Kısırlık riskine karşı yumurta dondurma yaygınlaşıyor
MEDİCANA INTERNATİONAL ANKARA HASTANESİ KADIN HASTALIKLARI, DOĞUM UZMANI VE TÜP BEBEK MERKEZİ SORUMLUSU PROF. DR. SEVTAP HAMDEMR KILIÇ, YUMURTA DONDURMA HAKKINDA BİLGİ VERDİ.
Kanserin yaygınlaştığı günümüzde kemoterapi ve radyoterapi gibi tedaviler özellikle genç yaştaki hastalar için kısırlığı önemli bir sosyal sorun haline getirebilirken, yumurta dondurma işlemi yaygınlaşıyor.
Kanser tedavisinde uygulanan kemoterapi ve radyoterapi işlemleri, üreme sağlığını olumsuz etkileyebiliyor. Uzmanlar, kanser tedavisinin ardından çocuk sahibi olmayı düşünen kişilere tedaviye başlamadan önlemlerini almaları tavsiyesinde bulunuyor. Henüz bir yılı biraz aşkın süredir ülkemizde yasal hale gelen yumurta dondurma işlemi, kanser hastası olan kadınlar başta olmak üzere sıkça tercih edilmeye başlandı.
Medicana International Ankara Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Tek, kanser sıklığının fazlalaştığı günümüzde tedavi amaçlı verilen kemoterapilerin sağ kalımı uzattığını ve şifa oranını arttırdığını ancak özellikle genç yaştaki hastaların tedavi sonrası dönemlerinde kısırlığın önemli bir sosyal sorun oluşturduğunu aktardı. Kemoterapi sonrası kısırlık sıklığının alınan kemoterapi ilacına bağlı olarak yüzde 15 ile 30 oranında görülebildiğini belirten Tek, “Özellikle de kadınların tedavi öncesi dönemde bu açıdan dikkatli değerlendirilmesi gereklidir. Çünkü erkek hastalarda sperm toplanması kolay olmakla beraber, kadınlarda geleneksel kurallar ve regl dönemi gibi nedenlerle yumurta toplanması işlemi için uzun süreç gerekebilir. Diğer yandan özellikle pelvis bölgesine radyoterapi verilmesi gereken durumlarda da bu tedavi, kısırlık sebebi olabilir” diye konuştu.
Yumurta dondurma bir süredir yasal
Medicana International Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları, Doğum Uzmanı ve Tüp Bebek Merkezi sorumlusu Prof. Dr. Sevtap Hamdemr Kılıç da, “kadının yumurtalıklarından toplanan olgun yumurtaların ileriki yıllarda çocuk sahibi olunabilmesi için çok özel dondurma yöntemleriyle dondurulup saklanması” olarak açıklanabilen dondurma işleminin Eylül 2014’te Yardımcı Üreme Teknikleri Yönetmeliği’nde yapılan düzenleme ile ülkemizde yasal hale geldiğini kaydetti. Kılıç, “Temel amacı kadınların üreme yeteneğinin korunmasıdır. Bu işlemle ilk bebeğin Avustralya’da doğmasından günümüze kadar geçen yaklaşık 30 senede yumurta dondurma teknikleri ve başarı oranları hızla gelişti. Günümüzde artık dondurulmuş yumurtaya uygulanan tüp bebek yöntemleriyle gayet başarılı gebelik oranları elde edilebiliyor” şeklinde konuştu.
Yumurta dondurma işleminin gerçekleştirilmesine kanunen belirlenmiş belirli tıbbi zorunluluk hallerinde izin verildiğine işaret eden Prof. Dr. Kılıç, bu hallerin kemoterapi ve radyoterapi gibi gonad hücrelerine zarar veren tedaviler görülecek olması, yumurtalıkların alınması gibi üreme fonksiyonlarının kaybedilmesine yol açacak olan bir ameliyat geçirilecek olunması, düşük over rezervine sahip olunup henüz doğum yapılmamış veya aile öyküsünde erken menopoz hikayesinin bulunması olduğunu belirtti.
“Yumurtalar eksi 196 derecede muhafaza ediliyor”
İşlemin mutlaka deneyimli tüp bebek merkezlerinde yapılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Kılıç, uygulamanın nasıl gerçekleştiğine ilişkin ise şu bilgileri verdi:
“Yardımcı üreme teknikleri konusunda sertifikalı kadın doğum uzmanı, hastanın yumurtasını belli bir takibin ardından 10-12 gün sonra toplar. Yumurtaların kadınların hormonal ilaçlar ile uyarılmış yumurtalıklarından vajinal ulrasonografi ve yumurta toplama iğnesi yardımıyla toplanması gerekir. Toplanan yumurtalara dölleme ve rahime transfer işlemi yapılmaz. Bunların yerine yumurtalar, antifriz görevi gören kimyasal solüsyonlar ile belirlenmiş süreler boyunca muamele edilir ve hastaya özel olarak hazırlanmış taşıyıcılarda eksi 196 santigrad derecedeki sıvı azotu içeren tanklarda uzun süre muhafaza edilir. Dondurma işlemi, tüp bebek merkezinin embriyoloji laboratuvarında sorumlu embriyologlar tarafından yapılır.”
“Çözülen yumurtada canlılık oranı yüksek”
Prof. Dr. Kılıç, yumurtaların vitrifikasyon denilen pratik olmasına rağmen ciddi tecrübe ve dikkat isteyen dondurma yöntemiyle dondurulduğunu söyleyerek, “Bu işlem, çok hızlı dondurma prensibine dayanır ve amacı, dondurma sırasında yumurtalara ciddi zararlar verebilen buz kristallerinin oluşmasını engellemektir. Vitrifikasyon ile dondurulan yumurtalar çözüldüğünde yumurta başına yüzde 90 ile 100 canlılık oranları elde edilir. Çözülen her bir yumurta başına canlılık oranlarında yüzde 5 ile 10 düşme ihtimali mevcuttur” ifadelerini kullandı.
“Sperm dondurma yıllardır uygulanıyor”
Yıllardır yasal olduğu için daha çok bilinen sperm dondurma işleminde ise sperm hücrelerinin canlılıklarını uzun süre koruyabilmek amacı ile dondurularak saklanabildiğini ifade eden Prof. Dr. Kılıç, “Bugüne kadar yapılan bilimsel çalışmalar, dondurulmuş ve çözülmüş hareketli spermler ile yapılan mikroenjeksiyon sonrasında döllenme ve gebelik oranlarının olumsuz etkilenmediğini göstermektedir. Şayet dondurma için iyi kalitede yeteri kadar sperm elde edilebilmişse dondurulup çözünmüş spermler kullanılarak mikroenjeksiyon düşünülebilir” dedi.
Yardımcı Üreme Teknikleri Yönetmeliği’ne göre ise dondurulmuş üreme hücreleri merkezlerde en fazla beş yıl süreyle saklanıyor. Daha fazla saklanması bakanlığın ve hücre sahiplerinin iznine tabi olup, saklanan numunelerin değerlendirmeleri, sayımları ve tekrar kullanılmasını engelleyecek şekilde imhası ilgili müdürlük bünyesinde kurulacak komisyon tarafından yapılıyor.