe ilimize, ülkemize önemli açılımlar kazandıracak. Bunların çalışmaları hızla sürüyor. Bittiğinde bu OSB’lerde önemli yatırımlar gerçekleştirilecektir.”
Narenciyenin dünyada ve Türkiye’de önemli bir tüketim maddesi olduğuna dikkat çeken Su, “Biz bunun üretimini ne kadar artırabilirsek, çeşit ve kaliteyi artırabilirsek ve 12 aya yayma imkanı yakalarsak çok daha iyi noktalara geleceğiz” ifadelerini kullandı.
Uluslararası Turunçgil Kongresi çerçevesinde bir dizi çalışma yaptıklarını belirten Su, kongrenin tarıma, ihracata ve üretime yönelik katkılarının yanında Mersin’in ve Türkiye’nin tanıtımına da çok ciddi katkıları olacağına işaret ederek, “Yaklaşık 2 bin 500 civarında akademisyen, uzman, iş insanları bu kongreye gelecek. Bu konukları gezdireceğiz, kentimizde yapılanları, üretimleri anlatacağız. Bizim ihracatımız, üretimimiz, yenilikler ve çiftçinin bilinçlenmesi konusunda katkı sağlayacağı gibi ilimizin ve ülkemizin tanıtımına da katkı sağlayacak. 2020 yılında gerçekleşecek kongrenin ülkemize, bölgemize ciddi katkıları olacak” ifadelerini kullandı.
Toplantıda daha sonra Kemal Kaçmaz tarafından kongrenin hazırlık sürecine ilişkin bilgiler verilirken, akademisyenler de hazırlanan web sitesinin tanıtımını yaptılar.