“Kulakta ağrı ve akıntı dış kulak enfeksiyonunun habercisi olabilir”
KULAK BURUN VE BOĞAZ HASTALIKLARI UZMANI OP. DR. MURAT BINAR, DIŞ KULAK YOLU ENFEKSİYONLARINDA KULAKTA AĞRI, AKINTI, KAŞINTI, TIKANIKLIK VE KULAĞA DOKUNMAKLA CİDDİ HASSASİYET GİBİ ŞİKAYETLER OLABİLECEĞİNİ SÖYLEDİ.
Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Murat Bınar, dış kulak yolu enfeksiyonlarında kulakta ağrı, akıntı, kaşıntı, tıkanıklık ve kulağa dokunmakla ciddi hassasiyet gibi şikayetler olabileceğini söyledi.
Dış kulak yolunda koruyucu bir tabaka ve flora denilen özel bir ortam vardır. Normalde kulaklarında herhangi bir rahatsızlığı olmayan, kulak zarında delik bulunmayan bir kişide, kulak bölgesine ve kanalına su girmesi herhangi bir problem oluşturmaz. Havuz ve denizde yüzme sonrasında dış kulak yolundaki koruyucu bariyerin özelliklerinde değişiklikler meydana geldiğini ve dış kulak yolu enfeksiyonlara yatkın hale gelebileceğini belirten Medicana International İstanbul Hastanesi Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Murat Bınar, dış ve orta kulak yolu enfeksiyonları hakkında açıklama yaptı.
“Şeker hastalığı göz önünde bulundurulmalı”
Dış kulak yolu enfeksiyonlarında kulakta ağrı, akıntı, kaşıntı, tıkanıklık ve kulağa dokunmakla ciddi hassasiyet gibi şikayetler olabileceğini kaydeden Dr. Murat Bınar, “En çok neden olan mikroorganizmalar genellikle bakteri ve mantarlardır. Enfeksiyona bağlı akıntılar, ödem ve olası kulak kiri mevcudiyetinin birlikteliği, dış kulak yolunun daralmasına ve işitme azlığına yol açabilir. Bu durumlarda en kısa zamanda kulak burun boğaz uzmanına başvurulmalıdır. Doktora başvurmadan kullanılacak damlalar veya diğer tedaviler daha kötü sonuçların doğmasına yol açabilir. Dış kulak yolu enfeksiyonu tedavisinde, antibiyotikli ve kortizonlu damlalar ile gerekirse ağızdan alınacak ilaçlar genellikle yeterli olmakla birlikte, bazı hastalarda kulak burun boğaz uzmanı tarafından dış kulak yoluna antibiyotikli sünger veya bez gibi parçalar yerleştirilerek sık aralıklarla takip gerekebilir. Dış kulak yolu enfeksiyonu ve enfeksiyonun tedavisi süresince kulağa su kaçırılmaması, banyoda kulakların sudan korunması önerilir. İnatçı dış kulak yolu enfeksiyonlarında şeker hastalığı, bağışıklık sistemi hastalıkları, beslenme bozukluğu gibi nedenler de göz önünde bulundurulmalıdır” dedi.
Orta kulak enfeksiyonunun belirtileri
Kulak; dış, orta ve iç kulak olmak üzere 3 kısımdan oluştuğunu kaydeden Dr. Murat Bınar, “Dış kulak ve orta kulak arasında kulak zarı vardır. Orta kulakta çekiç, örs ve üzengi adını verdiğimiz ufak kemikçikler ve bir miktar hava bulunur. Orta kulak boşluğu östaki tüpü adı verilen kanal ile burun arka kısmına ve boğaza açılır. Orta kulaktaki basınç ve dış basınç arasında sürekli bir denge vardır. Östaki tüpünün fonksiyon bozukluğu, üst solunum yolu enfeksiyonları, alerji ve anatomik yatkınlık gibi durumlar sonrasında, tüm bu anatomik ve fizyolojik ilişkiler etkilenerek orta kulak enfeksiyonu gelişebilir. Östaki tüpü yoluyla genize boşalamayan sıvı kulak zarı arkasında, orta kulakta toplanır. Bu sıvıda üreyen mikroorganizmalar orta kulak enfeksiyonuna zemin hazırlayabilir. Orta kulak iltihabı geçiren yetişkinler genellikle ağrı ve kulak tıkanıklığı hissi ile doktora başvurur. Ek olarak kulakta akıntı, işitme azlığı, çınlama ve bazen de ateş olabilir. Bu enfeksiyonlar yeni başlayan ve tedaviyle kısa sürede atlatılabilen akut orta kulak enfeksiyonu olabileceği gibi, aslında çocukluk dönemlerinden gelen ve kulak zarında delinmenin de olduğu kronik orta kulak iltihabı şeklinde de olabilir” şeklinde konuştu.
“Kalıcı kurak zarı delinmesi oluşabilir”
Dr. Bınar, “Çocukluk döneminde kulak zarı, yeni geçirilmekte olan orta kulak enfeksiyonun doğal sürecinde delinebilir ve enfeksiyon geçtikten sonra genellikle kendini tamir eder. Enfeksiyona yol açan anatomik durumların ve östaki tüpü problemlerinin devam etmesi, enfeksiyonların üst üste gelmesi veya enfeksiyonun uzun süre iyileşmemesi sonrasında kalıcı kulak zarı delinmesi meydana gelebilir. Bu şekilde kulak zarında açıklık ve orta kulak iltihabı olan hastaların kulaklarına su kaçırmaması gerekir, çünkü enfeksiyon ve akıntı nüks edebilir. Her geçirilen enfeksiyon sonrasında da hem kulak zarındaki açıklık büyüyebilir, hem de işitme değerinde kötüleşme meydana gelebilir. Kronik orta kulak iltihaplarının kesin tedavisi cerrahi tedavidir. Ameliyat yöntemleri kulak zarının tamir edilmesinden, orta kulaktaki kemikçik sisteminin yeniden kurulması ve kulak arkası kemiğinin enfeksiyondan temizlenmesine kadar çok farklı şekillerde olabilir. Bu hastaların değerlendirilmesi ve ameliyata hazırlık yapılması amacıyla radyolojik görüntüleme yöntemleri kullanılır” ifadelerini kullandı.