Manisa’da Hezarfen İşbirliği Protokolü imzalandı
MANİSA’DA ÖZELLİKLE KÜÇÜK VE ORTA BÜYÜKLÜKTEKİ İŞLETMELERİN (KOBİ) İNOVASYON KAPASİTELERİNİ ARTTIRMAK VE MARKALAŞMA YÖNÜNDE İLERİ SEVİYEYE TAŞIMAK AMACIYLA HEZARFEN PROJESİ İŞBİRLİĞİ PROTOKOLÜ İMZALANDI.
Manisa’da özellikle küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) inovasyon kapasitelerini arttırmak ve markalaşma yönünde ileri seviyeye taşımak amacıyla Hezarfen Projesi İşbirliği protokolü imzalandı.
Manisa’da faaliyet gösteren işletmelerin inovasyon kapasitelerini arttırmak ve markalaşma yolunda önemli bir adım atmalarını sağlamak amacıyla Türk Patent ve Marka Kurumu, Manisa Celal Bayar Üniversitesi ile Manisa Ticaret ve Sanayi Odası arasında işbirliği protokolü imzalandı. İmzalanan protokol ile Manisa’da faaliyet gösteren firmaların markalaşma yolunda ilerlemeleri sağlanarak katma değer kazandırılması hedefleniyor.
Projenin açılışında konuşan Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yılmaz, “KOBİ’lerin inovasyon kapasitelerini arttırmaya yönelik bu projenin KOBİ sınıflandırmasına giren işletmelerin büyük işletme olma ve markalaşma evresi olacağına düşünüyorum. Ayrıca yenilikçi ürün hizmetleri keşfetmelerine yönelik onların ihtiyaç duydukları desteği vereceğini biliyorum. Bu projeyle birlikte binlerce iş imkanı ortaya çıkacağına inanıyorum. Gelişmiş ülkelerdeki bütün ortak değerler bilime ve sanayiye önem veren toplumların sağlık sistemleri, eğitim sistemleri, orduları diğer ulusların en önünde gelme noktasında bir temel oluşturuyor. 25 milyar dolarlık gayri safi milli hasılası ile Manisa ihracatıyla 8. sırada. Bu ihracat rakamları Manisa çıkışlı olmadığı için 6. sırada ama 8. sıraya tekabül ediyor. Bu kadim topraklardaki sanayinin başkenti, tarımın başkenti Manisa’da marka, patent, coğrafi işaret durumunda istenilen yerde değiliz. Manisa bulunduğu değerleri tam anlamıyla yansıtma noktasında olması gereken yerde değil” dedi.
“25 milyar dolarlık bir işlem hacmini kendimize övünç olarak görmememiz lazım”
Manisa’nın ticari anlamda daha ileri seviyelere taşınması gerektiğini belirten Başkan Yılmaz, “Manisa 3000 bin yıllık tarihi boyunca ticaretin merkezi olmuş. Paranın ilk basıldığı yer Manisa 2005 yıllarında Avrupa’nın en iyi yatırım kenti seçilmesine rağmen, Çinli yatırımcılar tarafından dünyanın 10 kentinden biri seçilmesine rağmen elindeki değerler bizler için bir unut verici tablo ortaya koyabilir. Ama şunu kabul etmiyorum ki, Manisa’nın bulunduğu potansiyel bu potansiyel değil. Manisa 25 milyar dolarlık bir işlem hacmi görüyorsa bunu kendimize övünç olarak görmememiz lazım. Biz elimizdeki var olan değerlerle yetinmek durumunda değiliz. Bizim yaptığımız kadar bizim karşımızdaki ülkelerin ve bize rekabetçi olan ülkelerin unsurların ne yaptığını irdelemek durumundayız. Bizim çalışmaktan öte uyumaya hakkımız yok. Eğer biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bireyleri olarak içinde bulunduğumuz mekanları sonuna kadar çalışma noktasında kullanmıyorsak bunun vebalini bir şekilde ödemek durumundayız. Çok çalışarak bilimi ilmi bulma noktasında her türlü iradeyi ortaya koymaya çalışacağız. Pusulamız Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmalı. Fabrika ayarlarıyla oynamayacağız” diye konuştu.
“500 milyar dolarlık ihracatın yolu katma değerli üründen geçiyor”
Katma değerli ürün üretimini arttırmaya yönelik çalışmalar yürüteceklerini belirten Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, “Manisa ilimiz Türkiye geneline baktığımız zaman her ne kadar kapasitesi çok daha fazla olsa da önlerde olan bir ilimiz. Sinayi mülkiyet başvurularında ülkeler için artık bunlar en önemli değerler. Bundan 40 sene öncesiyle mukayese ettiğimiz zaman bir işletmenin toplam varlıkları içerisinde gayri varlıkları yüzde 80’lerin üzerine çıkmış durumda. 1970 yılına baktığımız zaman bunlar yüzde 20’lerin altındaydı. Dünya ekonomisi yaklaşık olarak 100 trilyon dolar civarında yıllık gayrisafi milli hasıla ürettiğini varsayarsak gayrisafi milli hasıla içerisinde gayri maddi varlıkların değeri 60 trilyon dolar. Amerika’ya baktığımız zaman bu oran daha da yüksek. Türkiye yaklaşık yıllık 100 milyon ton ağırlıkta bir ürünü satarak, bunu tarttığımız zaman her kilogramda yaklaşık 1,5 dolar kazanarak 160-170 milyar dolarlık bir ihracat rakamımız var. İlk hedefimiz 500 milyar dolarlık bir ihracat yapmak. Bunu elde etmenin tek yolu kilogramdan daha fazla para kazanmak. Bunu 3 dolara çıkardığımız zaman 500 milyar doları yakalıyoruz. Bunun tek yolu katma değerli üretim, markalaşma, özgün tasarımlar, özgün patentler buradan geçiyor” ifadelerini kullandı.
” Türkiye son 6 yıldır Avrupa’da en fazla marka başvurusu yapılan ülke”
Türkiye’nin Avrupa’da en fazla marka başvurusu yapan ülke olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Asan, “Türkiye son 6 yıldır Avrupa’da en fazla marka başvurusu yapılan ülke. Tabi bu markalaşma değil. İşletmelerimiz marka almayı seviyor. Ancak markalaşma konusunda bu kadar başarılı değiliz. Markayı alıyoruz ama sonrasında bunu değere dönüştürme noktasında maalesef başarılı değiliz. Ama o konuda da güzel örnekler var. Marka başvurularının çok olması kötü bir şey değil. Bu bir kültür ama onun ikinci aşamasında markalaşma konusunda da ulusal hedeflerimiz var. Bu konuda da Avrupa çapında güzel örneklerimiz var. Dünyada yine marka başvurularında 9. sırada. Tasarım başvurularında Avrupa’da 2. sırada. 40 binin üzerinde tasarım başvurumuz var. Dünyada tasarım çok önemli konu. Bunlar başvuru sayıları. Özgün tasarımlar noktasında 2 senedir çıkan yasada nitelik artışıyla ilgili düzenlemeler var. En geride olduğumuz konu patent başvuruları. Bu konuda da önemli gelişmeler var. Türkiye’de 10 binin üzerinde bir buluş başvurusu yapılıyor. Bundan 10 sene önce Türkiye’de yıllık 400 patent başvurusu yapılıyordu. Bugün bu başvuru 2 haftada yapılıyor. Sadece Manisa ilimizde 2018 yılında 200 patent başvurusu yapılmış. O anlamda patent başvurularında ciddi bir artış var. Şimdi bizim bu aşamadan sonra nitelik aşamasına geldiğimizi düşünüyorum. Genel olarak gelecek ile ilgili olumlu bakma durumunda olduğumuzu söyleyebilirim. Manisa ilinde Türkiye’de patent başvurularında geçen sene 6. sırada, marka başvurularında 20. sırada, faydalı modelde 10. ve tasarım başvurularında 18. sırada. Yine coğrafi işaretli ürünlere baktığımız zaman Manisa’da 13 coğrafi işaret var. Şu anda 7 tane işlemeye devam eden coğrafi işaret var. Onun için Türkiye genelinde önde olan bir ilimiz. Manisa ilimizin fikri mülkiyet başvurularında da durumu iyi. Hezarfen projesi 2007 yılından beri KOBİ’lere yönelik uyguladığımız, KOBİ’lerin sınayi mülkiyet bilgisini kullanarak rekabet avantajı olarak ulusal ve uluslar arası kullanabilirliğini öğretiyoruz. Oldukça da başarı alınan bir proje. Şu ana kadar 12 yıldır 16 ilimizde 19 kez uyguladık” diye konuştu.
Üretilen ürünleri fiyat bazında arttırmanın kaygısını yaşadıklarını belirten Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ataç, “Üretim geliştirme ayağını bir tarafa bırakıyoruz. Üretimi geliştirme ayağından sonraki pazarlama ve bunu sürdürebilir hale getirme ayağı da bizim en büyük sorunlarımızdan biri. Manisa’da çok sık yaşadığımız ve çok basit örnekle ifade ettiğimiz, 1 yıl 2 bin dolara sattığımız bir 1 ton kuru üzümü ertesi yıl 2 bin 100 dolara taşıyamıyoruz. Ürün rekoltesine göre değişen fiyat bandında satmaya çalışıyoruz. 1 ton kuru üzümü satıyoruz, 145 gramlık bir cep telefonu alıp çıkıyoruz. Sanayide yaşadığımız en büyük sıkıntılardan biri girdi maliyeti 100 dolar olan bir ürünü 130 liraya sattığımızda 130 para kazandığımızı anlatıyoruz. Onun bir marka değerini ortaya koyamıyorsak, ona bir katma değer sağlayamıyorsak 100 liralık bir ürünü 200 liraya, 300 liraya satabilmenin, fiyat bazında arttırabilmenin kaygısını yaşıyoruz. Bugün imzalayacağımız proje bu anlamda çok önemli” dedi.
Küresel ölçekte değişim ve dönüşümü yakalamak gerektiğini vurgulayan Manisa Valisi Ahmet Deniz, “Değişimi dönüşümü iyi takip edemiyorsanız. İzleyemiyorsanız zorluklar yaşamamanız mümkün değil. Artık çağımız sadece bilgi çağı değil. Bilginin teknolojiye evrildiği markanın, patentin, inovasyonun ön plana çıktığı, endüstri 5.0’ın konuşulduğu, tamamen robotların üretimde yer alacağı ayrı bir çağa doğru gidiyoruz. Çocuklarımızı gençlerimizi ilkokullardan itibaren buna hazır tutmamız lazım. Manisa’da da güzel çalışmalar var. 2015’ten itibaren başlayan KodlaManisa projesi kapsamında bütün ilçelerimize açılan atölyelerde inanılmaz çocuklarımız var. Ben de sık sık uğruyorum. Bunu taçlandırıyoruz. Yeni Nesil Eğitim Projesiyle biraz daha bu yapmak istediğimiz bizim tam da inovasyonun patentin, markyı çocuklarımızın zihinsel dönüşümünü sağlamak. Bütün gayemiz o. Ben sık sık fabrika ziyaretleri yapıyorum. Çok güzel mühendislerimiz var. 5-10 yıl aralığında bir çok şeyin değiştiğini göreceğiz. Hem devletimizin hem de hükümetimizin bütün birimleri buraya odaklandı. Katma değerli üretim yapmak zorundayız. Başka çaremiz de yok” diye konuştu.
Konuşmaların ardından Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ataç, Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanı Prof. Dr. Habip Asan ve Manisa TSO Başkanı Mehmet Yılmaz, Hezarfen Projesi işbirliği protokolünü imzaladı. Ardından son dört yılda patent, faydalı model, tasarım alanında en fazla başvuru yapan firmalara ödül verildi.