Meme kanserine karşı hassas, güvenli ve konforlu tarama
MEDİCANA INTERNATİONAL ANKARA HASTANESİ MEME SAĞLIĞI ÜNİTESİ RADYOLOJİ UZMANI DR. AYTEN KAYA KESMEZ, MEME KANSERİNDE ERKEN TANININ ÖNEMİNİN ALTINI ÇİZEREK, “ÜLKEMİZDE MEME KANSERİ SIKLIĞININ DAHA GENÇ YAŞLARDA GÖRÜLÜYOR OLMASI TARAMA PROGRAMLARI VE ERKEN TANININ ÖNEMİNİ ARTTIRMAKTADIR” DEDİ.
Medicana International Ankara Hastanesi Meme Sağlığı Ünitesi Radyoloji Uzmanı Dr. Ayten Kaya Kesmez, meme kanserinde erken tanının öneminin altını çizerek, “Ülkemizde meme kanseri sıklığının daha genç yaşlarda görülüyor olması tarama programları ve erken tanının önemini arttırmaktadır” dedi.
Dr. Ayten Kaya Kesmez, meme kanserinin gelişmiş Batı ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de kadınlarda görülen en sık kanser tipi olduğunu belirterek, “Türkiye’de meme kanseri ortalama yaşı 51,6’dır. Kanser sıklığı gelişmiş ülkelerde 60’lı yaşlarda daha fazla iken, ülkemizde 45 ile 49 yaş grubunda yüzde 16,7’lik bir değerle maksimuma ulaşmaktadır. Meme kanseri tedavisinde erken tanı en önemli faktördür. Ülkemizde meme kanseri sıklığının daha genç yaşlarda görülüyor olması tarama programları ve erken tanının önemini arttırmaktadır” diye konuştu.
Meme kanserinde erken tanının öneminin altını çizen Dr. Kesmez, erken tanı için kendi kendine meme muayenesi, hekim muayenesi ve tarama mamografisi gerektiğini belirterek, ancak bu üç bileşen birlikte olduğunda erken tanının başarılı olabileceğini vurguladı. Dr. Kesmez, mammografinin meme kanser taramasında altın standart tanı yöntemi olduğunu belirtti. Mamografi ile taramanın meme kanserinden ölüm oranlarını yüzde 25 ile 30 oranında azalttığını anlatan Dr. Kesmez, “Dijital mammografide, klasik mammografilerden farklı olarak görüntüler bir dedektör sayesinde dijital ortamda elde edilir. Dijital mammografinin en önemli avantajları verilen radyasyon dozunun azaltılması, çekim süresinin daha kısa olması ve sağladığı yüksek çözünürlük ile tanısal üstünlük sağlamasıdır. Dijital tomosentez mammografide ise kesitsel görüntüler alınarak meme dokusunun üç boyutlu görüntülenmesi mümkündür ve mammografilerin en temel sorunu olan yoğun meme tiplerinde karşılaşılan tanısal güçlüğü ortadan kaldırır” şeklinde konuştu.
Hastaların en çok endişe ettiği konunun mamografi taraması sırasında uygulanan radyasyonun meme kanseri açısından risk taşıyıp taşımadığı olduğunu belirten Dr. Kesmez, “Mamografi sırasında alınan radyasyon dozu oldukça düşüktür. 40 yaş üzeri bayanlarda radyasyona bağlı kanser oluşma olasılığı yok denecek kadar azdır. Doğru ve erken tanı ile elde edilecek fayda riske göre oldukça fazladır. Ayrıca son teknolojik gelişmelerle verilen radyasyon dozunda artış olmazken, daha az sıkıştırma ile görüntü elde edildiğinden hasta konforu artar. Kontrastlı spektral mammografi yeni bir teknik olup, kanser saptama duyarlılığını arttırır, tümör boyutlarının daha doğru değerlendirilmesini sağlar. Ayrıca MR incelemesinin gerçekleştirilemediği olgularda alternatif bir inceleme olarak kullanılabilir ve yapılan çalışmalara göre kanser saptama başarısında MR ile benzer sonuçlar verir” ifadelerini kullandı.